GERÇEKLER
Gördüğüm kişi gerçekten de Doruk'tu. Kalbinin hızla çarptığını, yüzünün kızardığını hissede biliyordum. Ani ve seri bir hareketle beni duvara yapıştırdı. Neler olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Elleri omuz ve boynumun arasında duvara yasladıktan sonra iyice yaklaştı. Aramızda neredeyse an veya yirmi santim vardı. Onunla ilk defa bu kadar yakındım. Nefes alış verişini hissede biliyordum. Bal rengi gözlerinin bu kadar çekici olabileceğini, hiç düşünmemiştim. Kafasını hafif sola eğdi ve dudaklarıma bayılacakmış gibi baktı. Bir an dudaklarıma yapışacağını sandım. İyice yaklaştıktan sonra "Sakın bir daha o çocuğa yaklaşma! Eğer o çocuğa yaklaştığını görürsem, bu seferki gibi sakin durmam ve ilk öpücüğünü alırım" dedi. Bu ne demek oluyordu? Şaşkındım. Konuşurken sıcak nefesini dudaklarımda hissetmiştim. Fakat fazlasıyla sinirliydi. O sinirle göğsüne vurarak onu kendimden uzaklaştırdığım da sert ve gergin göğüs kaslarını hissettiğim de çok utanmıştım. Sinsi gülüşü suratında belirdi. Ellerini cebine koydu ve...
-"Merak etme zaten seni öpmeyecekti. Ben sadece seni uyarmaya geldim."
-"Ahh inanmıyorum ya. Sen kim olduğunu sanıyorsun. Sen kişin ki bana emir veriyorsun. Sen nesin ya? Aptal şey def ol evimden!"
-"Ben kim miyim? Eminim bunu bilmek istemezsin. Eğer söylediklerimi dikkate almazsan başın büyük bir belaya girecek. Hem bu ne biçim misafirperverlik?"
-" Sen benle dalgamı geçiyorsun be! Deli misin nesin, defol dedim sana."
-"Bunu sana hiç yakıştıramadım Azra."
-" Bana baksana sen."
-" Evet bakıyorum."
-"Hah, kafayı sıyırıcım ya."
-"Her neyse, ben demem gereken dedim, artık gerisi sana kalmış bir şey."
Dedi ve sırıtarak çıktı. "Adama bak be öylece evime girdi söyleyeceğini söyledi ve gitti. Bu mu yani?" Üstelik beni geceliklerimle görmüştü. Tabi hata bende, neden bu şekilde kapıyı açtıysam. Kafayı yicem galiba. Daha fazla dayanamadım ve uyudum.
*****
Azra sabah hazırlandı ve kafeye gitti. Bugün Dorukla karşılaşmak istemiyordu. Rana kafeye geldiğinde hızla olan biteni anlattı Rana hem güldü hem alay etti. Buda Azra'yı fazlasıyla sinir etmişti. Azra Rana'ya kızınca aralarında bir süre sessizlik oldu. Sessizliği bozan Rana oldu...
-" Ben şuan senden başka kimseye güvenmiyorum."
-"Berke de mi?"
-"Evet, o çocukta biraz tuhaf."
Biraz duraksadılar ve ardından Rana tekrar konuştu. Rana'nın yine bazı planları vardı ve Azra da bunun farkında olduğundan sadece onu dinledi.
-"Birlikte o ara sokağa gidelim. Bu sefer seni kurtaranın kim olduğunu bulacağız."
-"......"
Azra kafasıyla onayladı. Bugün fazla müşterisi de yoktu ve Dorukta kafeye hiç gelmemişti. Kafede işini bitirdikten sonra kafeyi kapadı ve Rana'yla buluşmak için has bahçe ye gitti ve Rana'nın gelmesini bekledi. Biraz bekledikten sonra Rana geldi ve birlikte tekrar o karanlık, boş, ürkütücü sokağa gittiler. Sokağa girdiklerinde ikisi de yutkundu ve adımlarını yavaşlattılar. Rana yürürken birden duraksadı. Bir şeyler seziyordu. Azra da bir, iki adımdan duraksadı ve Rana'ya dönerek soru sorarcasına kafasını salladı. Rana işaret parmağıyla bir şeyi duymaya çalıştığını gösterircesine işaret parmağıyla bir yaparak yavaş bir şekilde etrafına bakındı. Azra kolundan tuttu ve yürümemesine devam etmesini söyledi. Fakat ortam biraz daha farklılaştı. Duvarla da gezinen gölgeler, damdan dama atlayan siyah vücutla onların adrenalin hormonlarının artmasını tetiklemişti. Azra geri dönmeleri gerektiğini düşünerek arkasını döndü... Fakat arkasını döndüğünde kırmızı gözleri olan, kir pas içinde yırtılmış elbiseleri ve sinsi gülüşleriyle onlara bakan değişkenler Azra'nın ürkmesine sebep olmuştu. Azra arkasını döndüğünde de aynı manzarayla karşı karşıya kalmıştı. Rana'yla göz göze geldiklerinde ikisinin de birbirlerine çaresiz bir şekilde baktıklarını fark ettiler. Etrafını saran değişkenler onlara sinsi bir şekilde yaklaşıyordu ve etraflarını satmışlardı. Liderler aralarını yararak ortaya çıktı ve gülümseyerek...
-" Vay, vay, vay. Misafirlerimiz var gençler. Hem de bu sefer arkadaşta getirmiş. Sen şu şanslı kızsın. Hatırladım seni! Bu seferki ziyaretinizi neye borçluyuz? "
-"Bak biz sorun çıkartmaya gelmedik. Sadece geçiyorduk."
-"Bence sen ilk önce bizi arkadaşınla tanıştır."
-"Bak biz sorun istemiyoruz."
-" Merak etme bu sefer sorun olacağını sanmıyorum. Ayrıca bugün koruyucu meleğinde yok bakalım nasıl kurtulacaksınız. Hem ilk önce tanışalım belki fikrimiz değişir."
-"Tanışmak istediğimi kim söyledi? Def olun buradan."
Bir uğultu oldu ve ardından set kahkahalar gelmeye başladı. Azra iyice korkmuştu. Rana'nın deliliği yüzünden harap olacaklardı.
-"Vay canına sen sert cevizsin sanırım ama bunlar bana sökmez. İyi siz bilirsiniz. Kısa ve öz olsun istiyorsanız öyle olur."
-"Sizi uyarıyorum ya şimdi gidersiniz ya da..."
-"Evet ya da? Ne o, hünerlerini mi göstereceksin."
-"Durun lütfen biz sadece birine bakmak için gelmiştik."
Birden bir ses belidi ve....
-"Benimi ?"dedi.
Bu ses çok tanıdıktı. Herkesin kafası sesin geldiği yöne yöneldi. Azra gördüğü manzara karşısında şoke olmuştu. GELEN...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EGNORGO
Teen FictionBaşlarda anlamsız ve sıkıcı gelen bu hikaye sonradan heyecanlı ve adrenalinli bir hal almakta. "Başlangıç" bölümü kitabın sonuyla alakalıdır bu yüzde size saçma gelecek fakat sonradan her şeyi anlayacak ve bana hak vereceksiniz. Aslında her şey Azra...