Taksi bulamadığım için maalesef sahile kadar yürümek zorundaydım. Yolda giderken herkesin gözü üzerimdeyken umursamadım. Bakmaları çok doğaldı aslında. Gözlerim ağlamaktan şişmiş ve kan çanağına dönmüş. Rimelimin halini yaşayanlar anlar. Rujum dağılmış ve ruhum... Çok yorulmuş durumda. Babamın bana söyledikleri çok zoruma gitmişti. Tamam yıllardır babasız gibi yaşamıştım ama yine de acıtmaz mı insanın kalbini. Acıttı işte. Ben düşüncelerime dalmışken gelen müzik sesine baktım. Rengarenk ışıklar dışarıdan bile belli oluyordu. Belki de artık sınırlarımı zorlama zamanı gelmiştir diye düşündüm içimden ve bir cesaret adımlarımı oraya yönlendirdim. Barın girişindeki adamlar beni umursamayınca direk içeri girdim müzik sesi yavaşça daha çok artıyordu. En sonunda uzun koridoru geçip içeri girdim. İçeride alkol ve sigara kokusu karışmış durumdaydı. Alışık olmadığım için birkaç kere öksürdüm. En sonunda alışınca barmene doğru yürüdüm. Oradaki koltuğa oturduktan sonra adam bana döndü.
"ne alırsın üzgün kız". Adamı süzdüğümde 20li yaşlarda olduğunu anladım. Aniden ağzımdan
"sert birşeyler" çıkınca adam onayladı ve gitti. Şuana kadar sadece bira içmiştim ne geliceğini çok merak ediyordum. Adam biraz sonra önüme renksiz birşey koyunca kaşlarımı çatarak barmene baktım. Barmen durumu anlamış gibi
"acılarını unutturucak" dedi ve diğer müşterilerle ilgilenmeye başladı. Bardağı alıp içeceği kokladıktan sonra yüzümü buruşturdum. Çok değişik kokuyordu. Bir yudum aldım öksürmeye başladım. Bu tuhaf şey boğazımı yakmıştı. Öksürüğüm geçtikten sonra sonra içme kararı aldım. Bardağı elime alıp arkamı döndüm ve insanları izlemeye başladım. Köşede yiyişenleri gördüm ve pis pis bakıp dans edenlere döndüm. Deli gibi dans edenler vardı. Sanki hiç dertleri yokmuş gibi eğleniyorlardı. 10-15 dk sonra bir tane adam genç kızın elini tutup onu çekiştirmeye başladı tam müdahale edicekken kızın baba demesiyle geri yerime oturdum. Ya baba... Ne güzel bir kelime değil mi. Baba deyince aklınıza ne geliyor. Sizi herşeyden çok seven,koruyup kollayan, sığınacak bir liman geliyor değil mi. Ama bana baba deyince bir hiç geliyor. Çünkü baba ne demek bilmiyorum. Nasıl sever, nasıl kollar bilmiyorum. Ben böyle düşünürken bir kızın bana çarpması ile düşüncelerimden sıyrıldım. Kız
"özür dilerim gerçekten"
"sorun değil" dedim ve gözyaşlarımı sildim. Ağladığımı bile yeni fark ediyordum. Hırsla bardağı kafama diktim ve yüzüm buruşurken barmene uzatıp bir tane daha istedim. Şuan hem sinirli hem üzgündüm ve kafa dağıtmak istiyordum. Barmenin verdiğini tekrar kafama dikerken bir tane daha istedim. 2 bardak, 3 bardak, 4 bardak... Sonrasını sayamamıştım.Şuan renkli ışıkların altında deli gibi dans ediyordum. Gerçi kıvırmaya dans denilirse tabi ckdmxmdmfmf. Şuan kimsenin hakkımda ne düşündüğü, ne söylediği umrumda değildi. Çünkü bugün anlamıştım ki benim kaybedecek hiçbirşeyim yoktu. Şuan kendimi zirvedeymişim gibi hissediyordum, sanki bunlar hiç yaşanmamış gibi. Ben öyle dans etmeye devam ederken benim yaşlarımda siyah saçlı mavi gözlü bir yanıma geldi ve katılabilir miyim diye sordu. Ben de gülümsedim ve kafamı aşağı yukarı salladım. Ben ellerini belime koyacak sanarken elleriyle ellerimi tuttu ve oynatmaya başladı. Bir anlık afallamamdan sonra ona ayak durdum. O şekilde sallanıyorduk ve arada beni etrafında döndürüyordu. Dans ederken bana "ben mert. Senin ismin ne?"
"ben de gece"
"gece hmmm hoş bir isim"
"öyledir" dedim ve kahkaha atmaya başladım. Gülüşümle o da kahkaha attı ve
"ne oldu"
"ismin çok komik". Kahkahalarım içinde zar zor konuşuyordum.
"nesi komik"
"meks nasıl bir isim"
"meks değil mert" müziğin sesinden onu zar zor duyuyordum.
"Ne?"
"MERT"
"NE"
"MERT MERT"
"ANLAMADIM" bu dediğimle iyice kulağıma yaklaştı ve mert diye tüm gücü ile bağırdı. Ben onu itip kulağımu tutarken
"HAYVAN
"ANLAMADIM" dedi taklidimi yaparak. Sinirim bir anda puf olurken ben de gülmeye başladım. Orada bilmem kaç dakika daha dans ettikten sonra mert kollarını sallarken
"çok yoruldum. Sendeki de ne enerjiymiş be kızım"
"bayaaaa enerjim var. Hem de bayaa"
Mert gülerken eliyle bir masayı işaret etti ve
"bak benim arkadaşlarım orada. İstersen oturabiliriz". İşaret ettiği yere baktığımda biri ile göz göze geldik. Gözleri beni kendine çekerken gözlerimi ondan ayıramadım. O da benimkinden ayıramamıştı. Bakışmamızı bölen mertin beni dürtmesiydi.
"gidelim mi" dedi. Ben de gülümseyip onu onayladım. Şuan kendimi hiç sarhoş gibi hissetmiyordum. Ben yürürken dengemi kaybedince mert son anda belimden tuttu.
"ilk defa mı sarhoş oluyorsun"
"hayır ama ilk defa böyle birşey içiyorum" dedim. Mert bana gülerken koluma girdi ve masaya kadar yürümeme yardım etti. Masaya yaklaştığımda herkesin bakışları bana döndü. 2 kız 5 erkek vardı. Bana bakan çocuğun gözlerini hala üzerimde hissediyordum ama oraya bakmamaya gayret ediyordum. Mert beni oturttuktan sonra yanıma oturdu. Yürüdüğümden beri bana pis pis bakan kız konuştu
"davetsiz bir misafirimiz var bakıyorum. Mert bu kim". Dediğiyle sinirlenip tam cevabını vericekken mert konuştu. (kimin konuştuğunu anlamanız için baş harflerini koyucam)
"gençler bu güzel kızın ismi gece. Ben ısrar ettim bizimle oturması için" m
Diğer kız bir anda gülümseyip
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ceza
ChickLitGece sarhoşken görmemesi gereken bir şeyi gördü ve bir ceza aldı. Alıcağı ceza belki de onun için bir ödül olucaktı... Umarım beğenirsiniz 😽💖