bölümü yazarken ilk bölümde taehyung'un sevgilisine soojin adını verdiğimi fark ettim ve sonra soojin'in kim olduğuna bakayım dedim. bakmaz olaydım çok güzel hatunmuş ficin sonlarına doğru eğer soojin bir kızla çıkarsa anlayın o kız benim.
the night we met - lord huron
yoğun ve yorucu geçen bir sınav döneminin ardından okullar sonunda iki haftalık bir tatil vermişti. jeongguk ne çok iyi, ne de çok kötü bir öğrenci değilken taehyung derslerini fazlasıyla önemseyip, çalışan başarılı öğrencilerden biriydi.
dürüst olmak gerekirse jeongguk sürekli onun için endişeleniyordu. bazen gecenin bir köründe evlerinin balkonuna çıkıyor ve uzaktan görünen taehyung'un ışığı açık odasını izliyordu. her ne kadar taehyung görünmese de jeongguk onun uykusundan kesip saatlerce ders çalıştığını biliyordu.
onu genellikle anlamıyordu, hareketlerine anlam veremiyordu. sevgilisine, hyunglarına ve jeongguk'a vakit ayırıyor, kız kardeşiyle ilgileniyor, ev işlerine yardım ediyor, ev yetmezmiş gibi okulda da herkesin yardımına koşarak kendisini yoruyordu. bunlar yeterli gelmezmiş gibi bir de fransızca dersleri alıp, gitar kursuna gidiyordu. geceleri ders çalışıp, bir iki saatlik uyku ile birlikte okula gelip kızarmış uykusuz gözleri ile jeongguk'a bakıyordu sonra. nasıl endişelenmeyebilirdi ki sevdiği adam bu haldeyken?
neyse ki taehyung için bir sürprizi vardı, aylardır harçlıklarını bir kennara koyup biriktirmiş ve beklediği gün geldiği zaman, jeongguk'un ailesinin busan'daki evlerine gidip gelecek, orada istedikleri kadar kalıp, eğlenebilecekleri kadar para biriktirmişti.
jeongguk elindeki busan biletleri ile birlikte heyecanla taehyung'un evinin önüne gelmiş ama daha sonra kapıdan girmekten vazgeçerek, yeniden taehyung'un penceresine yönelmişti. taehyung'un odası zeminin biraz altında kalırken penceresi duvarın en yukarısındaydı ve esmer olan odasının bu haline bayılıyordu. ah bir de jeongguk sürekli penceresinden girip, inmeye çalışırken yere düşmesin diye yatağını pencerenin hemen altına koymuştu. jeongguk artık sert zemine düşmektense yatağına düşüyordu, aynı şimdi düştüğü gibi.
hem yatağa hem de büyük bir tartışmanın ortasına düşmüştü jeongguk. başını kaldırdığı zaman iki çift göz sinirle bakarken çok yanlış bir anda geldiğini fark etmişti. uzun saçlı kız taehyung'u omuzlarından ittirip ardından jeongguk'u işaret ederek bağırmıştı.
"al işte şuna bak! sana haber bile vermeden odana girebiliyor. ne var taehyung biliyor musun? ara verelim ve sen de şu kafanı toparla. ben gidiyorum ve mümkünse beni uzun süre arama!"
odanın kapısı sert bir şekilde kapanıp, peşi sıra dış kapıda aynı şekilde kapatılırken taehyung oldukça sinirlenmiş bir şekilde ayağının ucunda duran yastığa bir tekme geçirmiş, jeongguk ise etrafa şaşkın şaşkın bakarken yastığı havada yakalayıp, yatak başlığına dayayarak koyup sırtını yaslamıştı.
"neler oluyor taehyung?"
"sağır mısın jeongguk? ara verdik."
jeongguk ona verilen ters cevap ile birlikte şaşırırken, keyfinin kaçmasına engel olmamamıştı. dudakları belli belirsiz aşağıya doğru kıvrılırken bakışları yorganın desenlerinde gezinmişti. taehyung anın gerginliği ile jeongguk'a karşı sert çıkıştığını fark etmiş ve elini jeongguk'un bacağına elini koyarak dikkatini ona vermesini sağlamıştı.
"özür dilerim, sadece biraz gerginim."
"önemli değil, anlıyorum merak etme."
jeongguk ve taehyung birbirlerine gülümserken, taehyung jeongguk'un bacağından destek alarak o da yatak başlığına yaslanmıştı. gözlerini jeongguk'un elindeki kağıtlara kaydığı zaman, elini uzatıp biletleri alıp incelemeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
i can't stand me either
Fanfictionjeongguk tiktok adıyla jungkook, en yakın arkadaşı taehyung'u delirtecek şekillerde videolar çekiyordu.