"Korkma, ben yanındayım... Korkma..."
Babam bana gözlerinde yaşlarla bakıyordu. Hayatımda ilk kez bir araba kazasında bulunmuştum, hala yaşıyor olmam bile bir mucizeydi çünkü araba resmen takla atmıştı. Yüzümde sıyrıklar vardı ve vücudumun bir kısmı yara bere içindeydi. Oysa o sırada bunların hiçbirini umursamıyordum, bilmek istediğim tek şey arabayı süren arkadaşım Gizem'in ne durumda olduğuydu.
"Gizem nerede?" diye sordum babama merakla bakarak. Sesimin yüksek çıkması için çabalamıştım ama ağrılarım yüzünden bir fısıltı gibi duyulduğuna emindim.
Babamın yüzünde beni paniğe sokan bir ifade belirince kontrolümü kaybettim ve, "Ona bir şey mi oldu?" diye bağırdım, neyse ki bu sefer sesim istediğim kadar yüksek çıkabilmişti.
"Irmak..."
"Ne oldu? Söyle!"
"Ne yazık ki onu kaybettik güzelim."
Babamın bunu birden söylemesiyle beraber kalp atışlarımın hızlanması doktorları endişelendirmiş olacak ki sakinleşmem için karşıma geçip bir sürü şey söylediklerini hayal meyal hatırlıyorum ama o an dediklerinden hiçbir şey anlamıyordum. Gizem benim bebeklikten beri en yakın arkadaşım, hatta tek arkadaşımdı. Onunla beraber büyümüştüm, birbirimizden asla bir şey saklamazdık, her şeyi birbirimizle paylaşırdık. O ölmüş olamazdı, biliyordum. İçimde onun ölmediğine dair bir his vardı ve bu his o kadar güçlüydü ki üzüntülü bakışlarla beni süzen doktorlardan birine, "O ölmedi, yalan söylüyorsunuz," dedim. İşte her şey o sözden sonra başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KORKUSUZ
RandomEn yakın arkadaşıyla korkunç bir kaza geçirdikten sonra Irmak, kaybolan arkadaşının gerçekten ölüp ölmediğini bilmek istiyor ancak hem aşık olup hem de bu gizemin arkasındakileri öğrenmeye çalışmak bir hayli zor oluyor. Her şey dışardan göründüğü gi...