.

0 0 0
                                    

TANRI KALBİNDE HASTALIKLI ÇOCUKLARI TAŞIYOR..
Kırmızı ojeli tırnaklarımı masamın üzerinde gezdirdim.İsmimin yazılı olduğu ahşap masa isimliğimi düzelttim.Yağmurlu havanın verdiği huzur,şehir ışıklarının verdiği gizemli mavi ışıklarla boş odamı dolduruyordu.Dosyaların doldurduğu büyük kitaplığın yanında duran kırmızı pikapıma doğru yavaş adımlar attım.Plaklarımı yerleştirdiğim gizli dolaptan Amy Winehouse-Love Is A Losing Game isimli plağı elime aldım,pikap'a yerleştirip kolu üzerine koyarak şarkının başlamasını bekledim.Boş hastanenin koridorlarında,yarım kalmış hikayelerin tam da ortasına huzur veren sesiyle giriş yaptı.Üzerimde ki doktor önlüğünü çıkarttım,boş koltukların birisine bıraktım.Dumanı odanın içerisinde dans eden tütsüyü söndürdüm.Bugün toplumun hasta ettiği bir hastam gökyüzünde aslı kalan yıldızları toplamaya gitti.Son durumu güncellemem gerektiği için kalın defterimi elime aldım.Oldukça geniş olan siyah koltuğuma oturdum.Ölümü yazan kalemimi elime aldım,başladım yazmaya.

                    Arzularımızın her biri dünyayı yeniden
yaratır, düşüncelerimizin her biri de yok eder”
E. M. Cioran, Çürümenin Kitabı

Olgu Sunumu: Irkçılık Sorununu Boyayla Çözebileceğine İnanan Genç Adam

Bay D. 24 yaşında, bekar, üniversiteden ayrılmış, işsiz biridir. 3 hafta önce bulduğu  her şeyi, odası, mobilyaları, giysileri, ve hatta kendisi de dahil olmak üzere, siyah ve beyaza boyadığından hastaneye yatırılmıştır. Bu davranışının Amerika'daki ırkçılık sorununu çözeceğini ve ailesinde huzuru sağlayacağını kendisine sürekli olarak söyleyen bir erkek sesini yanıtlamaktadır.

Bay D., son 5 yıl içinde en az beş kez 4-6 haftalık süreler için hastaneye yatırılmıştır. Yatışlarının her biri hastalığının emir verme varsanılan, garip davranışlar ve perseküsyon sanrılarının bir arada görüldüğü alevlenmeler nedeniyle olmuştur. Antipsikotik tedavisine her zaman iyi yanıt vermiştir, ancak ilaçlardan nefret etmektedir, ilaçların kendisini "ölüden daha ölü" hissettirdiğini söylemektedir. Yatışları arasındaki dönemde ilaçlarım düzensiz kullanmakta ya da hiç kullanmamaktadır. Gelmediği poliklinik takiplerinin sayısı geldiklerinden daha fazladır.

Epizodlar arsında Bay D.'nin işlevselliği zayıftır ve gittikçe kötüleşmektedir. Sosyal çekingenliği, çevreye olan ilgisizliği, özbakımındaki baştan savmalık ve düşünce bozukluğu artmaktadır. Üç kez, halkı uygunsuz teşhir ve sokak köşelerinde vaaz vererek rahatsız etmekten tutuklanmıştır. Ancak ilaç kullandığı dönemlerde görünümü daha düzgün olmakta ve konuşması daha kolay anlaşılmaktadır.

Bay D. birbirine iyice kaynaşmış, suça tahrik eden, tartışmacı, beş çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğudur. Annesi iki kez varsanılar ve perseküsyon sanrılan nedeniyle hastaneye yatınlmıştır, ancak şu anda ilaç tedavisi altında ve işlevsel olarak iyi durumdadır. Çocuğu için neyin iyi olduğunu doktorlardan daha iyi bildiğine inanmaktadır, diğer çocuklan ailenin yaşadığı evden ayrılmışlar, Bayan A. "kalan tek çocuğum" dediği oğluna daha bağımlı hale gelmiştir. Bay D. annesinin gösterdiği aşın özene sinirlenmekte ve bundan kaçınmaktadır. Ancak bunlar gerçekleşmediği zaman kızmaktadır.

Bay D. zamanının çoğunu evde yoga yaparak, Jung'un arketipleri ve sosyal baskı hakkında okuyarak geçirmektedir. Tüm gün uyumakta ve gecenin çoğunu uyanık geçirmektedir. Hastaneye yatırıldığı dönemler dışında aile çevresinin dı- şındakilerle seyrek olarak konuşmaktadır. Özellikle gündüz dışarıya çıkmaktan korkmaktadır, çünkü sokaktaki yabancıların onun hakkında konuştuklarını ve fikirlerini ve hareketlerinin kontrol edebildiklerine inanmaktadır. Düşünce komutlarının aktarılmasının güneş eneıjisine gereksinim duyduğunu ve gece daha güvende olacağını düşünmektedir, ayrıca "sağ-yanlısı, neo-Nazi" bir grubun, sekizde bir Yahudi olduğu söylentisini yayarak, ününe zarar vermeye çalıştığına inanmaktadır.

Alışıldığı gibi, Bay D. yatışı süresince antipsikotik tedavisine iyi yanıt vermiştir. Sanrılan daha düşük şiddette sürmektedir, tartışılarak bunlardan bir miktar uzaklaşması sağlanabilmektedir. Personelle, yatırıldığı güne göre daha az şüphecilikle ve daha anlaşılır şekilde konuşabilmektedir; hareketleri artık belirgin düzeyde garip değildir. Taburcu edilmeye hazır gözükmektedir.

Bay D.'nin annesi oğlunun odasını yeniden boyatmıştır ve geri gelmesini dört gözle beklemektedir. Bay D.'nin terapisti dikkatini ilaçları kullanmaya karşı direnci ve bunun tedavisi ve hayatına olan kötü etkisi üzerinde yoğunlaşmıştır. Bay D. bu davranışı hakkında, eskiden olduğunda daha içgörülü görünmektedir. Tedaviye uyumundaki sorun yüzünden, terapist Bay D.'ye ağızdan aldığı ilaçların depo enjeksiyon formlarını önermiş, kendisi de bunu kabul etmiştir. Annesinin işbirliğini sağlamaya yönelik çabalar yeterli düzeyde başarılı olmamıştır. Bay D.sosyal baskının altında defalarca ezilmekten,değersiz görülmekten ve tek başına hiç bir şey başaramadığından bahseden bir mektup bırakmış.Bencil insanlarla doldu bu dünyanın ona uygun olmadığını söyleyerek yaşamına son vermiştir.
derin bir nefes aldım,önüme düşen sarı saçlarımı geriye attım.Şarkı biteli çok olmuştu,yeni fark ettim.Karşımda beni izleyen adını daha tanımlayamadığıma baktım.Görüntüsüne artık alışmıştım,varlığına alışamadım.Bu sefer konuşmuyordu,gözlerini üzerime dikmiş bana bakıyordu.Dudaklarının bir kenarı hafifçe kıvrıldı daha sonra kulaklarımı kanatacak derecede bir kahkaha attı.Onun bu derece gürültücü sesini kimsenin duyamadığınıa inanmak zorluydu.Burnun kesik kısmında ki kemiği siyahlaşmıştı.Kesikleri daha derin görünüyordu,yıllar geçtikçe kokusu daha da kötüleşmişti.Gözlerimi kapattım,nefesini kulağımda hissediyordum."Sen neden ölmüyorsun,zavallı."kulağıma fısıldanan sözlere hafifçe gülümsedim."Diri diri yanmayı göze aldım ve tek başıma kalktım her şeyin altından.Yandım,yandıkça kavruldum.Kavruldukça yaşamayı öğrendim.En güçlü kadınlardanım ben şimdi ayaklarımı attığım kaldırımlar titreyecek.Yumruklarımı vurduğum masalar kırılacak ve sen ben istediğimde yok olacaksın."söylediğim sözlere şaşırmış olacak ki bir süre sessiz kaldı.Gözlerimi açtım,gitmişti.Eğer sizin de size değersiz hissettirmeye çalışan bir varlığınız varsa bu söylediklerimi hatırlayın.Sizi siz yapan aldığınız notlar değildir.Size değer katan şey güzelliğiniz değildir.Sizin değerlerinizi belirleyen öğretmenler veya aileniz de değildir.Siz kendi değerinizi sadece kendiniz belirlersiniz.Toplumsal ve psikolojik baskının sizi boğduğu bu yıllarda becil olmayın.Kendinizi sevin ve şeytanlarınıza kulak vermeyin.Hayali dostlarıma yaptığım konuşma sonrasında hafifçe gülümsedim.Eve gitmek için oldukça geç olmuş gibi görünüyordu,gitmem için de bir sebep yoktu.Tütsümü yaktım,kafamı hafifçe masaya koydum.Gözlerime etrafı kara bulutlarla ve elmas gibi parlayan yıldızlarla çevrili ay'a çarptı.En parlak yıldızlar tanrı değil mi,o her yerdeydi."Tanrım,Peter burya neden gelmiyor,peri tozu mu bitti yoksa?"dedim,tanrıya bakarken.Tanrı sevdiğim her şeye ulaşmamı engelliyordu.

HestiaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin