BÖLÜM 39

152 11 1
                                    

İki hafta... Koskoca iki hafta ben yokmuşum. Nerede, ne yaptım, hatırlamam lazım. Zorla beynini Asel. Hadi.

Düşüncelerim arasında boğulurken havanın karardığını fark edememiştim bile. Evin yanından duşlara doğru ilerlerken evin arka tarafında duvara yaslanmış bir şekilde elinde de bira şişesiyle hala beni bekleyen Batuhan'ı gördüm. Derin bir nefes alıp istemsizce göz devirdikten sonra yanına doğru ilerledim, çıktığımın farkında değildi.

- Çıktım Bodyguardım. Şimdi duşa gideceğim. Orada da beklemezsin herhalde.

- Asi, ben... senden bir dakika bile ayrı durmak istemiyorum artık. (Bu konuşmadan hoşlanmadım.)

- Batuhan, bak biz artık eskisi gibi değiliz önce bunu kabul et.

- Biliyorum, ben de sadece bu yüzden buraya geldim.

- O ne demek?

- Sadece senin için geldim. Seni kaybetmemek için.

- Batuhan ne diyorsun sen?

- Asel ben sana aşığım! (Tüylerim diken diken olmuştu, eskiden olsa mutlu olabileceğim bu bilgi şuan itmişti beni.) O yüzden seni kaybetmeyi göze alamam.

- Batuhan, bak şuan düzgün düşünemiyorsun, sarhoşsun ve ben gidiyorum. (kolumdan tuttu.)

- Bu sefer izin vermeyeceğim gitmene.

- Kolumu acıtıyorsun.

- Özür dilerim. (deyip bıraktı.) Asel ben yıllarca fark edememişim bunu. Seni, beni, bizi ne kadar istediğimi...(Gözlerimin içine bakıyordu. Gerçekti söyledikleri ama ben inanmak istemiyordum. Benim için yıllarca farklı bir noktadaydı. Şimdi, bu kadar şey yaşanmışken bu itiraf hoşuma gitmemişti.)

- Batuhan ben... Gitsem iyi olacak.

- Yeniden Batu de ne olur?

- Bunu yapamayacağımı biliyorsun.

- Neden ya neden? Ne yaptım ben sana bu kadar?

- Ne demek ne yaptım ya? Abime yaptırmaya çalıştığın şey... Annenle babamı onaylaman. (Sesim yükselmişti.)

- Annemle babanı onaylamak mı? Neyi onayladım ben? Annemle babanın ne alakası var?

- Benimle oyun oynama. Ne olduğunu gayet iyi biliyorsun.

- Neyi biliyorum Asel?

- Annen ve babamın ilişkisini.

- Ne? Ne.. ne diyorsun sen? (Yüzündeki şaşkın ifade beni de şaşırtmıştı. Biliyordu, beni sakinleştirmeye çalışmıştı bu konuda hatta.)

- Batuhan, bana gelip bu durumu nasıl kabullendiğini anlatmadın mı sen?

- Ne? Bir de kabullenme mi? Asel saçmalıyorsun.

- Nasıl ya? Batuhan, sen annen ve babam kahvaltı ediyordunuz. Gayet mutluydun bu duruma. Bana bunları hatırlamıyormuş gibi yapma sakın!

- Asel neyden bahsettiğini gerçekten bilmiyorum. Ama bu yarattığın senaryodan hoşlanmadım. Bence git kendine gel. Kafan karışmış senin.

- Benim kafam karışık falan değil Batuhan! Senin annen yüzünden benim annem öldü! Nasıl kafam karışık olabilir ya?

- Asel ben bu saçmalıkları daha fazla dinlemeyeceğim. Bunlar büyük suçlamalar ve anneme bunu yapamazsın!

- Batuhan benimle dalga mı geçiyorsun sen?

- Ben gidiyorum. Kalbini kırmak istemiyorum. (deyip dönüp gitti. Orada öylece kalakaldım. Bir 30 saniye orada öyle dikilip kaldıktan sonra odama gidip havlu ve eşyalarımı alıp duş alanına gitti.)

DENEYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin