Bölüm 1

8 1 9
                                    

Her zamanki gibi uyandım. Duşumu aldım ve sadece kahveden oluşan kahvaltımı yaparken, yemek masasından "ben uyurken neler olmuş?" diye bakınırken arkada "Duvar'ın" sesi yeni gelişmelerden bahsediyordu.
Aslında yeni bir gelişme değil. Yabancı olmadığımız konular yani, herkes biliyor artık bu konu başlıklarını, yapay zeka iyi mi kötü mü tartışmaları, insanlara çip takacak dünyayı yöneten gizli örgütler, aileler falan hep bilinen herkesin kulağının aşina olduğu konular oldu bunlar.
Çalıştığım şirketin adı bir süredir popüler. Piyasaya yeni sürdüğümüz bir ürün.Her sosyal medyada ismi geçiyor. İnternetin her köşesinde ismini görebilirsiniz. Bu durumun kasıtlı olarak yapay şekilde reklam amaçlı yapıldığını savunanlar bile var. Komplo teorisyenleri her konu hakkında bir komplo üretmeye çalışıp komik olabiliyorlar ama bu konu hakkında onlarla aynı fikirdeyim.
-O sırada duvar hologramından sesler gelir-
"Nasıl oluyor da biranda insanların fikirleri değişti bu zımbırtıya! Herkese sihirli bir değnek değmiş gibi kimse sorgulamıyor..."
Hologramda bağırıp duran adamı görünce aynı hisleri belki de öfkeyi paylaştığımızı hissettim, ardından anlık bir duraksama geldi. İnsanların çoğunluğunun fikrinin nasıl ortada birşey yokken pat diye değiştiğini merak ediyorduk ama biz neden değişmedik eğer düşüncemiz doğruysa? Yada bizimde mi fikirlerimiz değişecek? Gerçekten insanların düşüncelerini değiştiren birşey varsa bu nedir? Diye düşünürken hologramdaki adamın sesine kulak kabarttım.
Sunucu "peki sizin neden düşünceniz değişmedi?" Gibi bir soru yönelttiğinde kendinden emin bir şekilde "siz beni hiç dinlemiyorsunuz ama hanımefendi ben yayın başladığından beri ne anlatıyorum? Bu düşünce değişikliğinin nedeni elektronik cihazlardan yaydıkları duyamadığımız ama beynimizin algılayıp tepki verdiği sinyaller!" diye bağırınca adam biran kendimi salak gibi hissettim. Reyting toplamak için yapılan bir programdan fazlası olmadığı iyice gözüme çarptı, adamın bu cevabıyla sunucunun gözlerini devirmesi benimle aynı düşüncede olduğunun kanıtıydı sanki.Kahvemin bitmesine birkaç yudumum daha vardı ama ev seslendi "işe geç kalmaman için 3 dakika içerisinde evden çıkmalısın. Trafik akıcı, hava... " bla bla bla... Kahvemi yanıma alıp evden çıktım. Arabam çoktan yerine geçmiş kapısını açmış beni bekliyordu. Elimdeki kahve fincanıyla beraber bindiğimden beni fincanı bırakmam konusunda uyardı. Çantamı ve ceketimi arabaya atıp hızla eve yöneldim fincanı bırakmadan önce dibinde kalan son yudum kahveyi de içtikten sonra girişteki çıkıntıya sıkıştırdım fincanımı o sırada ev "tahmini geç kalma süreniz 1 dakika 32 saniye, 1 dakika 33 saniye" dediğini duydum. İşe hiç geç kalmam ben bugün neden böyle oldu? diye sormadan edemedim kendime. Arabaya bindim.
"Üst yolda, azda olsa trafik var T6 güzergahından hız limitine takılmadan gidebiliriz" dedi Spinn.
"Nasıl istiyorsan" diye cevapladım. Cevaplamamın ardından hiç vakit kaybetmedi. Ufak bir bağlantı köprüsünden hızla aşağı doğru Tünel6 hattına bağlandık. Ani sıçrayışı yapabilecek kadar boş değildi tünel. Tünel duvarlarındaki kişisel reklamlar ilgimi çekti, komplo teorisiyle alakalı blog ve sitelerin reklamlarını gördüm. Neden gördüm ki? Belki de sabah izlediğim program yüzünden beni bu kategoride biri olarak tanımladı Eye.
Böyle hatalar yapabildiğini bilmiyordum. Sonuçta öğreniyor hata yaparak öğrenecek tabii ki diye düşündüm. Umarım yaptığı hata insanlığa mal olmaz...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 17, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DuyarsızlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin