-nelerden mi hoşlanırım bilmem...kimya olmadığı kesin...resim çizerim.(dedim ve bana kocaman gözlerle baktı). -ciddi misin?ben düz çizgi bile çizemem. - benim de kimya da iyi olmadığım ve senin gayet iyi olduğun gerçeği de var. güldü.gülünce yeşil gözlerinin etrafı kırıştı. -nerede kalıyorsun? çünkü sanırım ben buradan sağa dönüyorum. -peki, o zaman - peki,...tekrar görüşürüz o zaman? - aynı okula gidiyoruz. (dedim gülümseyerek.) - ah doğru... iyi akşamlar Alex. yanından ayrıldım.eve girmek için kapıyı açmıştım ki Zacki basamaklarda oturmuş bir şekilde gördüm.Onu görünce suratımı asıp, - ne istiyorsun?(diye sordum) sonunda kafasını kaldırıp bana baktı.- ben sadece bir şey sormak istiyorum....Şu Josh ile alakan ne? -bunu sormak için mi buradasın? asıl senin alakan ne? - önce ben sordum.çıkıyor musunuz? -hah, böyle özel konulara girmek için ilk önce özür dilemen lazım.ama unutmuşum sen özür filan dilemezsin.hem sanane! deyip kapıyı arkasından kapattım.rahatlamak içn geldiğim evdeki manzaraya baktım ev darmadağınıktı yerdeki cam parçalarının ardından annemin cansız bedenini gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
takıldığımız çakıltaşları
Romantizmhayat insana çeşitli seçenekler verir. kaybet yada kazan, kendin olanı al yada sonsuza kadar unut... benim seçim şansım ise geçmiş ve gelecekti bugün denilen kavram beni yalnız bırakmıştı.