Bölüm 9 - SALAK İLE AVANAK

2.1K 289 417
                                    

Gözlerini yavaşça aralarken "Teşekkür ederim," dedi sakince. "Beni ne kadar mutlu ettiğini tahmin bile edemezsin. Nihayet beni kabul ettiğin için minnettarım."

Yibo suratına bakarken aceleyle kaskın kilidini geçirdi ve gözlerini kaçırıp kollarını boynundan indirdi. "Tamam, tamam. Teşekküre gerek yok. Gidelim hadi." Etrafına bakınıp ensesini kaşıdıktan sonra motora atladı. Biraz şey hissetmişti... garip.

Jiyang'la veya diğerleriyle çok daha yakın temaslar kurduğu olmuştu ama hiçbiri böyle hissettirmemişti. Kalbini attırmamıştı veya terletmemişti. Ondan etkilendiğini biliyordu ama... neden?

Xiao Zhan hiç Yibo'nun tipi değildi ki. Onun gibi kişiler ilgisini çekmezdi. Bu sadece anlık bir heyecan mıydı yoksa gereksiz bir cinsel çekim mi bilemiyordu. Şimdilik uzak durmak en iyisi olacaktı.

Bu esnada Xiao Zhan da çoktan arkasına binmiş, güzelce konumlanmıştı. "Uykum var, sana yaslansam olur mu?"

Kaskın içinden yükselen boğuk sesle başını arkaya çevirdi Yibo. "Üstüme kusarsan gebertirim seni."

Xiao Zhan güldü. "Yok canım, o kadar sarhoş değilim. Hatta sarhoş bile değilim! Sadece fazla yoruldum ve uykum var. Alkol bunları pekiştirdi sanırım..." Ardından kollarını Yibo'nun beline dolayarak kendini sağlama aldı. Başını da geniş sırta yasladığında o kadar rahattı ki... keyfine diyecek yoktu.

"İçeceğiniz ne olsun efendim?" Yibo gaza basmadan önce yine arkasını döndüğünde Xiao Zhan geri çekilmek zorunda kaldı. "Ne?"

"Uzaklaş! Böyle rahat süremem. Dayan biraz, çocuk musun?" azarlamasının ardından vakit kaybetmeden yola çıktılar. Şehrin dışında bir yerde oldukları için ıssız ve karanlıktı. Yibo yavaş ve dikkatli sürüyordu. Taşlı ve biraz engebeli kestirme bir yola saptığında Xiao Zhan yine mayışıp sırnaşmıştı.

Yibo gözlerini devirip sürmeye devam etti. Her neyse. Dayanabilirdi. Fakat yolun engebeli olması işleri biraz zorlaştırıyordu. Vücudunu dikleştirip silkelense de fayda etmedi. Xiao Zhan çoktan sızmış mıydı?

Motoru hızlandırdı. Xiao Zhan'ın ayılıp kendine gelmesini istiyordu ama o hızlandıkça motor daha çok sallanıyordu.

"LAN!" Motoru aniden durdurduğunda, Xiao Zhan da başını kaldırıp toparlanmıştı.Yibo derin bir nefes alıp geriye döndü. "Çantam."

"Ne?"

"Çantam nerede?"

Xiao Zhan şaşkın, şapşal suratıyla olanları algılamakta güçlük çekiyordu. Elini arkaya atıp çantayı uzattı. "Al, buradaydı."

"Araya koy."

"Ne?"

"Çantayı aramıza koy!"

Xiao Zhan bu delinin yaptıklarını sorgulayamayacak kadar uykuluydu, o yüzden üstelemedi. Çantayı kucağına koyup Yibo'nun omuzlarına tutundu. "Oldu mu?"

"Araya mesafe koy, dibime girme."

"Offfffff...." Xiao Zhan bayılmak üzereydi. Biraz geriye kayıp tekrar yerleşmeye çalıştığında bir sızı hissetti. Sızının olduğu yere baktığında olmaması gereken bir manzarayla karşılaştı. Gözleri büyüyüp ağzından bir küfür çıktığında aniden ellerini Yibo'dan çekip arkadaki demirlere tutundu.

Boğazını temizleyip "Hadi gidelim artık." dedikten sonra çantayı bir kez daha düzeltti. Gerçekten böyle rezil olmak zorunda mıydı? Neden başına böyle bir şey gelmişti ki? Hem de Yibo'nun yanında. Bir an önce eve gitmek istiyordu. "Biraz hızlı gider misin? Gerçekten uykum geldi." Bu utançla daha fazla yanında duramam, diye düşünüyordu.

fake loser || yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin