Uyandığımda yine her zamanki gibi bir gündü. Kahvaltı, sosyal medya ,televizyon , arkadaşlarla küçük küçük sohbetler falan derken gözüm salondaki takvime takıldı. Zaman çok çabuk geçiyordu. Ben daha dün annemleri ikna etmenin verdiği huzurla uyuya kalmamışmıydım? Sanki sihirli bir değnek zamanı ileri sarmıştı. Koskoca 3 ay , tatil yapamadan şehirden uzaklaşamadan geçip gitmişti. Okullar açılacağı için içimi ne kadar kara bulutlar kaplasada tatlı bir heyecan vardı. Sonuçta yeni insanlarla tanışacaktım. Kendi kendime bunları düşünürken iç sesime bi yumruk attım. Çünkü bir sorunumuz vardı. Ben hala nakil aldıracağım okulu seçmemiştim. Offff şimdi kim bunlarla uğraşacaktı? Yatmaya o kadar çok alışmıştım ki. Kendim için bile olsa birşeylerle uğraşmak acayip koyuyordu. Bilgisayarımı açıp gidebileceğim okulların bi listesini çıkarttım. Annemin yanına giderken telefonla konustuğunu farkettim. Bi hüseyin amcamız vardı bizim , aile dostumuz annemin babamın çok yakın arkadaşı. Okul servisleri işiyle uğraşıyordu ve annem sanırım onunla bu okul mevzusunu konuşuyordu. Listeyi anneme verdim ama annem buna gerek olmadığını hüseyin amcanın halledeceğini söyledi. Benim fikrim bile sorulmamıştı. Bu durum ne kadar sinirimi bozsada bozuntuya vermedim sonuçta onları fikirlerinden caydırmak istemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OKUL
Ficção AdolescenteYanlışlar öğretmez mi bize doğruları? Yanlışlar değil midir doğruları doğru kılan ? Peki ya doğru gibi görünen yanlışlarla kim savaşacak? İşte öyle karışık bir hikaye.