6.VAKİT KAYBI

31 5 0
                                    

İYİ OKUMALAR♥️
(M.Medya/AZRA)

Abim "Neden Bendis diyor sana" dedi. "Ay tanrıçası demek, Ay şeklinde kolyem olduğu için diyor herhalde" dedim. "Sen neden Eresbos diyorsun" dediğinde kıskandığını anladım. "Karanlık tanrıçası demek. Karanlık biri".

***

Sabah uyandığımda kısa bir duşun ardından üzerimi giyindim. Hava yağmurluydu. Gömleğimin üzerine kırmızı sweatimi giydim. Saçlarımı kendi haline bırakıp maskaramı sürdüm. Kahvaltıya aşağıya indim. Omletimi bitirdim ve çantamı alıp çıktım.

Okula geldiğimde arabamı park ederken yanımada Mahir arabasını park etti. Arabadan indim ve yandan çantamı aldım.

"Günaydın Bendis" dedi.
"Sanada günaydın Eresbos" dedim. Karşıma geçti ve
"Kızlara laf ediyorsun ama seninde eteğinin bi farkı yok."
"Ben onlar gibi eteğimi katlamıyorum, neyse o. Zoruna gitti herhalde" burnumun dibine kadar yaklaştı ve
"Hoşuma gitti" dedi. O çekip giderken arkasından "Aptal! Aptalsın işte" diye bağırdım. Ruhsuz Eresbos.

Çağla ben Mahirle konuşurken kantine gitmiş olmalıydı.
Kantine gittiğimde Mahirde arkadaşıyla oturuyordu. Kendime kahve alıp Çağlanın karşısına oturdum. Çağla ile sohbet ederken zil çaldı. Sınıfa giderken Mahirler arkamızdaydı. Bu hoşuma gidiyordu.

Sırama oturduğumda onlarda bizim arkamızda ki sıraya oturdular. Nasıl ya? Sınıfıma geldiğini yetmiyor gibi bide arkamızdaki sırada mı oturacaklardı. Arkamı döndüm ve "otura otura buraya mı oturdun bir sürü boş sıra var" dedim. Sırıtarak "istediğim yere otururum" dedi. "Aptalsın" diyerek önüme döndüm.

Neden ona aptal demede kızmıyordu? Bunu çok merak ediyordum. Kalemim sıranın altına gittiği için eğilmeye yeltendiğimde saçım oturduğum sırayla arka sıranın arasına sıkışmıştı. "Aaa" dediğimde bütün sınıf bana baktı. Arkadan gülme sesleri geliyordu. Saçımı kurtardım ve kalemi almak için aşağı eğildim. Bulamadım. Kafamı kaldırırken sıraya vurdum. "Aaah" dediğimde sınıftakiler yine baktı. Hala gülüyorlardı.

Hoca "Azra yeter artık yanlış anlaşılıyorsun" dediğinde Mahir büyük bir kahkaha attı. Bende "arkadakiler rahatsız ediyor" dedim ama hoca tınmadı bile. Kalemimi hala bulamamıştım.

Beş dakika sonra zil çaldı. Arkamı döndüm, hala gülüyorlardı yaa. Mahire vurmaya başladığımda "Ne yaptığını zannediyorsun? Senin yüzünden yanlış anlaşıldım" dedim. Yanındaki arkadaşı Enese baktığımda gülmeyi kesti. Adını yoklama alınırken öğrenmiştim. Mahir hala gülüyordu.

Sinirlendim ve sıradan kalktık tam gidecekken kolumdan tuttu ve kendine döndürdü. Çok yakındık. Gözleri çok güzeldi. Gözlerine daha fazla bakamadım. Kafamı aşağı eğdiğimde cebinde ki kalemimi gördüm. Almaya yeltendiğimde benden önce davranıp kalemi cebinden aldı ve yukarı kaldırdı.

"Ver şunu." Benden uzun olduğu için uzanamıyordum. "Versene şunu Aptal." Pes ettim ve göğüsüne vurmaya başladım. "Aptalsın işte. Aptalsın." Belimden tuttu ve duvara yasladı. Yaklaşmaya başladı.

Onbeş dakikalık teneffüs olduğu için sınıfta kimse yoktu. Kafasını boyun girintime yaklaştırdı ve derin nefesler aldı. Elleri dokunduğu yeri yakıyordu. Bir süre böyle kaldıktan sonra çekip gitti. Ne yapıyordu?

İki ders sonra üzerimizi değiştirip antrenmanlar için spor salonuna gittik. O olaydan sonra Mahir derslerde hiç konuşmadı, rahatsız da etmedi. Antrenman sırasında arada bir bakıyordu. Gülmüyordu. Sinirlide değildi. Düşünceli gibiydi. Onunda kalbi kırılmıştı. Bir parçası kayıptı sanki. Onunda acıları vardı. Belliydi.
Gülüşü çok güzeldi. Belkide bu yüzden gülüşü çok güzeldi. Güldüğünü fark edince hemen gülüşünü bozardı. İşte bu dikkatimi çekmişti. Gülmeyi sevmiyor muydu? Oysaki ona çok yakışıyordu.
"Seviyorum."
Arkamı döndüğümde Mahiri görmemle şaşırdım. Bi dakika ben dışımdan mı konuşmuştum. Lanet olsun. Hayır hayır beni duymuş olmamalıydı.
Geldi ve yanıma oturdu. "Beni güldüren nadir insanlardansın. Hatta yıllar sonra beni güldüren tek kişisin" dedi.

"Be-ben mi?" Allah belamı versin kekeleyerek konuştum.

Kafasını salladı ve "evet" dedi.
Elini yüzüme yaklaştırdı ve önüme gelen saçımı kulağımın arkasına koydu. Utandığım için karşıya bakıyordum. Pür dikkat beni izliyordu.

Spor salonuna Çağla girdiğinde bizi görmesiyle duraksadı. 'Noluyor' der gibi baktığında gözlerimle gel kurtar beni bakışı attım. Mahir beni izlediği için kasılmıştım.

Çağla geldiğinde "hadi" dedi. Mahire döndüğümde hala bakıyordu. Ayağa kalktığımda "görüşürüz Bendis" dedi. "Görüşürüz" dedim ve hızlıca kendimi bahçeye attım. Kasıldığım için terlemiştim. Biraz hava aldıktan sonra spor salonuna geri döndük.

Antrenmanlar bittiğinde üzerimizi değiştirdik. Çıkış zili çaldığında arabama yöneldim. Arabama bindiğimde Mahirin bankta kucağındaki kızla yiyiştiğini gördüm. Arabanın tekerlerinden ses çıkartarak okuldan çıkış yaptım. Sinirlenmiştim. Eve doğru ilerlerken başka yola saptım. Bu işi bitirmeliydim. Çok vakit kaybetmiştim...

Bendis ve Eresbos Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin