Yokluğunun Savaşı

18 12 0
                                    

İçimde ki duygular, kalbimde ki boşluklardan sızıyor.

Bırakın yazılıp çizilenleri kolay değil uğruna yaşamak ölmek kolay olan demişti adam..

Bir yudum çay aldı öyle dalmıştı ki çayın soğuduğunu fark etmemişti bile bir nefes çekti sigarasından devam etti yazmaya.

Beni yokluğunla nasıl bir boşluğa attığını hayal gücün idrak etmez. Bu savaştı savaşı bırakıp kaçmaktı. Sen silahını bırakıp kaçtın. Hiç ardına bile bakmadın. Gerek duymadın yan yana çatışırken yaralı bıraktın. Yara almıştım bu savaşta sanki hiç bitmeyecekti. Bitecek gibide durmuyordu zaten.

Yok olup giden bir kalp tıpkı işgale uğramış bir ülke gibi. Her yer toz her yer duman her yer barut kokuyor.

Ellerimle ektiğim çiçekleri ayaklarınla ezdin. Gözlerimle suladığım çiçekleri yokluğunla kuruttun.

Notasız müzik gibi,

Bulutsuz yağmur gibi,

Dermansız hasta gibi.

Bu aralar yoruluyorum, belki yokluğundan belki zamansız sızılardan belki içtiğim sigaradan ama yoruluyorum işte sevgili. Kalemi bile elime almak yoruyor. Ama ne yaparsın yazmazsam kelimeler batar kalbime bu sefer zorda olsa yokluğuna kayboluşuna ve de sensizliğime sessizliğime yazıyorum.

Dört duvar arasında yokluğundan bir haber. Şarkılarla savaşıyorum kafamda senden kareler.

Susuzdum, sevgiye susamıştım.

Durmuştum, sevgisizlikten tokat yiyip oturmuştum.

Susmuştum, kafamı ellerimin arasına almış saç baş yolmuştum.

Gitmiştin, gittiğin o gün ayaklarımı kırıp seni bitirmiştim.

Delirmiştim, gölgemle konuşacak kadar şizofrendim.

''Üşüyorum sevgilim seninle kurduğum hayaller yanıyor ama su dökecek halim yok üzerine ''

Mutlu ol lütfen ben senin eserinim !

Ve artık,

Esirin değilim sevgilim.

Sana büyüttüğüm çiçekleri artık mezarına bile ekmem...

Mecaz AdamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin