Dark Lord ~Jeon Jungkook

11

—Sorabilirsiniz. Sonrasında sizinle oynayıp oynamamak istediğime ben karar veriririm. Dedi.

—Eğer red ederseniz aptal olduğunuzu düşünür ve hayal kırıklığına uğrarım red edeceğiniz bir ihtimal değil. Sizdeki kopya sizce gerçek mi? Diye sordum.

—Kesinlikle gerçek dedi.

—Güzel bir kitap koleksiyonunuz olduğunu duydum. Kitaplardan anlıyor olmalısınız. Ne tesadüf ben de sizin karşınıza oturacak kadar kendime güveniyorum. Bu durumda sizce hangisiyim? Zeki mi, deli mi, cesaretli mi? Diye sordum.

—Eğer benim karşıma oturacak kadar cesaretiniz varsa kesinlikle zekanın getirdiği bir delilik vardır dedi.

Dudağımı ısırarak güldüm. Şuan bu konuşmadan aşırı zevk alıyordum.

—Peki ben size bu 3 kopya hakkında bilmediğiniz bir şeyi söylesem? Diye sordum.

—Bu durumda kumarı oynamak zorunda kalırım sanırım dedi.

—3 kopya da birbirinden daha gerçek. Ancak yalnızca bazı sayfalar gerçekten Lucifer tarafından yazılı. Ben kazanırsam sizdeki kopyayı siz kazanırsanız tüm gerçeklerini de açıklayarak kendimdeki kopyayı veririm. Dedim.

—Lucifer mi? Diye sordu.

—Lucifer Morningstar. Bu dalda çokça kitap okuduğunuzu sanıyordum dedim.

—Kopyanı kesinlikle alacağım Hyuna dedi. Aniden saygı ifadesini bırakması eğlenceliydi.

—O zaman gece daha da uzamadan başlayalım. Dedim.

Kartlar dağıtıldı. Elim gayet iyiydi.

—3 el Bay telfer dedim başlangıcı ben  yaparken.

Ilk eli o kazandı. Bu beni daha da keyiflendirirken kaybetmeye bir adım daha yaklaşmış olmak tüm adrenali damarlarimda hissetmeme neden olmuştu.

Ikinci elin ortasındayken bana doğru yaklaştı.

—Arkadaşınızın nerde olduğunu hiç merak etmiyorsunuz Bayan Moon diye fısıldadı.

Arkamı dönüp Jungkook'a baktım. Yoktu.

—Ah onu götürmüş olman benim için daha sonra sorun. Şimdi senin yaptığın hatanın zevkini çıkaracağım dedim.

Kaşlarını çatarak onu üç yerden vuruşumu o an anlayamasa bile bilinçaltı çoktan algılamıştı ve şimdiden onun tüm bedeninin gerilmesine sebep olmuştu.

Öncelikle beni vurmak istediği zaafın işe yaramamış olmasıydı. Dark Lord girdiği bedene zarar verdirtmezdi. Bunu çabucak düşünmüştüm. Bu yüzden rahattım. Cümlemi hızlıca toparlamış ve aniden saygı ifadesini bırakarak yapmadığı hatayı yüzüne vurmuştum.

Hangi hatayi yaptığını düşünürken şimdi hangi kartı oynaması gerektiğini de düşünecekti. Ortada bir kumar değil bir zeka oyunu da değil bir psikoloji oyunu vardı. Ve ben onu zaafindan vurarak yenmiştim.

Ikinci eli benim kazanmamla sinirlenmiş ve hırslanmıştı. Bu onun aptal olduğunu gösterirdi. Zeki insanlar zaaflarına yenilmemeliydi.

3. Eli de ben kazandığımda gülerek arkama yaslandım.

—Gerçekten çok güzel bir oyundu James dedim.

—Kitabı sana vereceğim. Ancak sen yine de bana bildiklerini açıklayacaksın dedi.

—Elbette James. Şimdi yakışıklı yüzüne dokunmadığınızı umarak arkadaşımı alabilir miyim? Diye sordum.

—Birileri beni mi arıyormuş?