Yine kötü bir girişle karşınızdayım... Taşındık ve ben çok sevdiğim kedim Fındık'ı bırakmak zorunda kaldım çünkü babam istemedi. Çok ağladım, çok ısrar ettim ama olmadı ve şuan çok çok mutsuzum. Benim için sahip olabileceğim en güzel kediydi. O kadar güzeldi ki suratına bakınca tatlılığından deliriyor, onu ısırmak, mıncıklamak istiyordum. Oyun hamurından farksızdı; ne istersem yapmama izin veriyordu. Karnını, patilerini, boynunu kulaklarını hatta bacaklarını mıncıklasam bile çoğu kedinin vereceği tepkileri vermiyor, rahatsız olmak yerine daha çok yapmamı istiyordu. Kucağımda onu bebek tutar gibi tutup yatırarak karnını okşardım hep. Onu çok, çok fazla seviyordum ama ayrılmak zorunda kaldım, berbat hissediyorum. Sanki bir yakınım ölmüş gibi dev bir burukluk var kalbimde, ne geçirir bilmiyorum. Onu kaybettiğime o kadar üzülüyorum ki, normalde yapmayı sevdiğim ne varsa şuan gözüme boş görünüyor, içim sıkılıyor, uyuyamıyorum bile... 17 yaşındayım, bu zamana kadar defalarca kedi besledim, çok kedim oldu ama hiçbiri Fındık gibi güzel, akıllı ya da uysal değildi. Onun gibisini bir daha bulamayacağımı biliyorum ve bu beni içten içe parçalıyor. Onu o kadar çok seviyordum ki, parayı çok sevdiğim halde biri gelip benden Fındık'ı istese, karşılığında ev, araba ya da yüklü miktarda para verse, yine de vermezdim. Sizi sıktıysam özür dilerim ancak çok, çok fazla üzgünüm. Kalbim Fındık'ı bir daha göremeyecek olmamın acısıyla kırık ve ağlıyorum. Ne yapacağımı, nasıl üstesinden geleceğimi bilemiyorum. Belki derdimi birilerine anlatırsam rahatlarım diye buraya yazıyorum.
Fındık, güzel oğlum, senin yerini hiçbir kedi, hiçbir hayvan dolduramaz ve dolduramayacak da. Seni götürmek için elimden geleni yaptım ama başaramadım, elimden gelseydi eğer seni asla bırakmazdım, sana kıyamazdım ama çaresizim. Umarım masum kalbindeki yüzüm güzel anılarla saklı kalır, ilk doğduğun andan itibaren 5 aylık ömründe seni sevdiğim her güzel anımızı hatırlar ve beni unutmazsın. Umarım benim kadar olmasa da, seni sevebilecek birilerini bulur, güzelce beslenir ve mutlu yaşarsın.
İyi okumalar...
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Saate baktığımda gece yarısını çoktan geçtiğini gördüm. Okumaya her ne kadar devam etmek istesem de yarın okulum vardı, uykumu almam gerekiyordu. Yerimden kalkıp kitaplığıma ilerledim ve günlüğü koymak için boş bir yer aramaya başladım. Bulduğum bir boşluğa günlüğü koyacağım sırada, aklıma Taehyung'un odama girip günlüğü rahatça görebileceği geldi. Yakalanabilirdim ki bu çok muhtemeldi. Günlüğü saklamam gerekiyordu. Odaya şöyle bir göz gezdirdim ancak, odam oldukça basit döşenmiş, her şeyin ortada gözüktüğü bir odaydı. Saklamak için koyabileceğim yer sayısı oldukça sınırlıydı. Ya gardırobuma, ya da yastığımın altına saklayabilirdim ve ben yakınımda olduğu için daha güvenli olacağını düşünerek yastığımın altına saklamayı tercih ettim. Yastık kılıfımla yastığın arasında kalan boşluk alana günlüğü koydum ve yastığımı ters çevirdim. Belli olmuyordu ve gayet normal görünüyordu. İşe yarardı. Işıkları kapatıp yatağıma girdim ve uyumayı beklerken okuduklarım hakkında düşünmeye başladım.
Eğer günlükte okuduklarım gerçekse ve doğruysa, bir vampir delta vardı. Bu nasıl mümkün olabilirdi bilmiyorum ancak vampir zehrinden ölmemiş, dönüşmeyi başarmıştı. Daha önce hiç böyle bir şey duymamıştım ama eğer gerçekse, hâlâ hayatta ve Kore'de olabilirdi. Bunun düşüncesi beni içten içe korkuturken vücudumu bir ürperti ele geçirdi.
Ya bir gün onunla karşılaşırsam?
Okuduklarım doğruysa eğer, düşük bir ihtimal de olsa, eğer hala Kore'deyse karşılaşabilirdik. Kurtların, yani bizim yaşadığımız bölgeye vampirler sokulmuyordu, girmeleri yasaktı ancak günlükteki hem vampir hem de kurttu. Vampir kokusunu saklamayı başarıp delta feromonlarını salarak sürümüze girebilir miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampire Delta - Taekook |Omegaverse|
Fanfiction[DEVAM ETMEYECEK] Delta Kim Taehyung, yıllar önce kurt adamlar ve vampirler arasında yapılmış kanlı bir savaşa katılmış ve babasını korumak isterken bir vampir tarafından ısırılmıştı. Ancak Taehyung ne ölmüş, ne de iyileşebilmişti... "I ask an angel...