Any | hyunlix

II¦Alev Almış Bir Çift Göz

Yaşlarını kendi kafamda değiştirdim çok da şey etmeyin dnjfkd

İyi okumlaarr :**yorum istiyorum desem??

Geç geldiği için üzgünüm bu arada uzun yazdım bu yüzden;-;
//

Skz, Wow

"Çünkü sen bildiklerimden farklısın."

I

I¦Alev almış bir çift göz

Düşünmek, denen kavram; hiçbir zaman yok olmuyordu. Bir şeyler düşünüyordunuz, ondan sonra başka şeyler, sonra başka.. Sonra başka.. Kısır bir döngüden ibaretti ve kimi zaman mantıklı kararlar almanızı sağlarken kimi zaman da size tarifsiz bir eziyet yaşatırdı. Bu kaçınılmazdı çünkü dediğim gibi, yok olmuyor aksine tüm aklımızdakiler resmen lokomotifmişçesine biri gitti mi öteki onun yerini alıp bir diğerini sırtlıyordu. Düşünmek, bir yandan da katlanılamazdı.

Bu bomboktu.

İki gün öncesini düşünmeden duramıyordum ve bunun, cidden saçma olduğunun farkında olsam da kendime engel olamamam berbat bir şeydi . Sanki hâlâ onunla öpüşüyordum. Yemek yerken, konuşurken, dişlerimi fırçalarken dahi..

Onun baskısını hissediyor gibiydim.

Hayır, sadece bir haftadır seks yapmıyordum ve bunun o kadar uzun bir süre olduğunu da sanmıyordum. Günübirlik ilişkiler elbette yaşadığım olmuştu fakat şu son birkaç aydır ihtiyacım olmadıkça o tür yakınlıklara gerek duymuyordum.

Fakat onunla öpüşürken, bacağını oramda hissetmem,

Sikeyim ki beni şaha kaldırmıştı ve inmem o kadar da kolay olmamıştı.

Onu unutamıyordum.

Bedenim unutamıyordu.

"Eee?beğendin mi?" diyen Jisung, yanımda bana üniversite rehberliği yaparken dahi aklım o'ndaydı. Bu yüzden sorusuyla hafifçe irkilmiş ve başımı sallayıp gülümsemiştim hızla. "Beğendim." diye mırıldandım gözlerim çevreyi bir kez daha turlarken. Aklım o kadar doluydu ki, çevreye bakındığım halde hiçbir şey görmediğimi dikkatli bir şekilde tekrar incelerken anlamıştım. Bahçedeydik ve saydığım kadarıyla altı tane çardak, hatırı sayılır bir uzaklıktaydı birbirlerine. Epey genişti ve bina da bundan nasibini almışçasına bu koca bahçenin yarısını kapatıyordu.

"Beklediğimden daha güzel."
Başımı sallamış, elimi çeneme atıp hafifçe kaşımıştım. Üniversite boyunca Kore'de olacağım için heyecanlıydım sonuçta hem tek başıma hem de arkadaşlarımla birlikte olacak olmam heyecan vericiydi. Tadını çıkaracaktım.

O sırada, bize yaklaşan Changbin uzak mesafeye rağmen, "Hey!" demişti. Bakışlarımız böylelikle ona dönmüş, uzanıp sırayla ikimizle arkadaşça tokalaşmış, "Hey..naber? " demiştim gülerek.

"İyi.." diye mırıldandı ardından ise dudaklarını birbirine bastırdı. Ellerini ensesine atıp gergince ovuştururken bakışlarını kaçırıyor olması gözümden kaçmazken kaşlarımı çatmıştım. Geldiğimden beri yorgun ve sıkıntılı gözüküyordu.

" Pişt?" demişti Jisung neyse ki Changbin'in omzuna hafifçe vurup. Yoksa ben soracaktım. "Neyin var?"

"Yok bir şey.." dedi omuzlarını silkip başını iyice eğerken. Anlamıyordum. Ruh gibiydi. Sanki bir yakınını kaybetmiş gibi davranıyordu ve endişelenmeden edemiyordum. Gizlimiz saklımız olmazdı normalde. "Emin misin?"demiştim kaşlarımı çatıp.