Barış Murat Yağcı
Uyandığımda daha kimse kalmamıştı ben de hemen bi duş aldım havluyu belime dolayıp boydan çıktım odama doğru yürürken Selinin bana çarpmasıyla duraksadı. Yeni uyanmış ve uyku sersemiyken çok tatlı görünüyordu
Nisa Selin Elidemir
Uyandım ve elimi yüzümü yıkamak için banyoya gidecekken bi bedene çarptım kafamı kaldırdığımda yarı çıplak Bi barış bulmayı beklemiyordum sertçe yutkundum. Kendimi toplayıp konuştum.
Selin:P pardon ya..
Barış:Önemli deil.. B banyoya geçicektin herhalde..
Selin:Hıhı.
Dedim çekildi ve bende direk kendimi banyoya attım kalbim deli gibi atıyordu.. Kendime gelip elimi yüzümü yıkadım ve çıktım Emir erkenden gittiği için kahvaltı işi bana kalmıştı hemen mutfağa geçip birşeyler hazırlamaya başladım. Maç onbir deydi ve saat daha dokuzdu ben kahvaltıyı hazırlarken Lale ve Berkan da kalkmıştı hep beraber masayı kurup kahvaltı ettik ve mutfağı toparlayıp giyinmeye gittik bu sırada saat de 10.15olmuştu yani yarım saatimiz vardı. Herkes giyindikten sonra çıktık.
Selinin kıyafetiLalenin kıyafeti
(üstündeki yok)
Klübe vardığımızda saat 10.40tı daha yirmi dk vardı çocuklar soyunma odasına gitti biz de tribünlere oturduk beş dk sonra Berkan ve barış yanımıza geldi biz sohbet ederken berış arkada birine bakıyordu.
Lale de dönüp baktığında o da anlamamış olacak ki sordu
Lale:Barış.. Noluyor nereye bakıyorsun.. Kim o kadın.Barış Murat Yağcı
Burdaydı... on dört yıldır yüzüne, kokusuna, sesine hasret kaldığım kadın, beni on iki yaşımda öylece terk edip giden annem şimdi burdaydı..
Lalenin sorusuyla biraz da olsa kendime geldim.. Zor da olsa cevapladım. Kısık bi sesle konuştum.. Sesimin titrediğinin farkındaydım
Barış:A annem..
Lale:NE? B barış... Tamam bakma oraya bana bak nolur..Lale Onuk
Barışa sorduğum soruya bu cevabı almayı beklemiyordum Bi insan neden on iki yaşındaki oğlunu bırakıp ondört yıl sonra yeniden gelir ki.Barışın kafasını dağıtması gerekirdi çünkü beş dk sonra maçı vardı ve bunları düşünmemeliydi.. Yavaş yavaş gözleri dolmaya başlamıştı başını kendime çevirip bakış açısını değiştirmeye çalıştım.
Lale:Bak beş dk sonra maç var barış kendine gelmen lazım.
Ellerini ellerimin üstüne koyarak yüzünden indirdi.
Barış:Tamam.. İyiyim ben.. Beko hadi gidelim başlar şimdi maç.
Dedi ve gittiler.Nisa Selin Elidemir
'' Annem '' dedi annesiyle neden böyleydi ne yapmış olabilirdi ki kadın.İyiyim diyip gitmişti bende bunu fırsat bilip laleyle sordum.
Selin:Lale noluyor..
Lale:Barışı küçükken terk etmiş annesi..şimdi neden burda.. Hiçbir fikrim yok
Selin:Anladım.
Terkedilmişti.. '' Seni sevmiyorum''demenin farklı Bi yoluydu bu. Ve bence ölümden daha kötüydü.. Peki şimdi niye burdaydıMaç başlamıştı.. Ve büyük Bi farkla öndeydi çünkü barış çok sert oynuyordu annesine olan bütün sinirini çıkartıyor gibiydi. Bir kere göz göze geldik mavileri almamak için direniyor gibiydi gözlerini benden yukarıda duran annesine çevirdi ve sanki mümkünmüş gibi daha da sert oynamaya başladı. Kendini ya da başkasını sakatlamamısı mucizeydi sanki.
Maç bitmişti ve kazanmıştık aaa barış hemen ortadan kaybolmuştu ve şuan heryerde deli gibi onu arıyorduk.Herkes dağılmış bir yerde arıyordu en son pes edip sahile gittiğimde barış bankta oturuyordu. Yanına gidip oturdum.
Selin:Herkes heryerde seni arıyor..
Barış:Saklanmamıştım.
Selin:Anlatmak istersen dinlerim..
Beş dk kadar sessizlik oldu sonra konuşmaya başlayınca kafamı kaldırıp ona baktım.
Barış:Oniki yaşındaydım.. Bırakıp gittiklerinde..
Selin:Kimle gittiklerinde.
Barış:Babam.. Doğum günümdü. Sabah uyandığımda salona geçtim doğumgünü pastası beklerken veda mektubu buldum.. İşte beni çok seviyolarmış ama gitmeleri gerekiyormuş en kısa zamanda döeceklermiş falan.. Ama işin kötüsü.. İnanmıştım..
Alayla gülümsedi mavileri çoktan akmaya başlamıştı zaten..
Devam etti.
Barış:Gerçekten geleceklerine inanıp beklemiştim onları. Üç yıl kim ne derse desin bekledim ben inanmak istemedim bırakıp gittiklerine işte... Herşeye rağmen hayatıma devam ettim.. Onlar olmadan.. Aşık oldum.. çok. Düğün günü hazır olmadığını söyleyip bırakıp gitti o da.. Şimdi sana neden güvenip de bunları anlatıyorum...
Artık ben de ağlıyordum yüzüne baktım hala yere bakıyordu kafasını kaldırıp bana bakmasını sağladım sonra boynuna dolandım kollarımı enseme düşen göz yaşları daha da hızlanmaya başladı bir süre sonra.Ayrıldığımızda yüzünü sıvazlafı eliyle boğazını temizleyip konuştu.
Barış:Sen.. Seninkiler nasıl? Hayattalarmı ya da
Neden bilmiyorum ama kendimi anlatmak zorunda hissediyordum
Selin:A annem öldürüldü.. Ve biz onun ölümünü izledik sadece hiçbişey yapamadık işkence ettiler saatlerce hem ona hem emire hem de bana.. Yedi yaşındaydı biz.
Durmuştum çünkü sesim çok titriyordu ve konuşamadım
Barış bana baktı gözleri büyümüştü.
Barış:K kim?Neden yaptı?
Selin:Babam.. kumar oynuyordu o zamanlar. Mafyaya borçlanmış işte ödeyemeyince de.. Onun için gelmişlerdi aslında ama eve gelince bulamadılar.. Biz daha cazip geldik herhalde..annem öldü biz bi şekilde kurtulduk babam o günden sonra uyuşturucuya başladı geçen yıl tedavi olmak için ankaraya giderken yolda ölüm haberi geldi.
Barış:Evet onu biliyorum.. İzmir sporda oynuyordu dimi..
Selin:Hıhı.. İşte uyuşturucuya başlayınca atıldı takımdan.
Bu sefer sarılan taraf o ağlayan taraf ben oldum. Telefonumun çalmasıyla barıştan ayrılıp kendimi toparladım Lale arıyordu.. Açtım
Lale:Selin neredesin eve geldik yoksun buldun mu barışı.
Selin:Buldum.. Sahildeyiz geliyoruz şimdi.
Lale:Tamam canım.
Kapattım ve barışa döndüm.
Selin:Kalkalım mı artık..merak etmişler de
Barış:Tamam.. Hadi o zaman
Kalktık ve barışın arabasına binip eve gittik.
Biraz Laleler le konuşup odaya çıktım ağlamaktan gözlerim acıyordu kendimi hemen yatağa attım ve uykuya teslim oldum..Ben geldim.. Yeni bölümle birlikte herhalde kitaptaki en uzun bölüm oldu.
Umarım beğenirsiniz.
Sizi seviyorum :) :) :) :)
(801 kelime)