Anahtarla kapıyı acıp koltuga kendimi koltuga attım halime teyze görünüşe göre daha gelmemiş. Telefonumun çalmasıyla cebime sıkıştırdıgım telefonu zorda olsa cıkardım özgenin aradıgını görünce az da olsa korktum özge korkunca beni bile tanımıyacak duruma geldigi için telefonu acıp konuşmasını bekledim.
'' sana şimdi kızmicam bunu sonra düşünürüz şimdi sana yeni haberlerim var sen sormadan söyliyim akşam parti var biraz hızlı oldu ama öyle hemen kıyafet ayarla sacını yapmaki için gelicem ''
telefonu yüzüme kapatmasıyla öylece telefona öylece baktım ne oldugunu bilmedigim bir partiye gidicektim hem de birkaç saat sonra düşünmeyi bırakıp odama cıktım dolabı acıp birkaç kıyafetleri yatagın üzerine fırlattım dolabın alt bölmesindeki ayakkabılardan birkaç tane cıkarıp kenara koydum beyaz bebe yakalı elbiseyi deneyip aynada kendime baktım gidicegim partinin nasıl olucagını bilmedigim için ne giyecegimide kolay kararlaştırmamam normal ah özge ah biraz daha erken söylesen ölürsün sanki herneyse cıkarıp onuda bir kenara bıraktım siyah düz sırt dekolteli elbiseyi üzerime gecirdim bu sanırım oldu hem sade hem güzel bunu ne ara aldıgımı bile bilmiyorum cıkarıp bir kenara bıraktım altına siyah rugan ayakkabıları da yanına bırakıp banyoya girdim sıcak suyun gevsetmesiyle duşa kabine iyice yayıldım saclarımın diplerine kadar suyun işlemesine izin verdim biraz daha kalsam uyucagım için bir an önce cıkıp kurulandım yoksa özgenin yapacagı şiddetleri düşünmek istemiyorum.
elbiseyi giyip aynada kendime baktım zil calınca merdivenleri zıplayarak indim kapıyı acınca özge beni iterek içeri girdi
'' cabuk kızım cabuk gec kalıcaz''
'' oo özge hanım bu elbiseden niye benim haberim yoktu''
'' ona bakarsan benimde senin elibisenden haberim yoktu''
'' bende bugün farkettim bunu zaten ne zaman aldım nerden aldım bilmiyorum''
kolumdan tutarak merdivenlerden sürükledi odaya resmen uyuşturucu operasyonuna girer gibi girip koltuga otutturdu dolaptan maşayla tarak alıp önüme oturdu kalın dogal bukleleri yapıp makyajı bana bıraktı aynanın önüne gecip likit rimel sürüp ayakkabıları almak için dolabın yanına gittim özgenin neye heyecanlı oldugunu bilmiyodum ama cidden yerinde duramıyodu yanına gidip koluna girdim.
'' hadi gidelim ''
kolumdan cıkıp eline ayakkabılarını alıp merdivenleri zıplayarak indi bu heyecanının elbet cıkar kokusu bende arkasından inip dışarı cıktım.
'' özge''
devamını beklermiş gibi gözlerimin içine baktı.
'' ne bu heyecanın biri mi gelicek ''
'' yo hayır sadece partileri severim bilirsin''
kafamı sallayıp diger tarafa baktım bişey oldugunu tabiki biliyodum bi taksi durdurunca koltuga yayılıp bekledim biraz sonra taksi sahilin kenarındaki kafelerden birinin önünde durdu taksiye parasını verip indik özge hızlı hızlı giderken arkasından yürüyüp sacından tuttum.
'' su heyecanının sebebini söylicekmisin yoksa geri mi döniyim''
'' başak ya biraz sabret hem benim için önemli ''
bişey demeden önden ilerlemeye devam ettim içerisi pek kalabalık olmasada cok kişi vardı boş masalardan birine gecip oturduk masanın üzendeki telefonu görmemle kalkmam bir oldu.
'' özge burası dolu''
'' nasıl dolu ya benim göremedigim biri mi var masada''
'' tabiki yok salak ama masada telefon olması sence neyi gösteriyo''
'' izin isteriz bizde otururuz ben ayakta durmam ''
iç cekip geri yaslandım biraz sonra bi cocuk gelip masaya oturdu özgeye baktıgımda o da cocuga itici bakışlar atıyodu
'' nee burası benim masam''
masanın üzerindeki telefonun sahibi belli oldu.
'' şey özür dileriz biz kalkalım ''
diyip ayaga kalktım.
kolumdan tutup geri oturttu özgeyle bi an göz göze geldi piç piç sırıtıp geri oturdu bende bilegimi cekip oturdum.
'' bizim okuldamısın hiç görmedim''
''aslında coktan sizin okuldaydım bugrayla karşılaştık bana partinin oldugunu söyledi''
bugra ismini duyunca direk özgeye baktım kafasını egince herşeyi anlamıştım resmen beni kullanmıştı etrafı krıp dökmemek için masadan hızla kalktım kolumu bi el yine tutunca sinirle elini ittim.
'' bişey mi oldu''
özgeye dönüp sinirle ona baktım.
'' sana bugradan intikam alıcagımı söyledim yüzsüzlük yapıp partisine gidicegimi degil nasıl böyle bişey yaparsın dorugu görmek için beni nasıl kullanırsın bu kadarmı degerim vardı senin için''
artık gözlerimden yaşlar akıyodu. Birinin sıkıca sarılmasıyla diger tarafa döndüm sarılan masada ki o cocuktu sıkı sıkı sarılıyodu kendimi geri itmeye calışınca daha cok sardı belimi nefes alabilmem kesilmesin diye geri cekilme cabasına hiç girmedim kafamı yana cevirince herkesin durmuş bize baktıgını durdum ve bugrada dahil sertce itip dışarı dogru hızlı hızlı yürüdüm kolumun cekilmesiyle sertce bugraya carptım.
'' ne yaptıgını sanıyosun''
'' beni kıskandırmaya calışma başak''
'' ne saçmalıyosun''
'' çagdaş diyorum onu neden kullanıyosun benim için ''
çagdaşın kolumu sertçe tutup cekmesiyle arkasına gectim.
'' sanırım birinin sana insanların senin cevrende döndemedigi göstermesi lazım''
diyip kolumdan tutup dudaklarıma yapıştı ne oldugunu anlamam uzun zaman aldı elimi sıkıca kavrayıp diger herkesi geride bırakıp dışarı cıktı tabi giderken arkasından sürüklenen ben.