2.Bölüm

584 39 75
                                    

JUNGKOOK'TAN

Odamı kilitleyip, bahçeye indim. Arabama binip, hastaneye sürmeye başladım. Geldiğimde, yan koltuktan çiçekleri alıp, arabadan indim. Doktordan tabiki de izin almıştım. Kafama göre iş yapamazdım ne de olsa.

Hastaneye girip, yoğun bakım ünitesine çıktım. Hemşire beni gördüğünde gülümseyip ziyaretçi önlüğünü verdi. Giyindikten sonra odaya girip, çiçekleri, hazırlanan vazoya koydum. El antiseptiğini uyguladım. Ardından yatağın yanına çömelip elini tuttum.

- Meleğim. Ben geldim. Nasılsın? Gittiğimde kötü bir şey olmadı değil mi? Bu örtüyü neden üzerine tam örtmüyorlar ki?

Ayağa kalkıp, örtüyü serumlu kollarını dışarıda bırakacak şekilde örttüm. O sırada elinde sandalyeyle gelen hemşireye sinirle baktım.

- Üstünü sürekli açık bırakıyorsunuz. Burası yeterince soğuk. Bilinci kapalı diye 'hissetmiyor nasıl olsa' diye mi düşünüyorsunuz? Üşümesi mi gerekiyor illa?

Saygıyla önümde eğildi.

- Özür dileriz efendim. Daha dikkatli olacağız.

- Teşekkürler.

Odadan çıktığında getirdiği sandalyeye oturdum. Derin bir nefes verip, tebessümle yüzünü incelemeye başladım.

- Hastayken bile mi güzel olur insan? Bana bak. Burada erkek doktorlar bakıyor sana. Çıldırtma beni. Güzel olma kızım. Duydun değil mi?

Yutkundum.

- Ne zaman uyanacaksın bebeğim? Dinlenemedin mi hala? Söz veriyorum, uyandığın zaman dinlendireceğim seni. Ama kalk şu lanet yataktan. Hem.

Gülümsedim.

- Bugün senin doğum günün.

Diye fısıldadım.

- İyi ki doğdun meleğim. İyi ki benimlesin.

Avucumu hafif sıkan eliyle gülümsedim. Bunun normal olduğunu söylemişti doktor. Bitkisel hayattada olsa etrafında olup bitenleri algılayabilirlermiş. Ve birkaç konuşmada elimi ya hafif bir şekilde sıkıyor ya da parmağını oynatıyordu. Bu beni mutlu ediyordu.

Sağa doğru, yani bana doğru yatırmış olan yüzüne baktım. Melek gibiydi. Zayıflamıştı. Ama hala çok güzeldi.

- Uyansanda diyorum. Doğum gününü birlikte kutlasak. Sonra ben sana çiçek almak yerine başka hediyeler versem. Kızım zor değil ya. Hadi. Uyan artık. Bana bak. Kendime yeni karı bulurum görürsün gününü.

Elimi tekrar hafifçe sıkmasıyla güldüm.

- Olmaz diyorsun. O zaman kalk kızım banane.

Başımı sola yatırıp, ona baktım.

- Yanaklarını ısırasım geldi.

Kıkırdadığımda hemşire geldi. Ne demek istediğini anlayıp başımı salladım. Dışarı çıktığında ayağa kalktım.

- Meleğim ben yarın yine geleceğim tamam mı? Görüşürüz ve iyi ki doğdun güzelim.

Alnından öpüp, son kez yüzüne baktım. Ardından odadan çıkıp, önlüğü hemşireye geri verdim. Camdan son kez tebessüm edip, ona baktıktan sonra hastaneden çıktım.

SEO HYUN'DAN

- Saçmalama Seo Hyun. Adamı takip mi edeceksin? Ayrıca senden önceside var bunun. Adamı seviyorsun diye, onun aşkını hiçe sayamazsın. Bir erkek ancak gerçekten seviyorsa ağlar. Bugünde otuz kişinin karşısında ağladı. Saçmalıyorsun.

My Teacher Bay Jeon2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin