8. Bölüm

672 49 1
                                    

Osman amcanın teknesinin ortadan kaybolduğunu duyduklarında Nihat ve Osman amca o an tekneyi alabilecek tek kişinin Asya olduğunu düşünmüşlerdi.

"Yoksa... Bu ... Asya mı?"

O an dan itibaren hep beraber kıyıya gidip, bu kez de herkese Osman amcanın teknesini bir görenin olup olmadığını soracaklardı. Kıyı ile ev arası uzak olduğu için hemen Nihat bey in arabasına atlayıp, hızla kıyıya doğru gittiler.

Kıyıya geldiklerinde Osman amca Nihat beye teknesinin yerini gösterdi.

"İşte burada olması gerekiyordu. Asya tekne kullanmayı biliyor benim teknem çalındığına göre bunu Asya yapmış olmalı. Burada teknesini tereddütsüz alabileceği tek kişi benim. Sadece bana güvenip, alabilir."

"Eğer bu doğruysa hemen jandarmalara haber verip, bir an önce onu denizde aramaya başlamalıyız." Bu konuşan Nihat bey di. Sonra cebinden telefonu çıkarıp, durumu jandarmalara bildirdi.

Bir süre kıyıda jandarmaların gelmelerini beklerken Osman amca köşedeki kulübeden gidip teknenin bir fotoğrafını getirdi. Bu fotoğraf sayesinde tekneyi bulmaları daha kolay olacaktı. Ama bilmedikleri bir şey vardı ki Asya bu denizleri çok iyi biliyordu. O da babası gibi tam bir denizciydi.

"Nihat bey Asya bu kıyıları çok iyi bilir bu yüzden ona ulaşmak biraz zaman alabilir. Hem teknede de çok fazla yakıt yoktu."

"Bunu jandarmalara da söylemeliyiz. Diğer taraflarda ne kadar kıyı varsa hepsine bakmalıyız. Hem yakıtın da az olduğunu söyledin. Böylece daha yavaş hareket edecektir."

Osman amcanın kıyıda ki küçük kulübesine az sonra jandarmalar gelmişti. Gerekli bütün detaylar anlatıldıktan sonra hep birlikte birkaç balıkçının teknesiyle yakınlarda ne kadar kıyı varsa aranmak üzere yola çıktılar.

Bu çevrede balıkçıların bile çok sık gitmedikleri kıyılar vardı. Bu kıyıların yolunu bilmek için buraları karış karış bilmek gerekiyordu. Tüm gün boyunca çevredeki bütün kıyılara bakıldı.

Ama herhangi bir kıyıda da Asya' nın izine rastlayan olmamıştı. Kıyılarda genellikle balıkçıların fırtına dan sığındıkları bir takım kulübeler vardı. Asya'nın da oradaki kulübeler den birinde olacağını tahmin ediyorlardı.

Ya da öyle düşünmek istiyorlardı. Çünkü ikinci seçenek daha kötüydü. Onun ölmüş olabileceği ihtimali de vardı. İki gün boyunca ona bir türlü ulaşmayı başaramamışlardı.

Üstelik onun ortadan kaybolduğu gece saatlerinde denizde bir fırtına çıktığını söyleyenler de vardı. Bu da ikinci ihtimali güçlendiriyordu.

Nihat bey bunları düşündükçe kendini sanki bir çıkmazın içinde gibi hissediyordu. Halbu ki buraya bazı şeyleri düzeltmek için gelmişti. Ama şimdi durmuş Asya'nın ölü olup olmadığını öğrenmeye çalışıyordu.

Güvertenin bir köşesine oturmuş başı ellerinin arasında, bacaklarını güvertede aşağıya sallandırmış çaresiz, düşünceli bir halde, birkaç saatten beri Asya'yı arama çabalarının da sonuç vermemesinin yorgunluğuyla gözünü denizde bir noktaya hizalamış şekilde oturuyordu.

Bir an Osman amca yanına oturup, endişe etmemesini Asya'nın akıllı ve cesur bir kız olduğunu onu mutlaka bulacaklarını söyledi.

"Merak etmeyin Nihat bey onu mutlaka bulacağız. Asya akıllı ve cesur bir kızdır. Göreceksiniz bak bir yerlerden bulacağız onu."

"Öyle olabilir belki ama sizin de hesaba katmadığınız bir nokta var. O daha on dört yaşında küçük bir kız. Her ne kadar cesur da olsa bir başına ve savunmasız üstelik denizin ortasında fırtına dan nasıl kurtulacak."

Operasyon: Mühendis (Tamamlandı.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin