Bendis ve Eresbos

1.KARŞILAŞMA

İYİ OKUMALAR♥️
(M.Medya/MAHİR)

Bana yapılanları ne yuttum ne de unuttum. Doğru zaman diye bir şey var onu bekliyordum. Şimdi doğru zamandı.

Sabah uyandığımda banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra gömleğimi ve eteğimi giydim. Saçlarımı kendi haline bırakırken doğal olmaktan yana olduğum için sadece maskaramı sürdüm ve kahvaltıya aşağı indim. Kahvaltımızı ettik ve Çağlayla beraber yola çıktık.

O gün gelmişti. Buğranın intikamını almalıydım. Ailem ne kadar izin vermese de onun intikamını alıcaktım.

Mahir Zorlu?

Kimdi ki? Nasıl biriydi? Şimdiye kadar nasıl olduda okulda karşılaşmamıştık. Hiç isminide duymamıştım.

Telefonumun çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Arayan Çağlaydı.

"Azra biraz yavaşla çok hızlı gidiyosun."

"Tamam" deyip telefonu kapattım.
Evet çok hızlı gidiyordum.

Okula gelmiştik. Arabayı park ettiğimde çantamı alıp arabayı kitledim. Çağla da arabasını yanıma park ettiğinde "iyi misin?" diye sordu.
"Hiç olmadığım kadar" diyerek cevapladım.

Eteğimi çekiştirerek okula doğru yürümeye başladım. Neden bu kadar kısaydı ki bu etek.
Herkesin gözü üstümüzdeydi. Onları umursamadan okula girdim.
Ders zili çaldı ve sınıfa girdik. Ders fizikti. Ama bi türlü odaklanamıyordum. Dersi dinlemekten vazgeçtim. Bi plan yapmalıydım. İlk Mahir' in kim olduğunu görmeliydim sonra ona neler yapacağımı düşünmeliydim.

Teneffüs zili çaldığında Çağla ile kantine indik. Her gün ki gibi kantin şimdide kalabalıktı.
Ben ikimizede kahve aldım ve masaya dönmek için arkamı döndüğümde bi öğrenciyle burun burunaydım. Her zaman doğruları söyleyen biri olduğum için bunu da söylemeliyim ki evet yakışıklıydı, hemde haddinden fazla.
Ben sağa geçtiğimde o da sağa geçti, sola geçtiğimde o da sola geçti. Bütün kantin bize bakıyordu. Çok yakındık.

"çekil" dedi, yakışıklı ukala çıktı. İnadına diklendim.

"yol ver çekiliyim" dedim.

Sonra alaycı bi şekilde güldü. Sol omuzundan ittim ve yürümeye başladım. Kolumdan tuttuğu gibi kendine döndürdü.

"hareketlerine dikkat et" dedi, neyine güveniyordu, hah.

"etmezsem nolur" dedim. Alnında ki damarları belirleşti.

"etmezsen canını fena yakarım" dedi.

"hadi ya. Mesela. Naparsın?" dedim.
Uzun uzun baktı. Sonra;

"senin küçücük aklın bunlara yetmez bu yüzden beni tanımadan bana bulaşmaya kalkma" dedi
'yoksa nolur' diyecekken, işaret parmağını oynatarak
"yoksa aklının almayacağı şeyler yaparım" dedi. Bi anlık sinirle
"kimsinde benimle dalga geçiyorsun ne zannediyorsun kendini" diye bağırdığımda kolumu sıktı. Ağrıdığını belli etmemeliydim.

"Sen yürek mi ye-" arkadan biri lafını kesti ve

"Mahir, bulduk abi gidiyoruz" dedi.

Kaskatı kesildim. Ben daha yeni Buğra'nın katiliyle konuşmuştum. Bu olamazdı. Bu kadar hızlı olmamalıydı.

Bana döndü ve yutkundu. "burada bitmedi" deyip gitti.

İlk bölümler biraz kısa olacaktır :)