''Yaptığın pisliği kendin temizle''

49 2 0
                                    

Otele geldigimizde derin bir nefes aldım. Otobüs cehennem gibiydi. Kulaklığım ilk kez beynim ile aynı anda işlevini yitirmişti.

Odama geldiğimde tek kişilik olmasına sevinmiştim. Çunku ne görkemle ne de suleymanla konusacak halim vardi. Su anda saat akşam altıya geliyordu. Odanın içinde küçük bir mutfak. Bir oda bu odanın içimde de dolap vardı. Diğer kalan kısimda bir televizyon vardi. Garip olan sey, yatak yok odada. Elimi yere deydirdiğimde yerin sıcak olduğunu anladım. Tekrar küçük odaya yönelip dolabı açtım. Tahmin ettiğim gibi yerde yatilacakti. Bunun için yere kalin bir yorgan, yastık ayrıyetten üstüme örtmek icinde bir yorgan vardı.

Yatağı dolaptan çıkartıp dışarıya duvar kenarina serdikten sonra valizime yöneldim. Valizin ön kısmındaki yemek yerleştirdigim bölümü açtım. Içinden bir kutu sallama cayı çikarttım. Burada yemek ve cay bulamayacagimi bildigim icin yanimda kiyafetten cok yemek getirmistim. Kutunun içinden bir tane poşet çay çıkardım. Tezgaha uzanip çaydanlık aradım. Dolaplardan birinden su ısıtmak için çaydanlık çıkardim. Arıtma suyunu içine doldurum ocağa koydum. Su ısinırken bardak cıkarttim. Ayşe teyzenin zorla koydurduğu trabzon ekmeğini çikartıp masaya bıraktım. Çantadan üçgen peynir ve zeytin çıkardım. Su kaynayınca suyu bardağa boşalttım ve masaya birakip ben de oturdum. Çayımdan bir yudum aldım. Kapı tıkladiğinda gozlerimi devirdim, açtım, yemek sayılmasada bir şeyler atıştıracaktım. Bardağı elime alıp ayağa kalktım ardindan kapıy ilerledim. Kapıyı açtığimda karşıma süleyman cıktı....

Süleymanın ağzından devam....

Kapıyı açtığımda karşımda elinde bir bardakla bitkin bir kız çıktı karşıma.

''Selam'' dedi. Yüzüne sahte bir gülümseme yerlestirdi. Bende aynisini yapip

''Selam'' dedim.

''İçeri gelsene'' dedi. Dediğini yapıp sakince içeri gectim. Masanin etrafindaki sandalyelerden birini çekip oturdum. Oda tezgaha yöneldi. Bir bardağa çay koyup bana uzattı.

''Neyin var ece''
''Bilmem yorgunum, yol yorgunlugu işte''
''Emin misin''
''Evet neden''
''Uzgun gozukuyorsun''
''Dedim ya yol yorgunlugu''
''Peki''
''Neden geldin''
''Konuşmak için''
''Görkemle konuştun değilmi''
''Huh evet ve duydugum seyler senin gibi birinin yapmayacagini dusundugum seyler''
''Beni sadece 24 saattir tanıyorsun suleyman''
''Bi insani tanimak icin seneler gecmesine gerek yok. Özellikle de senin icin. Sığ bir insansın''
''Ne konusmak istiyorsun''
''Ben değil sen konuşacaksin ece. Bana simdi gerceği anlatacaksın, dinliyorum.''
''Sana anlatacagım şeyler aramızda kalacak ama görkem bilmeyecek''
''Neden''
''Bu sacma dedikoduya nasıl ulaşmis ve inanmissa, gercegi de ayni sekilde kendisi bulacak ve inanacak''
''Tamam, peki anlat şimdi ne dedikodusu nasil cikti ortaya''
''Ben eski okulumda pek sevilmezdim. Annem olmadiği icin asosyaldim. Daha doğrusu kizlarla takilmazdim. Bir kaç erkek kankam vardi. Bunlardan birisinin sevgilisi vardi. Çocuk benimle takildigi icin sevgilisi beni sevmezdi veee böyle bir dedikodu çıkardı okulda. Böyle, yani hâlâ bakireyim anlayacağin öyle bir şey yok. Büyuk ihtimalle görkem eski okulumdaki kizlardan birisiyle iletisime gecti ve boyle sacma bir seye inanmis oldu, anlayamadigim iki sey var suleyman. Birincisi, görkem bunu neden bilmek istedi nereden buldu. İkincisi de bu en kotusu, sen bile inanmamışken bu sacmaliga gozu kapali inandi.'' dediginde aglıyordu. Yerimden kalkip sandalyesinin yanina gidip arkasindan sarildım

''Bak ece ben sana inaıyorum, ama bu konuyu görkemle konusmazsan bu boyle bilinmeye devam eder''
''Sakın süleyman olmaz, o buna inandi cezsinı çekecek''
'' peki. O zaman bir oyun hazirlayalim, bu oyunu görkeme oynayalım. Hem burnu sürter hemde yaptigindan, inandigi seyden pismanlık duyar''
''Olabilir''
''Tamam git elini yüzunü yika ece hadi, sonra disari cikalim. Koredeyiz yavrum. Keyfini cıkartalım ya. Hem bak yurt dısindan da arkadaslar var seni onlarla tanistiririm.'' dedim. Ayağa kalkıp sarıldı

BİR TUTAM AŞK...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin