Giriş- Bulut

17 3 0
                                    

"Sevgili Günlük, ben Bulut. Bugün annemle beraber seni sokağın köşesindeki kırtasiyeci abladan aldık. Seni aldık çünkü annem ve babamın olmadığı zamanlarda en yakın arkadaşım olmanı istedim. Çünkü pek fazla arkadaşım olduğunu düşünmüyorum ama bu bir sorun değilmiş çünkü annem de küçükken günlük yazarmış bu yalnız olduğunu göstermezmiş ve yalnızlık asla bir sorun olamazmış. Neyse birazdan uyumam gerekiyor Pınar teyze sütümü getirdi bile. Seni sevdim günlük. Bay bay."

Galiba bu bana annemin 7 yaşımdayken söylediği ilk yalandı. Yalnızlık bir sorun değildir. 

Yine güzel serin bir yaz gecesi. Yine odamdayım. Yine annem ve babamın kavga sesleri. Öyle sesler ki kulağımdaki müziğe bile engel oluyorlar. Alışıyorsun bir zaman sonra, derler ya "Alışmak aslında en kötü duygu ve durumdur." öyledir belki ama en azından alışmak benim kafamı biraz daha rahat tutmamı sağlıyor. Ve emin olun bu benim hayatımı kurtarıyor. Eğer stres yaparsam ya da çok üzülürsem hatta heyecanlanırsam bile bu güçsüz kalbim dayanamayabilir. Ha sakın mübağala yapıyorum sanmayın! Benim kalbim fiziksel anlamda güçsüz, hasta, yorgun...

Hani derler ya "Hayatının baharı, gençliğin." Üzgünüm, gençliğim benim baharım değil de sanırım sonbaharım. 17 yaşındayım normalde iyiye giden hastalığım 1 aydır kötü durumda ve 10 yıldır akciğerlerimde olan bir sorun ile yaşıyorum. Dedim ya alışmak iyi ki var.

Seslerin artması üzerine aşağı indim. Kapı eşiğinde durup dinlediğimden ve tanıdık bir sohbet olduğundan konunun ne olduğunu hemen anladım. Babamın ve annemin yeniden uzun bir yolculuğa çıkması gerekiyor çünkü onlar Türkiye'nin en iyi pilotları arasındalar ve beraber çalıştıkları zaman dünyanın öbür ucuna kadar gidebiliyorlar. Babamın ölmeyeceğime inancının tam olması ve işini çok sevmesi bu görevi kabul ettiği anlamına geliyor. Ancak annem...

"Kızımızın durumunun farkında değil misin Ünal? Artık onu asla yalnız bırakmamalıyız. Bize ihtiyacı var. Hastalığı ilerliyor belki de ö..."

" Sakın o cümlenin sonunu getirme Pelin! Benim güçlü kızıma asla bir şey olmaz. Tedavileri tam yapılıyor çok iyi bakılıyor anladın mı? Bulut'uma bir şey olmaz. İzin vermem."

Babam böyleydi işte asla kabullenmemişti hastalığımı ve hep iyi tedavimle ve bakımımla benim mutlu olduğumu hatta ölümsüz olduğumu sanırdı. İşini çok severdi, onun gözleri hep göklerdeydi yaşayamazdı uçmadan.

"Peki, tamam ama bu konuyu Bulut'a danışmak zorundayız o artık 8 yaşında değil o bir genç kız."

Annem de önünde sonunda hep babamı tamamlardı çünkü ikisi gökte buluşmuş ve gökte yaşamaya ant içmiş gibiydiler. Bu nedenle hep hasta bakıcılarım veya yardımcımız Pınar teyze ile büyüdüm. Galiba yeryüzünde yaşayamayan iki tutkunun çocuk yapması en büyük hataydı. Hep bir ayak bağı ve engel olduğumu düşünmüşümdür.

Derin bir nefes alıp salona adımımı attım.

Her zamanki gibi annem ve babam aynı suçlu gözlerle bana durumu anlattılar ve düşüncemi sordular. Ben de her zamanki "tabii beni düşünmenize bile gerek yok bakın süperim!" deyip resmen onlara ebeveynlik yaptım. Hayatımız sanki bir dejavudan ibaretti. Hep aynı problem, aynı sonuç. 

 Kendimi bildim bileli hastanedeki yaşıtımdaki çocuklar ile eğitim gördüm. Hiç en iyi arkadaşım olmadı çünkü ya iyileşip gidiyorlardı ya da ben durumuma bağlı olarak sürekli hastane değiştiriyordum. En fazla biriyle arkadaşlık sürem 2 ay olmuştur. Ve eminim hiç biri beni hatırlamıyordur. Öyle ya ben hiç özel olamadım. Ailem bile mesleklerini benden daha özel tuttular. 

10 yıldır yaşadığım aslında 'beni güvende tutmak' tutsaklığını kim bilebilir. Bir oyuncak gibi yaşadığımı. Hiç denize gidemedim mesela müstakil evimizin bahçesindeki havuzla yetindim. Hiçbir arkadaşımla dışarıda gezemedim, hiç en iyi arkadaşım olmadı. Dedim ya beni kimse de hatırlamaz, unutulurum ben belki sadece ismimin tuhaf olması ve Bulut ismiyle bir kız olmamı garipseyip akılda kalıyorum. O kadar.

Ben de kendi çözümlerimi bir miktar bulmuştum.

Bir sanal arkadaşlık sitesi sayesinde 1 tane çok iyi arkadaşım vardı. Onu çok seviyorum çünkü tek arkadaşım. Ben ona her şeyimi anlattım, güvenecek birine ihtiyacım vardı ona güvendim. 4 senedir onunla konuşuyoruz haftada her gün neredeyse ve onun sayesinde hastalığımın daha iyi oldu galiba, onun enerjisi tutsak hayatıma çok şey kattı. Burnumdaki solunum cihazım yetmezmiş gibi günde aldığım 8 adet farklı ilacın 4 ilaca düşmesinin sebebiydi belki de o. Efil.

Adım Bulut, annem ve babam yine gökte tanıştıkları için adımı Bulut koymuşlar. Bembeyaz, saf, temiz... 

Bulutlar Özgür Müdür?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin