Evime doğru yürürken bana çarpan beden ile geriye sarsıldım.
"hey! önüne baksana serseri!"
Siyah saçları dağılmış, gözleri kan çanağı dönmüş, baygın gözlerle bana bakarak konuşmaya çalıştı."Çabuk bana ilacımı ver seni adi!"
Uzun ve ince elleri ile karanlık sokakta bir o yana bir bu yana bakmaya devam ediyordu. Serseri tipine bakacak olursak ne aradığını az çok biliyordum..
"Hey bunu mu arıyorsun?"
Elimdeki beyaz tozlu ilacı görünce baygınlaşmış olan siyah gözleri olabildiğince daha da koyulaştı sanki..
Soğuktan kızarmış elleri elime değince tuhaf hissettim.
İstemsizce kaşlarımı çattım.
Yüksek ihtimal bu kokaindi. Ve bu yakışıklı genç de bağımlısı.Aptal.
"Bunu neden sana vereyim kendine zarar vermen için mi?"
Her an bayılacakmış gibi duran genç
Dudağındaki kurumuş kan ile konuştu."Onu içmezsem sakinleşemem.."
Evet tahmin ettiğim gibi bağımlı.
"iyi al bakalım!" diyip arkada duran leş gibi kokan çöp kutusuna fırlattım.Önümdeki gencin gözlerini kısarak nefret dolu bakışlar yolluyordu bana, dişlerini o kadar çok sıkıyordu bir an bütün dişleri düşecek sandım.
Sinirle resmen kükrediğinde onu hiç takmayarak önüme döndüm ve yürümeye başladım. Sessizlik içinde sadece poşet ve hışırtı sesleri geliyordu. Sanırım şu an o leş kokan iğrenç çöp kutusunu karıştırıp, ona göre ilaç olan zehri arıyordu.
Bu tip insanlar sinirimi bozuyordu, tamam anlıyorum sorunlarınız var ama böyle kendine zarar vermek mantıklı bir yol değil. Benim gibi dansla ilgililenebilir yada yemek yapabilirdi, veya şarkı söylemek, spor yapmak gibi bunlar hem keyif verici hemde güzel aktivitelerdi.
Müzik dinleyerek karanlık ve serin havada yürüyemeye devam ediyordum ki telefonum çalana kadar.
"Efendim hoseok, hayır eve varmak üzereyim. Peki, iyi geceler hyung!"
Hoseok ile ilkokuldan beri yakın arkadaştık ve bugüne kadarki tek hayalimiz iyi birer dansçı olmaktı. Dans ruhumu iyileştiriyor ve kendimi her zaman iyi hissetmeme neden oluyordu. Dans ederken sanki gökyüzünde özgürce uçuyordum ve ben bu hisse resmen aşıktım. Park jimin denilince akla ilk dans gelirdi. Diye düşünürken güzel düşüncelerimi bölen adım sesleri olmuştu. Ama bu satte kim sokakta olurdu ki? Evim sessiz bir yerdeydi pek kişi olmazdı genelde.
"heyy! Kim var orda!"
Sadece ay'ın aydınlattığı karanlık ve soğuk sokakta kapımın önünde öylece durdum ve tekrar seslendim.
"Kim var orda dedim!"
Bu sefer daha yüksek sesle bağırdığımda elimde cam şişe ile telefonumun fenerini açıp sese doğru adımladım. Kocaman kiraz ağacının arkasından birinin fırlaması ile elimdeki şişeyi refleks olarak direk boynuna fırlattım.
Genç olduğunu tahmin ettiğim kişi acı ile inleyip elini boynuna tuttu. Tam kim olduğunu soracakken boynundan akan kan ile kapşonunu takıp hızlı bir şekilde koşmaya başladı. Kim olduğu hakkında hiç bir fikrim yok ve bu beni korkuttu açıkçası. Boynuna vurduğum için pişman değildim tabiki sonuçta o kim bilmiyorum ve niyeti de iyi değildi anlaşılan. Neyse bence dersini aldı ve birdaha bana bulaşmazdı...
Merhaba, ilk defa fic yazıyorum bir yanlışım varsa affedin daha iyi yazmaya çalışacağım.. İyi geceler civcivlerim.. 🐥💜🧚♀️💖✨🍒
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my savior~VMİN
ActionDansçı Park Jimin ile, serseri uyuşturucu bağımlısı Kim Taehyung'un maceraları.. *Bu ficte her an herşey olabilir. *Park Jimin o gece çarptığı kişinin başına neler açacağını ve ona büyük bir hasar vereceğini bilmiyordu.. Ve Kim Taehyung.. Ona karş...