38. Bölüm

4.4K 424 21
                                    




Kötüydü insan işte.Mayası hamuru bozuk olan kötüydü.Vicdan ,merhamet yoksunu olan insan çoktu hemde çok fazlaydı.İşin içine cahillik"(cahillikten kastım okumamış insanları hor görmek değil,nice üniversite mezunu var ama cahillikte üstlerine yok.Nice de hiç okul yüzü görmemiş insan var ahillikte zirvedirler.Akademik başarı insanı insan yapmaz,insanı yükselten ahlaki ,manevi,sosyal,vicdansal vb konularda geliştirdiği kadar yükseltir)"de girince hepten vicdanlar köreliyordu.

Zeliş gelin evde yere dökülmüş erzaklara bakarak ağladı.Kaderine ağladı,kocasına ağladı,evlatlarına ağladı.Çocukları da analarının etrafına toplandı,öylece sessiz sessiz beklediler.Küçük olanlar uyuyup kalmıştı hatta.

Zeliş çocuklarını yataklarına yatırdı,dökülen erzakları toplayıp ,kilimi yıkamak için dışarı çıkarıp koydu.Gecenin bir vakti pungara gitmeyim dedi.

O gece sabaha kadar uyuyamadı zavallı kadın.Nasıl iftira atabiliyor nasıl olmayan şeyi konuşabiliyorlardı anlamıyordu.Anası babası çok kızardılar bu konulara ," sakın kızım kimsenin ardından konuşma ,kimse hakkında gözünle görsen bile konuşma" diye tembih ederdiler.

Zeliş hiç yapmadı bunu.Ama şimdi namusuna laf ediyordular.Hemde aynı evin ailenin fertleri.
Sabah ezanları ile kalktı namazını kıldı biraz Kuran okudu .Sonra dışarı çıktı kilimi yıkamak için ama karşılaştığı manzara çok kötüydü.

Kilimin üzerine kaynının çocukları çişlerini yapıyordular .Üç tane küçük oğlan sanki çok normal birşeymiş gibi işiyordular arkaları dönük olduğundan görmüyordular kadını.

Eline yerdeki sopayı almasıyla çocukların üstüne yürüdü tam çocuklar şalvarlarını çekerken hepsine vurdu birer tane.Çocuklar bağıracağına kapının ardında onları oraya gönderen anaları bağırmaya başladı.
"Zeliş ! Zeliş! Genden gel ,sen kimin uşağına vurirsin he ?Senin o ellerin gırarım gelir.!

" Yeter ! Yeter artık !Ne istirsiz benden siz?Ayıp değil mi bu yaptığız he Allah'tan gorhun.
Ben ne ettim size ?İftira atirsiz olmir,inege ot vermediz ölsün diye olmir,erzaklarımızı döküp ziyan ettiz ! Ne istirsiz he?"

" Ne isteyeceğiz senin gibi yosmadan.Bütün köyün dilinde dolanirsin.Dostların kapıya gadan getirir erzakların.Karşılıksız mı he ?Söyle karşılıksız mı getirirler."
Kayınlarıda gelmiş olaya dahil olmuş ,Zeliş geline konuşmak için karılarının susmalarını bekliyordular.

"Siz ne diyirsiz ele? Benim namusuma nasıl laf edirsiz?Ağzız nasıl varir he.Gözüznen gördüz mü ?Kim gördü söyleyin?"

Kaynına sıra gelmişti:
"Sus gelin sus.Gelin derim gardaşımdan dolayı.Sen artık bu evin heçbirşeyi değilsen.Dün sabah gapına gadar getirmiş erzakları oynaşın işte .Yohsa nerden geldi o kadar yiyeceh.Bizim evde yoh o gaden erzak."

"Ağabey yapma ,günahına girmeyin.Aha bu yetimlerin hatrına ben heçbirşey yapmadım.O erzakları Remziye ana yollamış sabah namazda getirdi hizmekarı ezenin.Kapıyı bile açmadım goydu dışarı getti. .Ben sonra çıktım aldım yüzünü bile görmedim.Siz bene iftira atarsız.Allah büyük ,ben hepinizi Allah'a havale ettim" deyip içeri girdi.

Kayınları da çoluğu çocuğu toplayıp içeri almış ,bir güzel de karılarını dövmüştüler,yalan söyledikleri için .Çünkü sabahın erken vakti köylünün çoğu duymuştu olanları.Herkes onları ayıplıyordu.Bir hafta boyunca eltilerini hiç görmemişti Zeliş.

Kayınları da gördümü başlarını eğip konuşmadan geçiyordular yanından.Zeliş zorda olda erişte kesecek birilerini buluyor Ya un ya bir avuç erişte alıp geliyordu eve.Çocukların karnı doymasa da ayakta durabiliyordular.

ZELİŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin