Huzuru(m)

192 6 0
                                    

Şuan göğsüme sırtını dayamış bir şekilde deniz ve gökyüzünün maviliğini izleyen sevgilime bakıyordum. Güneş ışıkları beyaz tenini süslüyordu.

Gerçekten ne zamana böyle olduğumuzu anlayamadım. Bir anda sevgili olup, bir anda bir olduk ama nedense içinde bir korku yoktu. Bulduğum huzurdan gerek.

"sevgilim, neden iki ayrı yat kiraladın."

" daha çok çeşit deniz canlısı bulmak için ama asıl neden başbaşa olmak için"

Gülmüştü. Diş etlerini göstere göstere gülmüştü. Dayanamayıp eğilerek gülüşünden öpmüştüm.

"kamera kayıtta değil mi?"

Önümüzdeki ekrana baktığımda sayacın ilerleyişine bakıp kafa salladım.

"evet, baksana yarım saatte kırk çeşit farklı deniz canlısı kaydetmiş."

Bana kafa sallayıp, gözlerini kapattı.

"çok huzurluyum, öyle böyle değil baya baya huzurluyum kook. Sana teşekkür ederim. Bana bu huzuru tatarıdığın için. Sen olmasan şuan belki hala masa başında deney yapıyor olurdum yada burada stres içinde oturmuş bekliyor olurdum. Ahh bana ne yaptın bilmiyorum ama çok hoşuma gidiyor"

Bu kadar aşkı bana verdiğin için asıl ben sana teşekkür ederim. Gözlerine baka baka içimden bu sözleri tekrarladım. Ne kadar öyle bakıştık bilmiyorum ama yoongi nin dikleşip birden dudaklarıma kapanması ile kendine gelmiştim.

Alt dudağımı emerken hala karşılık vermiyordum. Sinirlenmiş olsa ki birden bacaklarını iki yana açarak kucağıma çıkıp alt dudağımı ısırmıştı. Haşin sevgilim. Ona gülüp karşılık vermeye başlamıştım. Dududaklarımız ahenk ile dans ederken nefes almak için geri çekilmiştim.

"kook huzur oldun hayatıma, huzurum oldun, seni seviyorum, seni istiyorum"

İşte bu söze bir şey söyleyemedim. Direk dudaklarına kapandım. Bu sefer onun alt dudağını ben emerek ısırırken o ağzıma inliyordu. Dudaklarımızı ayırmadan onu kucağıma alıp kapalı kısma ilerledik.

"denizde bile olsak seni o havadaki kuşların bile görmesini istemiyorum."dedim.

Açık olan boynuna eğilip öpmeye ve ısırmaya başladım.

Elleri belime gidip okşamaya başladı. Tişörtümü hızla çıkarıp yere attı. Birden beni altına alıp boynumdan başlayarak kaslarına doğru inmeye başladı. Tekrar dudaklarıma çıktığında sertçe öpmeye başladı.

"dayanamıyorum artık kook hızlanalım"

Yeniden onu altıma alarak pantolonunu çıkardım. Bacaklarını iki yana açarak küçük deliğini öne çıkardım.

"valiz...valizin ön kapağını aç kookie"

Anlamaz gözler ile ona baktım.

"hadi be canım yanıyor."

Hıxla koltukların arkasındaki valizin ön kapağını açtım. Kayganlaştırıcı.

"bunu ne ara aldın"

Bana gülüp kafa sallamıştı.

Yanına gidip kayganlaştırıcı parmaklıma sıkıp,sıkı deliğe soktum.

Acı ile inledikten sonra biraz bekledim yavaş yavaş git gelerinin ardından ikinci parmağımda soktum artık acı çığlıkları zevke dönüşmeye başlayınca. Olduğu yerden kalkıp kucağıma oturdu. Aletimi tutarak yavaş yavaş deliğinin girişine getirdi.

Birden beni içine alınca acı bir çığlık attı

"geçecek sevgilim. Neden birden aldın ki"

Ona kızmıştım gerçekten zaten ona kıyamıyorken birde kendinin canını acıtıyordu.

Yavaş yavaş hareket etmeye başlamıştı. Ellerimi beline koyup ona destek oldum. Dudaklarıma kapanıp öpmeye başladı. İki de bir geri çekilip dudaklarıma fısıldsysrak seni seviyorum diye fısıldıyordu.

İkimizde artık dayanamayacağım hale gelirken yeniden onu altıma alıp giriş çıkışlarımı hızlandırıp sona gelmiştim. O da karnının üzerine boşalmıştı.

Yavaş yavaş içinden çıkarak kendimi yanına attım.

"bende seni seviyorum sevgilim, hayatım, huzurum....

=========================================

Yatakta biraz uzandıktan sonra banyoya girip temizlenmiltik. Şuan yoongi içeride yemekle uğraşırken bende dışarıda romantik bir masa hazırlıyordum.

" yaklaşık iki saat geçti ve şimdiden balık çeşitleri artı sevgilim bu büyük okyanusta ne cevherler varmış."

Ona gülüp yanağına bir öpücük kondurdum. Bana bakıp gülümsemişti. Gözlerini benden çekip masaya bakmıştı

"romantik bir akşam yemeği, off bayıldım şuan"

Ona gülüp yeniden yanaklarına öpücük koydum.

Benden ayrılarak içeri geri gitti. Ardından elinde tabaklar ile gelmişti. İki üç şey daha getirip. Masaya karşıma oturdu.

"o balıkçı kadak güzel olmamış olabilir"

"senin elindeyse daha lezzetlidir kalıbıma basarım"

Gülmüştü. Önümdeki balıktan bir parça ağzıma attım. Gerçekten efsane yapmıştı. Yoongi nin el lezettine bayılıyordum.

Yemeklerimizi yedikten sonra beraber masaya toplamıştık bir süre yine göğsüme yaslanıp oturduktan sonra diğer grubun geri döndükleri ile ilgili mesajları gelmişti.

"diğer grup tamamlamış. Ne yapalım dönelim mi biraz daha duralım mı"

Bana bakmış ardından masanın üzerindeki ekrana bakmıştı.

"aslında bizde iyi ilerledik. İşimiz kalmadı. Baş başa güzel ama geri dönelim işlerimizi halledip evimize gidelim. Yolculuklar beni yoruyor ve köpüşümü özledim."

Ona kafa sallayıp. Geri dönmeye başlamıştık. Yoongi nin babası kaptan olduğu için bu tür araçları kullanabiliyordu.

Bir saatin ardından karaya ayak bastığınızda hızla arabalara ilerleyip otele ilerledik. Otele gelir gelmez yazdığımız raporları düzenleyip yatağa yattık. Sıkı sıkı sarılarak uyumuştuk.


Kısa bir bölüm umarım beğenirsiniz. Sık sık bölüm yazmaya çalışıyorum ama dersler ve ailesel sorunlar yüzünden zamanım olmuyor ve benim hayal gücüm tıkanıyor bu nedenler ile. Geç bölüm yazarsam kusura bakmayın.

Bu panda sizleri çok seviyor.

QPM

Please Love Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin