Bugün hafta başıydı ama her pazartesi olduğu gibi acımadan ders işliyorduk, saat altıda uyanmış dokuza kadar ders işlemiş, sonra on iki'den on beşe kadar dünyaya inmiş şimdi tekrar üç saatlik derse geri dönmüştük. Yorgunluk hepimizin bedenini ele geçirmişti ama bugün pazartesi, Allah'tan sadece pazartesi gününün sistemi farklı. Bütün hafta içi karmaşık sistemli bir eğitime kurban gittiğinizi düşünsenize.
"Ayiy yoruldum" diyerek sırama çantamı sırama koymuştum tekrar. Kızlar kıkırdamıştı, ama onlarında yorgun olduğunu biliyorum.
"Hayır sizinde yorgun olmanıza rağmen gülmeniz"
"Küçük orta okullu bir öğreci gibisiiin~ çok sevimliii~"
"Beni aydınlattım Rosé çok sağol"
Sırama oturmuş ve kafamı çantama gömmüştüm, aklım hala o ayak seslerindeydi...ama daha önemli bir görevim var, gece mesaisinde ünlü bir modacı rolünü oynayarak moda dünyasına çok önemli bir isimin, kariyeri için çok önemli bir adım atmasını sağlamam lâzım. Yoksa geleceği parlak değil.
Jisoo
-Bu günkü özel görevin için heyecanlıyımJennie
-Bende, bu görevleri daha çok seviyorum. Daha parlak alanlarda işliyoruz bir deRosé
-Ben görevimi baya sevdim, bugün gece ışıklar altında düzenlecek ralli yarışımda ünlü bir isime kovapilotluk yapıcamJennie
-İnanılmaz, sen Erica? Seninki nedir?Erica
-Ünlü bir modacı var, bende bir katılımcıyım. Bugün yeni tanıtacak olduğu yaz modası kıyafetleri ile ilgili seçin yapması gerekiyor çünkü iki traz var, birini seçerse batacak o yüzden yardım etmem gerek, çünkü kafası baya karışıkJisoo
-Vaov...
Gala için hazırlanmış ve alana girmiştim, lanet topluluklar, ayağımı kırmasam çok iyi.
Bugün burada stilist olarak rol oynatacaktım VE BU İNANILMAZ DERECEDE BENİ HEYECANLANDIRIYOR!!! Tamam kızım nefes al nefes ver, heyacan yok. Yoksa affallarsın. Kendimden emin bir şekilde yürüyerek tasarımcınım masasına ilerdim.
"Oovv madmazale, gelmişsiniz"
Elimi tutup öperek selam vermişti bana, bende ona eğilerek selam verdim. Gülümserken yüzümün normal hal almasını sağlayan şey Felix'in kızgın bakışlarıydı, aman ne güzel böyle bir görevde Felix'le.
"Erica hanim, Felix beyle tanişin, kendisiii de sizin gibii bir stilist"
Felix gülümseyerek sol elimi tutmuş ve tıpkı tasarımcı gibi öpmüştü, bende gülümsedim.
"Tanıştiğımıza çok memnun oldum Erica hanım, bu ne güzellik. Sizin gibi bir güzelliği daha önce görmeyen bu gözlerim, şu anda haline acıyor"
"Çok naziksiniz Felix bey, ama ben güzel olduğumun zaten farkındayım"
Sinsice gülerek elimi çekmiştim. Bir şeyler içerek konuşuyorduk, tasarımcı beyaz şarap içerken Felix kırmızı içiyordu. Ben...bende şefaatli suyu içiyordum, kendimi kendime gülmemek için zor tutuyorum.
Felix
-Erica hanım, neden benimkinden içmiyorsunuzErica
-Çok sağolun Felix bey ama böyle güzel bir gün-de şeytana uymak istemem 😎_________________________________________
😎 bu emojiyi koymasaydım ölürdüm, ama kabul edin harika oldu.
_________________________________________Felix
-Hıı, demek öyle...eee ne zaman başlayacak demiştiniz bu defile bay PaulPaul
-Birazdan başlar efenimŞu adamın konuşma tarzı, beni öldürecek. Üç dakika sonra defile başladığında iko farklı tarzın kiyafetleri farklı mankenler tarfından gösterime sunuluyordu, hangisini seçmesi gerektiğini biliyordum bu yüzden için rahattı. Gösterim bittiğinde bay Paul ile konuşacaktık, bu yüzden son kısımları izlemedim.
Paul
-Evet şimdi bana yardım edin hangisi?Erica
-Hiç şüphesiz bir numaralı tarz, bu yıl için en iyisiFelix
-Hayır iki numaralı olanı seçin, bence gayet iyi iş çıkarıcaksınızErica
-Hahahahaa güldürmeyin beni Mösyö Felix, batmak istemiyorsanız bir numaralı olanı seçinFelix
-İki numaralı olan gayet zarifErica
-Bir numaralı olansa gayet iddialıPaul
-Tamam tamam sakin olun, madem durum berabere o zaman halkın oylamasına sunarız. Olsun canım eğlenelim hadiiFelix'le şaşkın şaşkın birbirimize bakıyorduk, ikimizde bir sonuca varamamış sonucu kendiliğinden getirmiştik. Ayrıca adamın enerjisine hayran kaldım.
"Sen gel bakayım benle"
Felix'in elinden tutup onu peşimden çekiştirmeye başlamıştım, mekandan çıkıp onu dışarıda ağaçların olduğu yere götürmüştüm. Kimsenin göremeyeceği bir yerde konuşamamız gerek çünkü.
"Felix sen ne yapıyorsun?!?!?! Ne yapıyorsun sen? ne yapıyorsun? Ben senden uzak durmaya çalışyorum anlamıyor musun? sen hala dibimde bitiyorsun, hayır o koskoca okulunuzda bir sen yia, bir sen sadece görevlerimde karşıma çıkıyorsun. Tamam arkaşız dedik ama yeter!!!"
Bitaz ileri gitmiştim baya bir terslemiştim, ama o hala gülerek bakıyordu. Gerçi takım elbisesiyle de gülüşü mükkemmel, aman ne diyorum ben be.
"Asileşince daha da güzelsin"
"Kapat çeneni!!!"
Ona biraz daha yaklaşıp işaret parmağımı sallıyordum, bir şey söyleyecektim ama vazgeçip döndüm, adımlarımı atıp uzaklaşırken Felix'te arkamdan geldi. Ayakkabı sesi...aynısı. Hiç beklemediğim bir anda Felix beni kendine çevirmiş ...öpmüştü.
Dudaklarımda hissettiğim sıcaklıkla artık çok geç olduğunu anlamıştım, Felix narince bedenimi kavrarken dudaklarını dudaklarımın üzerinde gezdiriyordu. Tam karşılık verip elimi boynuna atacakken, yaptığım şeyi yeni fark etmiştim. Onu itmiş ve kurtulmayı beklerken daha kötü bjr şey yapmıştım, daha da kendine çekmişti beni. Göğsünü yumruklamaya başlamıştım ama duvar gibi hiç-bir şey işlemiyor.
Yüzümü çevirmeye çalıştığımda da yanağımı tutmuştu, en sonunda ağzımdan hoşlanmadığıma dair sesler çıkarıp tepindiğimde bırakmıştı beni. İkimizde Nefes nefese kalmıştık.
26.09.2020
DEVAM EDECEK...Yb için 10 oy yeterli
Cin Misin? Diyorum. okuyun diyorum, seveceksiniz diyorum, başka da bir şey demiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stray Kids:"Melek ve Şeytan"
Fanfiction"Seninle hikayemiz şeytanların meleklerin okulunu ziyaret etmesi ile başladı Lee Felix ve biz işin buralara geleceğini tahmin edemedik, edemezdik"