Multimedya:Nehir
Yine yalnız ve sıkıcı bir sabaha uyanmıştım ama bugün üniversiteye başlayacaktım. Tabiki babamın zoruyla olacaktı bu iş. Okumayı herzaman saçma bulmuşumdur zaten çünkü yıllarcaaa okuyorsun ömrünün yarısı bitiyor ve neticede bir bok olmuyor iyi kötü bir işe sahip oluyorsun ve öluyorsun ne anladık bu işten?! Her neyse yinede heyecanlıydım yeni ortam, yeni embesil insanlar, yeni tipler felan filan.
Bir ses "hadi nehirrr kalk okula ilk günden geç kalmak istemezsin herhalde değilmi" diye söyleniyordu kim diye sorarsanız babam.. Bir yandan da "kahvaltı hazırr" diye bağırıyordu. Kahvaltıda her zamanki gibi fazla pişmiş yumurta(!) ve biraz da zeytin vardı. Hergün aynı şeyleri yemekten bıkmıştım.
Annem öldüğünden bu yana babamda bende baya bi sarsılmıştık ve bi şekilde hayatımıza devam etmek zorundaydık. Annem iki yıl önce içinde hepimizin olduğu bir arabayla kaza yaptığımızda ölmüştü. İşin garip yanı bir tek annemde ehliyet kemeri takılıydı. Babam hep "kader" diyip kendini avuturdu ve tabiki benide. Annem hep sen çok özel bir çocuksun derdi. Ailenin tek çocuğu olmama rağmen fazlasıyla akıllı ve annemin bir sözünü iki etmeyen bir çocuktum. Ama şimdi çok daha farklıyım çünkü benim bu davranışımi hakedecek kimseyi tanımıyorum. Babamı da sevmiyordum çünkü annemi hiç hak etmeyen bir adamdı. Önceden birkaç kez tartışmalarına kulak misafiri olmuştum ve babamın annemi aldattığını anlamıştım ama benim psikolojim için boşanmamaya karar vermişlerdi. Babam şu an ne kadar pişman olsada annemin canını yakmıştı bir kere onu hiç affetmeyecektim. Hiçbir zaman annem gibi sabırlı bir insan olamayacaktım...
Kahvaltı etmeye başladım söylene söylene ve babam "servisin geldiii" diye bağırmaya başladı. İlk günden herşeyi ayarlamıştı ve benden daha çok heyecanlıydı!. Bu durum sinirlerimi bozmuyor değildi ama babama bişi diyemiyordum hevesi kırılsın istemiyordum... Evden hızlıca çıktım babam arkadan "çantanı unuttunnn" diye bağırmaya başladı ne yani çantamı taşıyacaktım! En nefret ettiğim şeydir okulun ilk günü hayattan bıkmama yetmişti.. Servisteki ortama alış, okuldaki ortama alış off off! Halbuki liseyi seve seve okumuştum çünkü benim lise aşkım, ilk aşkım ve son aşkım oradaydı ve oradada kaldı. Yani ayrıldık..
Okulun ilk günü fenada gitmiyordu aslında. Birden bi sıcaklık hissettim galiba yanmıştım"aah noluyo amk" diye bir çığlık attım. Arkama birden döndüm ve sakar kızın biri üstüme kahve dökmüştü!.. Tam bağıracaktım derken cebinden peçete çıkarıp üstümü silmeye başladı. "Tamam ver ben silerim" dedim ve kız çok özür dileyerek yanımdan ayrıldı. Bütün gün bu kahve lekesiyle dolaşmak zorunda kalacaktım. Sınıfa gidip sırama oturdum ve bir çığlık sesi geldi. Sesin geldiği yöne doğru baktığımda o sakar kız! yere yapışmıştı.. Ve sendeleye sendeleye yanıma kadar geldi "oturabilirmiyim" diye sordu! Ne yani yanıma mı oturacaktı.. Ama olmaz diyemedim ve hafifçe kafa salladım birden hızlıca oturdu işte adı üstünde sakar. Sonra hoca geldi herkez kendisini tanıtmaya başladı sırayla (ilk okul misali!). İlk sakar kız adını bile bilmedığim sakar kız kendini tanıtmaya başladı. Adı Mina imiş ve bizim sokakta oturuyormuş!. Sonra ben kendimi tanıttım. Kız saçma sapan konular açıp konuşmaya çalışıyordu. İşte sevgilin varmı, varsa adı ne, aynı sokakta oturuyoruz arada gelirsin felan filan.. Neyseki ders bitti ve bu saçma sohbetten kurtuldum derkenn "hadi birlikte gidelim sonuçta aynı sokakta oturuyoruz değilmi" dedi. İçimden küfür saydırırken "hadi gidelim barii!" diyerek karşılık verdim. Çok garip yol boyu hiç konuşmamıştı..
Sonunda evdeydim ve babam:
"Günün nasıl geçti" dedi heyecanla. Sanki bir bok olmuştu. Bende umursamaz bir şekilde:
"Sıradan" dedim. Babmın yüzündeki şaşkınlık farkedilecek derecedeydi.
"Nasıl sıradan bugün senin ilk üniversite günün çokk güzel diyecektin herhalde"dedi. Ben yine umursamaz bir şekilde;