Ravend-maalesef
İzbe bir sokaktı ruhum, harabe evlerle donatılmış bir izbelik. Yalnızlık artık tamamıyla ruhuma işlemişti, demirden kalbimin gitgide pas tuttuğunu hissediyordum.
Ne bir ailem vardı, ne bir arkadaşım. Zaten kim benim gibi bir umutsuz vaka ile arkadaş olurdu ki.
İnsanlar menfaatleri uğruna arkadaşlık kurardı, gerçek arkadaşlık sadece filmlerde veya dizilerde olurdu. Ha, bir de kitaplarda...
Tam anlamıyla kimsesizdim. Babamı hiç tanımamıştım. Annem ise sürtük bir para avcısıydı.
Zengin bir adamın metresi olarak küçük bir villada yaşam sürüyor ve aklına asla bir kızı olduğu gelmiyordu. Her çocuk doğuran anne olamazdı. Bu her bir tarafı türlü pisliklerle kaplı olan dünyada yapayalnız, 3 kuruş para için canla başla çalışan bir kızdım.
Bu yaşıma kadar bana bakan anneannem geçen sene kollarımda can vermişti. Bana hayatı öğreten, yaşama sımsıkı tutunmam gerektiğini anlatan kalbi güzel anneannem. Kendi kızından çok beni seven anneannem. Sabah ben kahvaltı hazırlarken banyoya abdest almaya gitmiş sonra tam banyodan çıkacakken yere yığılmasıyla yanına koşmuştum. Yere oturup kafasını bacaklarımın üstüne koyup hıçkıra hıçkıra ağlayıp " Ölme, lütfen ölme senden başka kimsem yok, beni bu kötü dünyada bir başıma bırakma." Diyerek bağrınıyordum.
Son nefesinde, kucağımda yatarken söylediği söz için yaşama tutunuyordum.
"Kimsesizliğinden ve herşeye rağmen o tertemiz kalbinden kendine güzel bir hayat kur kızım, ben bu dünyadan göçüp gideceğim, sen ise kendi hayatını kendin kuracaksın, sen benim güçlü güzel kızımsın. Söz ver bana, yılmak yok."
Göz yaşım onun yanağına döküldü ve süzüldü.
"Söz, sana söz veriyorum sana layık bir kız çocuğu olacağım."
Gözleri yavaşça kapandı ve kafası yan tarafa düştü.
Göz yaşlarım yüzüne damlarken öylece kucağımdaki anneanneme bakıp kalakalmıştım.
O günden sonra yalnızlık en acımasız halini gözlerimin önüne serdi.
Bir yerlerde geberip gitsem, cenazemi alacak bile kimsem yoktu.
Yürüdüğüm izbe sokakta soğuktan hissetmemeye başladığım ellerimi ince montumun ceplerine sokup ısıtmaya çalıştım. Gece üstüme siyah renkli bir kefen gibi sarılmıştı.
Geceleri çalıştığım barın arka kapısına doğru ilerledim ve içeri girdim. Yüksek ses kulaklarımı tırmaladı, umursamadım. Personel odasına girip montumu çıkardım ve siyah önlüğü üstüme geçirdim.
Bara doğru ilerleyip Tunç'un yanına vardım.
"Bugün çok kalabalık, canımız çıkacak yine." Dedi, omuz silktim.
"Alışkınım ben."
Evet alışkınım, yıllardır canım çıkıyordu zaten.
3 saat sonra
İçki servisi yapmaktan canım çıkmış halde tabureye oturup soluklandım. Karnımın guruldamasını susturmak için elimle karnıma baskı yaptım. Açlığa karşı artık daha dayanıklıydım fakat bugün gerçekten adam gibi hiçbir şey yememiştim.
Sabah 6da kalkıp broşür dağıtıyor, daha sonra kafe'ye geçiyordum. Akşam 11 gibi kafeden çıkıp bar'a geçiyordum. Gece 4 gibi de bardan çıkıp eve geçiyordum. Geriye 2 saatlik bir uyku ile dinlenmek kalıyordu.
Yoruluyor muydum? Evet. Fakat bu adaletsiz duzende, bir başıma yaşayabilmek için bunlara katlanmaya mecburdum. Çok zor zamanlarım olmuştu. Eski ev sahibi tarafından hem fiziksel hem de psikolojik tacize uğradığım zamanlar, iş bulamayıp komşulardan bir parça ekmek istemek zorunda kaldığım zamanlar.
Fakat bunlara rağmen kötü yola düşmedim, bir adamla evlenip ihtiyaçlarım için onun parasına muhtaç kalmadım ya da bir kaldırıma çömelip dilenmedim.
Hayat bana karşı hiç gülmemiş olabilirdi fakat ben inatçı bir kızdım. Yaşama tutunmak istiyorsam en sıkı şekilde tutunurdum.
Fakat artık pek de mecalim kalmamıştı. Yorgundum, ruhum çok yorgundu. Anneanneme verdiğim söz uğruna yaşamıma son vermiyordum. Aslında ölmek istemezdim hiç. Ölümden korkarım da hatta ama yaşamak ölmekten daha zordu ve zamanla anlamıştım ki, ölmekten değil yaşamaktan korkmalıydım.
Ya hayal kırıklıklarım üzerine hayat kuracaktım ya da değersiz hayatım son bulacaktı.
Vanessa'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
maalesef | kısa hikaye
Fiksi Umum'Hayal kırıklıklarının üzerini kurulu hayatımın sona ermesi için çabalıyorum artık, umut yok, sesimi kimse duymuyor.' Kitap intihar, argo, ve cinsellik içerecektir. Rahatsız olanlar okumasın.