10.Bölüm

1.9K 119 309
                                    

        Cemal'den bir kaç mesaj vardı. Menajerle prensipte anlaşmışlar yakında da resmiyete dökeceklermiş. Mesajla cevap vermek istemedim ve onu aradım. Telefon uzun uzun çaldığında tam kapatacaktım ki o sırada açtı telefonu. "Nisa, nasılsın kuzum?" "İyiyim Cemo, mesajlarını görünce arayıp tebrik etmek istedim. Demek bu sefer gerçekten hayallerin gerçekleşiyor." "Öyle galiba, ama çok uğraştım hak ettim bence bunu. Gece gündüz uğraştım biliyorsun." "Biliyorum tabii ki. Emeklerinin karşılığını alıyorsun sonunda."

        "Sen ne yapıyorsun, nasıl geçti günün?" "Çok güzeldi. Sabah Barış'la birlikte kahvaltıya gittik." "Yaa kıskandım şimdi. Neyse Beko dönünce toplanırız yine. Barış'la iyi anlaşmanıza o kadar seviniyorum ki..." Gülümsedim. Barış'la iyi anlaşıyor olmak beni de mutlu ediyordu. Hatta onun her yeni tarafını keşfettiğimde heyecan kaplıyordu içimi... Sihirli bir labirentte geziniyor gibiydim, karşıma ne çıkacağı belli olmuyordu. Bir süre daha Cemal kendi işlerinden bahsettikten sonra telefonu kapatmıştık. Saat epey geç olduğundan yorgun bedenimi uykuya bırakmıştım.

         Sabah uyandığımda telefonu elime alınca Barış'ın mesaj attığını görmemle beraber istemsizce gülümsemiştim. Mesajı okuyunca ise aynı oranla gerilmiştim. Müsait olduğum bir zaman benimle konuşmak istediğini söylüyordu. Onu arasam da açmamıştı. Bilmeden bir şey mi yaptım acaba? Gelen bildirim sesiyle hemen telefona baktım. Bir saat sonra antrenmana ara verecekmiş o zaman arayacakmış beni... İçim rahat etmediği için hazırlanıp yanına gitmeye karar verdim. Konu neydi bilmiyorum ama yüz yüze konuşsak daha iyi olacak gibiydi.

...

        Barış'ı gördüğümde hızlı adımlarla yanına ilerlemeye başladım. O da beni görünce şaşırmıştı. Yanıma geldiğinde daha rahat konuşabilmek için terasa çıkmıştık. "Ben arayacaktım seni gelmene gerek yoktu Nisa." "Yüz yüze konuşuruz dedim, telefonla geriliyorum galiba biraz." Beni başıyla onaylarken bir süre sessiz kalmıştık. "Nisa... Nasıl başlasam bilmiyorum. Dün Cemal'e akşam yoğun olduğunu söylemişsin..." "Sürekli beni bir bahane ile erteleyip duruyordu, bu sefer de ben öyle yapayım istedim." "Nisa aranızda olan hiçbir şeye ben siz istemediğiniz sürece karışmam. Yani öncelikle bunu bilmeni istiyorum." Onu başımla onaylarken konunun nereye doğru gittiğini anlayamıyordum.

        "Belli ki kızdırmış seni. Sen de bir şeyleri kanıtlamak ya da belmi onu kıskandırmak için beni çağırdın." "Hayır, öyle bir şey yok." "Nisa ben böyle bir olaya dahil olmak istemiyorum. Cemal benim kardeşim aramız bozulsun istemiyorum." "Hayır Barış yanlış anladın..." Barış'ın tepkisini çözmeye çalışıyordum ama sır gibi saklıyordu tüm duygularını içinde. "Dışarıdan gözüken bu Nisa. Ben böyle bir denklemin içine girmek istemiyorum. Arayı bozan üçüncü bir kişi olmak ya da öyleymiş gibi gözükmek gibi bir niyetim de yok. Ben sadece güzel zaman geçirdiğimizi düşünmüştüm." "Barış, tabii ki üçüncü kişi falan değilsin. Ve evet beraber güzel zaman geçirdiğimiz için dün seninleydim. Başka bir amacım yoktu bile."

        Uzun süre sessiz kaldığımızda Barış'ın gözlerinin içine baktım bir an. Düşünceliydi. "Antrenmana dönmem gerek Nisa." "Barış, özür dilerim öyle düşünmene sebep olduğum için ama gerçekten öyle bir amacım yoktu." "Sorun değil. Kendine dikkat et." Barış uzaklaşırken derin bir nefes alıp sıkıntıyla geri verdim. Böyle düşünmemeliydi. Ama onun yerine kendimi koyup baktığımda haksız da sayılmazdı. Oradan çıktığımda mutsuz hissediyordum kesinlikle... Kursa gidip biraz kafamı dağıtsam iyi olacaktı.

Bir Hafta Sonra Nisa'nın Ağzından ||

        Barış ile bir hafta boyunca hiç görüşmemiştik. Son konuşmamızdan sonra aramıza yeniden mesafe koymuştu. Bu canımı sıkmıştı, evet. Onun kendisini kötü hissetmesine neden olmuş olmak da öyle... Neyse bu sürede Berkan da dönmüştü. Üstelik kampta tanıştığı Lale adında bir kıza gönlünü kaptırmış olarak. Sanki daha da enerjikti. Lale ile görüşüyorlardı ve hâlâ ismini koymasalar da aralarında müthiş bir elektrik vardı. Çalan telefonumun sesiyle düşüncelerden sıyrıldım. Berkan'ın ismini görünce güldüm. İyi insan gerçekten lafının üstüne geliyordu sanırım.

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin