Acıklı bir giriş yapmak istemiyorum ama, bu satırları yazarken 2 ay önce yaşadığım ciğer sönmesi ardından geçirdiğim ameliyat ve hastanede kaldığım acı dolu günler -ilk bölümlerde yazıyor görmüşsünüzdür belki, o bölümleri yazarken hastanedeydim- aklımda çünkü sırtımın ve göğsümün sağ tarafında batma şeklinde ağrılar var ve derin nefes alırken ya da hareket acıyor ve bu yüzden tekrar ciğerimin sönmesiyle alakalı aşırı kaygı ve korku içerisindeyim, hatta az önce biraz ağladım.
Bu bölümde saçmalarsam nolur affedin, sadece yazmaya ve kafamı dağıtmaya ihtiyacım var ve yapmazsam biliyorum ki ağlayacağım, o yüzden hatalarım olmuşsa eğer, sizden şimdiden çok çok özür diliyorum...
Bu arada fark ettiyseniz eğer kullanıcı adım ve nickim değişti, benim için değerli olan birinin bana söylediği ve duyunca benim için mükemmel olduğunu düşündüğüm, çok çok fazla anlamlı bir kelime; Leris...
Aslında gerçek bir kelime değil, bir kelime tanrıçası tarafından oluşturuldu ve bana hediye edildi ve işte tam da bu yüzden çok çok değerli.
İyi okumalar...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Bir şeylerin sarsıldığını hissettim. Bir kapı açıldı ve kapandı. Ardından başka bir kapı açıldı ve birkaç saniye içinde vücudumun havalandığını hissettim. Gözlerimi açmaya çalıştım ama uyku ağır basıyordu, yapamadım. Yine sarsıntı hissettim ancak bu sefer çok, çok daha hafifti. Bazı sesler duydum; başka bir kapının açıldığını, birilerinin konuştuğunu... Ne konuştuklarını anlayamıyordum, çok kısa sürmüştü zaten. Ardından vücudum tekrar sarsılmaya başladı. Vücudum uykuya tutunmak için çabalıyordu ve bu çaba, gözlerime ışığın çarpması ve yumuşak bir yere bırakılmama dek sürdü.
Gözlerimi açtım ancak rahatsız edici ışık yüzünden aniden tekrar kapatmak zorunda kaldım. Ancak tekrar denedim ve birkaç kırpıştırma sonucunda acıyla da olsa gözlerimi kısıkça araladım ve sersemlemiş şekilde etrafıma bakındım. Odamdaydım.
''Ah, uyandın mı?''
Gözlerimi Taehyung'a çevirdiğimde dolabımın önünde, elinde pijamalarımla birlikte bana dönük biçimde duruyordu.
''Evime ne zaman geldik?''
''Yeni geldik sayılır. Arabada uyuyakaldın, ben de uyandırmaya kıyamadım ve seni odana taşıdım. Şimdi de pijamalarını giydirecektim ancak uyandığına göre bunu benim yapmamı istemezsin sanırım,''
''Doğru tahmin.'' Aklıma gelen şeyle gözlerim büyürken telaşla etrafıma bakındım. Günlük! ''Çantam nerede?!''
''Sakin ol, Jimin'e verdim. Muhtemelen aşağıda bir yerlerdedir.''
Farkında olmadan şaşırarak sordum. ''Jimin burada mı?''
''Evet, neden şaşırdın? Ders çalışacağınızı söylememiş miydin?''
Yine aynı gülümsemeyle bana bakmaya başladı. Bir şeyler karıştırdığımı anlıyordu, ne yaptığımı biliyordu ve yapmama izin veriyordu ancak bir yandan da sinsi minik gülümsemeleriyle suratıma bakıp gözleriyle ''Neler karıştırdığını biliyorum.'' diyerek beni rahatsız ediyor ve eğleniyordu.
Gözlerimi rahatsızlıkla kaçırdım. ''Uyku sersemiyim, aklımdan çıkmış.''
''Hmhm, anlıyorum.'' Yatağıma yaklaşıp pijamaları elinde sallayarak dikkatimi kendisine çekti. ''Bunları giymene yardım etmemi istemediğine emin misin?''
Yüzüne baktığımda sırıtıyordu. Kaşlarımı çattım. Kaşlarımı çatıp pijamalarımı sert bir hareketle koparırcasına elinden çekip aldım ve o kıkırdarken yatağın öteki ucuna fırlattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Delta - Taekook |Omegaverse|
Fanfic[DEVAM ETMEYECEK] Delta Kim Taehyung, yıllar önce kurt adamlar ve vampirler arasında yapılmış kanlı bir savaşa katılmış ve babasını korumak isterken bir vampir tarafından ısırılmıştı. Ancak Taehyung ne ölmüş, ne de iyileşebilmişti... "I ask an angel...