Yine bi yeni bölüm ve yine ben :) Bu bölümde anlatılan şeylerin bi çoğunu yaşadığım için yazmam kolay olduğu kadar da zor oldu. Emeğimin karşılığı olarak vote ve yorumlarınızı bekliyorum.
Herşeye rağmen bütün trip ve saçmalıklarıma katlanan İzzet ve Ertan kankilerime de burdan selamlar çok çok öpüldünüz.
Multimedya da benim için değerli bi arkadaşımın önerdiği şarkı var klibi olmasa da şarkıyı dinlemelisiniz.
Yine bi şiirden kesitle başlayalım.
Ortasında yakalamalı bir insan yaşamı..
Ömrün ortası,
Çayın ortası,
Gecenin ortası...
En güzeli de,
Bir çift kahverengi gözün ortası...
Zaten en güzel değil midir,
İçilen kahvenin ortası....-Nazım Hikmet Ran
•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•°•
Ben tam ağzımı açıp cevap vericektim ki kapı çalındı ve içeriye beyaz önlüklü bir hemşire girdi.
"Baran Çınar? "
"Evet " dedi Baran'ın babası olduğunu düşündüğüm kişi.
"Birazdan ameliyata alıcaz sizi haberiniz olsun."
"Teşekkürler hemşire hanım " dedi Baran.
Hemşire odadan çıktıktan hemen sonra bi sedye ve iki tane hemşir geldi Baran'a yeşil bi önlük verip üzerindekileri çıkarıp önlüğü giymesini söylediler ve odadan çıktılar. Baran'ın babası da "Annene haber vereyim de gelsin." diyerek odadan çıktı. Baranla ikimiz kaldık odada.
"Bende çıkayım sen üzerini değiş. "
" Ben hasta ve yorgun bi insanım buraya gel ve üzerimi değişmeme yardım et."
Yanına yaklaşıp tişörtünü çıkartmasına yardım ettim. Sanırım eşofmanını çıkarırken burda olmamalıyım.
" Artık ben çıksam iyi olur. " dedim ve bişey demesine izin vermeden hızlıca odadan çıktım.
Aradan 1 dakika geçmişti ki Baran kapının kenarından bana içeri gel diye seslendi. Içeri girdiğimde gördüğüm manzara karşısında gülmemek için kendimi zor tuttum.
"Nasıl yakışmış mi? " dedi Baran kollarını havaya kaldırarak.
Ayağına kadar uzanan yeşil cübbe gibi şey Baran'a çok yakışmıştı(!)
"Yakışmış." dedim dişlerimi gülmemek için sıkarken.
Ikimizde aynı anda gülmeye başladığınızda içeriye az önce Baran'a yeşil cübbeyi getiren adamlar geldi. Baran'a sedyeye uzaması söylediler.
Baran alnımı öpüp;
"Ağlamak yok prenses. " dedi ve çıkıp sedyeye uzandı. Adamlar Baranla birlikte sedyeyi odadan çıkardı. Ben de ameliyathanenin önüne kadar onlarla ilerledim. Baran'ı içeri aldıklarında gözlerimin yandığını hissettim. Hayır burda ağlayamazdım. Hızlı adımlarla odaya geri döndüm ve gözlerimden yaşların akmasına izin verdim. Dayanamam böyle şeylere, hemen aglayasım gelir benim. Çok duygusalımdır.
Aradan bi kaç dakika geçmişti ki Baran'ın telefonu çalmaya başladı. Arayan babasıydı. Telefonu açıp Baran'ı ameliyata aldıklarını söyledim telefonu kapatıp koltuğa oturdum. O sırada annesi ve babası odaya girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burada Bir Aşk Var
NonfiksiBiraz daha yürüyüp büyükçe bir kayanın üzerine oturduk. Hava hafif kapalıydı, akşamüstüydü. Deniz çok olmasada dalgalıydı. Her yer yosun kokuyordu. Bacaklarını uzatıp kolunu omzuma attı, şaşırmıştım. İçimden kafamı göğsüne yaslamak geliyordu ama yap...