Erken Gelen Hüzün

100 15 4
                                    

Hikayeyi yazan ŞEYMA BOZDEMİR'e teşekkürler...

Üniversitede tanışmış ve birbirini çok seven bir çift varmış. 

Mehmet ve Zeynep...

Mehmet'İn ailesi yoktur. Çocuk esirgeme yurdunda büyümüş, daha sonra çok çalışıp mimar olmuş ve kendisine mimarlık bürosu açmıştır. Zeynep ise servetli bir ailenin 2. çocuğudur ve atölyesinde moda tasarımcılığı yapmaktadır.

Evlenmelerinden bir buçuk sene sonra yolunda gitmeyen bir şeyler olur. Zeynep'te tuhaf hareketler, aşırı unutkanlık ve baş dönmeleri başalar. Zeynep başlarda önemsemez ve mehmet'i çok sevdiği, onun istemediği için ona çaktırmaz. Zeynep gün geçtikçe daha kötülemeye başlar, bir iş dönüşü taksiden indikten sonra evin yolunu unutmuştur. Baş dönmeleri de bir önceki günden daha çok artar. Karar verir ve doktora gider. Tahlil sonuçları da çok nadir görülen bir durum ortaya  çıkar. Doktor Zeynep'e erken yaşta "Alzheimer" hastalağına yakalandığını ve üç aya  kadar herşeyi unutmaya başlayıp öleceğini açıklar.  Ayrıca bu hastalağı hiçbir şeyin iyileştiremeyeceğini söyler. Zeynep bunları duyduktan sonra ayakları titrer vaziyette hastaneden çıkar. Aklına Mehmet gelir ve gözyaşlarına hakim olamaz. Kendini toplar ve eve gider Mehmet'e bir şey çaktırmamak için elinden geleni yapar. Aradan bu şekilde iki hafta geçer. Bir pazar sabahı Mehmet yatağından kalktığında Zeynep'i göremez ve mutfağa gider. Eşini yerde bayılmış bir vaziyette görür ve hastaneye götürür. Bu durumdan Zeynep'in ailesinin haberi olmuş, onlarda hastaneye gitmişlerdir. Sonunda aileside Mehmet'te Zeynep'in hastalığını öğrenmiştir. Ailesi ve en çokta Mehmmet yıkılmıştır bu duruma. Doktorla konuşurlar ma ne fayda Zeynep'in hastalığı iyice ilerlemiştir. Doktor: "Bundan sonrasında onun huzurlu olmasını sağlayın son günlerini mutlu geçirsin." der. Zeynep taburcu olur. Eve vardıklarında Zeynep ve Mehmet dayanamaz birbirlerine sarılarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlarlar. Mehmetin ağzından çıkan tek cümle: "Beni sensiz bırakma..." olmuştur. İyi, kötü aradan üç hafta geçer. Zeynep sevdiğinin üzülmesine dayanamaz ve Mehmet'in acil telefon üzerine mecburen dışarı çıktığı bir ara fırsat bilerek, ailesinin isteği ve yardımı üzerine evi terketmiştir. Ailesi onu Mehmet'in bilmediği bir yere yerleştirmiştir. Üç buçuk saat sonra Mehmet eve eline bir demet kıpkırmızı gülle gelir.Ama sevdiği eşi evde yoktur. Masanın üzerine bırakılmış o kısa notu eline alır. Notta: "Kıyamadığım, bunu yapmak zorundayım senin üzülmene dayanamam, SENİ SEVİYORUM." Mehmet yığıldığı yerden hıçkıra hıçkıra ağlar. Her yeri arar, Zeynep'in ailesine gider ama söylemezler.

Mehmet çaresizce hergün eriyip biter. Yaşayan ölüden farkı kalmamıştır. Zeynep ise yatalak hale gelmiş, kim olduğunu bile artık zor hatırlıyodur. Son günlerinde ailesi yanındadır. Zeynep'in kardeşi dayanamaz ve Mehmet'in yanına gider. Mehmet biraz şaşkın ve bitkin halde "Hoşgeldin" diyerek onu dinlemeye başlar. "Mehmet abi ablam çok kötü son kez de olsa onun yanında olman ona iyi gelecektir, ne olyr gel." diyerek adresi verir. 

Mehmet duyar duymaz Zeynep'in kardeşi ile yola çıkar. Zeynep'in olduğu yere varırlar. Koşarak gider Mehmet, Zeynep'in babasının karşı gelmesine rağmen içeri girer. Zeynep'i görmeyle başlar ağlamaya. Hemen sarılır sevdigine. Bir iki dakika sonra Zeynep: "Mehmet" der. Kokusundan hatırlamıştır sevdiğini. Zeynep gözyaşları içinde son nefesini vermeden, güç bir şekilde "Seni Seviyorum" der ve son nefesini verir sevdiğinin kollarında, Mehmet tek bir kelime bile edememiştir. Tek yapabileceği ağlayarak sevdiğine sıkıca sarılmak olur. 

Zeynep'in elinden bir not düşer yere sanki onun geleceğini hissetmiş, onu beklemiştir.

Notta şunlar yazar:

"Sensiz kalmanın yarısı kadar zor ise bensizlik

Beni bir ömür boyu affetmesen yeridir...

Senden tek isteğim gülümse arada sevdiğim,

Benim köşem orada gizli çünkü..."

ERKEN GELEN SENSİZLİK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin