Balkonda ki bu yabancı sandalyem ve duvar arasında kıvranırken boğuk bir sesle ''ah,siktir'' dedi. Yüzünü inceledim mavi gözlerini örten bir sis vardı sanki aynı sis yüzünün tamamını sarıp boylu boyunca vücuduna sahipdi ne tür bir insan nefretin esir ettiği bulutları gözlerinde taşır ki? ''Balkonumun ortasında bana yaklaşıyorsun ve.. AMACIN NE SENİN?!''
''Sakin ol plüton.'' sesinin tınısını hiç beğenmedim ve plüton nedir ki sapık galiba nys. -gezegen tbksi aq malı- Boynuna dayadığım sandalyeyi hışımla üzerine doğru ittirdim. Sanırım boğuluyordu. Öksürmeye başladı çünkü. Boğazını parçalarcasına öksürünce sandalyeyi boynundan çektim.
''Gerizekalı öyle bir öksürüyosun ki bir ara bağırsaklarını çıkarıdın zannettim , her neyse ne bokuna burdasın ki?''
''Nasılda tanıdın ha plüton? Hahaahaha benimle gel ne için burda olduğumu göstermeme izin ver?''
''Nasıl yanı?!'' cebinden usulca çıkardığı silahı aldı ve bacağıma bastırdı bacağım yanmaya başladı.Ve istemsizce inledim , geri çekildim. Ama bir saniye silah yakıcı derecede sıcaksa.... UFUĞU ÖLDÜRMÜŞ!
''Piç,-ağlamaya başladım- neden yaptın ki?'' durun şimdi açıklıyım olayı Ufuğun kız arkadaşıyım ve Ufuk genellikle yasa dışı araba yarışlarında pisti ağlatır bende partneri olarak yanında duruyorum. Ve karşımda ki yabancı da Ufuğun bu yarışlarda ki ezeli düşmanı Oğulcan.
Kolumu sıkıca kavradı ve beni sürükledi , dizlerim parçalandı. Ve evden çıkarıp arabanın arka koltuğuna sertçe attı kapıyı kapattı kendi soför koltuğuna bindi. Uzun bir yolculuk olacağı belliydi göz kapaklarım dayanamadı içeriyi uyku için araladı. Üzgünüm Ufuk.