Yine kabus... Her tartıya çıkışımda aynı sonuç ŞIŞMANIM!! Benim bu şişmanlığım çocukluktan gelen bir şey o zamanlarda hayat güzeldi tabi oy benim tombul kızım oy benim tatlı kızım diyen teyzeler etrafımda pervane gibiydi âdeta. Sonra büyüdükçe işler değişti aslında ben kilolarımla barışık biriydim taki Görkem beni kendime küstürene kadar. Çareyi yazmakta buldum işte önümde kağıt elimde kalem yazdığım kelimeleri karalayıp duruyorum onu anlatmak istiyorum kelimeler az geliyor ona olan aşkımı anlatmaya. Son zamanlarda saplantı haline gelmişti görme isteği konuşma istegi onunla olma istegi sarmış her yanımı sarmıştı sarmıştıda bu kadar aşık olmak en çok bana zarar vermişti. Çünkü Bir sorun vardı. Adını duyunca kalbimi ağzımda attıran içimde kelebekleri uçuşturan adam beni sevmiyordu. İşin garip tarafıda içimde kelebekleri uçuşturan adam o kelebeklerin teker teker düşüp ölmesininde sebebiydi çare neydi beklemek mi yoksa vazgeçmek mi hayir ikiside değildi çare yazmaktı. Belki bir gün okur ümidiyle yazmak... peki ama neden sevmiyordu beni. Tatlı bir kızım ben aslında cogu kişinin ilgi gösterdiği biri. Sevilen, iyi biri olduğumu söyler beni tanıyanlar. Demekki neymiş insanın sevdiğiyle birlikte olması için bunlar yetmiyormuş. Görkem' in bende saplantı haline geldiği gibi kilolarımda o duruma gelmişti. Her taraftan "çok güzelsin ama keşke biraz zayıf olsan" sesleri geliyordu kulaklarıma. Herkes bana bakıyordu sanki. "Yeter artık Ildem hemen zayıfla ve sana ait olanı al" dedim kendime. Bunu yaptım mı tabi ki yapamadım. Ben şişman doğdum ve şişman öleceğim. Görke asla bana bakmayacak ve ben Görkem'i unutana kadar aşk acısı çekeceğim. Tutamıyorum artık zamanı her geçen gün daha çok kilo daha çok baskı altında kalma hissi...