Son Tanrıça

~17~

Medya: Kymopoleia
Bölüm şarkısı: Hozier- Take Me The Church

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın ❤️

"Hoşgeldiniz küçük hanım."

Odamda beklemediğim bu sesle birden arkama döndüm. Poseidon'la birlikte gelen adamdı bu.

"Ne işin var burada?"

"Korkmana gerek yok küçük hanım."

"Korktuğumu da nereden çıkarttın?!"

"Hissederim Ápeiro. Ben her şeyi hissederim."

"Tekrar soruyorum ne işin var burada?!"

"Konuşacak çok şeyimiz var..."

"Apollo senden bahsetmişti."

"Anladığım kadarıyla hakkımda pek iyi şeyler söylememiş."

"Kötü şeyler de söylemedi. Ne hakkında konuşmak istiyorsun?"

"Agápi'nin sana iletmemi istediği bir hediye var Ápeiro."

Dedi ve önünde duran masadaki küçük kutuyu aldı. Ayağa kalkıp yanıma yaklaştı ve elimi tuttu.

"Bu ne?"

"Yalnız kaldığın zaman aç ve-"

"Hades? Ne işin var burada?"

Hades cümlesini tamamlayamadan içeri Apollo girmişti.

"Sevgili Ápeiro ile biraz muhabbet etmek istedim. Her neyse burada fazla vakit geçirdim. Kendi sarayıma dönsem iyi olur."

Diyerek odadan çıktı. Bir süre arkasından baka kalmıştım.

"Ne söyledi sana?"

Bakışlarım Apollo'ya döndü.

"Önemli bir şey söylemedi. Sadece bu kutuyu verdi ve gitti."

"Ne var kutuda?" Dedi sert bir ses tonuyla.

"Bilmiyorum Apollo henüz bakma şansım olmadı ve kutuyu yalnız olduğum bir vakitte açmamı söyledi."

"Anladım."

Apollo, Hades'i görünce normalde olduğunun aksine öfkeli bir adama dönüşmüştü. Elinde duran kutuya kaydı gözüm.

"Asıl o kutuda ne var?"

Şaşkınca kendi elindeki kutuya baktı.

"Bu mu? Tabi ya unutmuşum. Ayağın için, geç otur şuraya."

Ben koltuğa otururken, o da elindeki kutuyu masaya koyup içinden bir şeyler çıkarıyordu.

"Bunlar da ne böyle?"

Elindeki kremi göstererek konuştu.

"Bu Agrimony, yaranın daha hızlı iyileşmesi için kullanılır. Tanrıların pek yaralanma gibi bir durumu olmadığı için burada bu bitkiyi pek göremezsin ancak saray çalışanları bana yardımcı oldu."

Ayağımı dikkat ederek dizinin üstüne koydu ve ilk önce temiz bir bezi ıslatarak yarayı temizledi.

"Ah!"

"Özür dilerim, çok acıdı mı?"

"Hayır, sadece bir anlık boşluğuma geldi. "