on üç - seni buldum ve aynı anda da kaybettim

128 13 13
                                    

on üç | seni buldum ve aynı anda da kaybettim.

wade güvendeydi.

daha çok gangsterlere benziyorlardı ama sanki devlet ajanı gibi giyinmişlerdi, demişti wade. gerçekten de fbi mıydı acaba? yoksa cia miydi, peter'ı mı aramışlardı? onlar nereden biliyordu peter'ı, annesini, babasını ve bu lanet dosyalarla olan bağlantılarını? peter buna bir anlam veremiyordu ama bu sabah hiçbir şeye bir anlam veremiyordu zaten. wade iyi ve güvendeydi, önemli olan da buydu. onun sesini bir daha duymak, bu kâbustan uzak bir yerde kollarına almak için büyük bir istek duyuyordu ama bu istekle savaşmak zorundaydı.

seni buldum ve aynı anda da kaybettim, diye düşündü. ama peter babasını bulup, ailesinin başına gelenlerin ardındaki gerçeği öğrendiği zaman tekrar birlikte olacaklardı.

peter tekrar yatak odasına, yatağa kelepçeli tony'nin yanında döndü. tony yatağın başlığına sırtını dayamış oturuyordu.

"erkek arkadaşım dün sabah fbi'ın beni aradığını söyledi."

"bu oldukça mümkün," dedi tony. "bu konuda senin için ne yapmamı istiyorsun?"

"onların gerçekten fbi ajanları olduklarına inanmamış. cia olabilir miydi sence? sen albany'de annemi yakalıyorsun onlar da new york'ta beni yakalamaya geliyorlar."

"seni ele geçirmek isteselerdi, daha önce yakalamış olurlardı. üzgünüm, evine gidenlerin kim olduğunu bilmiyorum." tony kolundaki kelepçeyi salladı. "beni burada mı bırakacaksın."

"henüz karar vermedim." peter, tony'yi odaya kilitledi. aceleyle koridorda yürüdü. tony yardım almadığı konusunda yalan söylüyor olabilirdi. cia ya da herhangi bir arkadaşı her an eve gelebilirdi. tony'nin yatak odasına girdi. ilk valizi açtı. birkaç kıyafet ve peter'ın bir süre öylece bakakalmasını sağlayacak kadar çok para vardı. düzgünce yerleştirilmiş bir sürü yirmilik ve yüzlükten oluşan yığınlar. herhangi bir kimlik yoktu ama valizin üzerindeki etikette s. tony yazıyordu ve altında mckinney'de, dallas'ın banliyösünde bir yerin adresi vardı.

peter, tony'nin diğer çantasını aradı. birkaç kıyafet, yağlanmış ve düzgünce parçalarına ayrılmış iki silah vardı. silah parçalarını ve parayı çantaya koydu. odanın köşesinde metal bir kutu gördü.

kutuyu açmayı denedi. kilitliydi. kilitli demek önemli demekti. kilidi kırmak için bir alete ihtiyacı olacaktı. hasar görmüş diz üstü bilgisayarını paranın olduğu çantaya koydu. koşarak alt kata inip garaja girdi. çantayı suburban'ın arka koltuğuna koydu. tekrar aceleyle içeri girdi, küçük metal kutuyu aldı, sırt çantasının içine koydu ve garaja indi. çantasını ön taraftaki yolcu koltuğuna koydu.

geri dönüp üst kata çıktı. tony'yi kelepçelerle  alt kata indirmek kolay olmayacaktı. tony'yi suv'in arkasına atacak, yola çıkacak ve stephen'ı arayacaktı. stephen'ın onu dinleyeceğini düşünüyordu. peter'ı elinden kaçırdığı ve sonra da fbi'a kaptırdığı için, muhtemelen öfkeden deliye dönmüştü ve endişeliydi. peter itibarını kurtarması için ona bir şans verecekti.

odanın kilidini açıp içeri girdi.

yatak boştu. kelepçe demirde sallanıyordu. açık pencerenin önündeki perdeler rüzgârdan uçuşuyordu.

peter koşarak alt kata indi. paniklemişti. kendi nefes sesi kulaklarında zonkluyordu. cnn'in sesi hâlâ odanın içinde yankılanıyordu. garaja giden kapıyı açtı ve eğilerek içeri girdi. tony'ye dair bir iz yoktu. garajın loş ışığında yavaşça yürüyerek suburban'a doğru ilerlemeye başladı.

kahrolası tony nereye gitmiş olabilirdi?

garaj kapısı yukarı doğru açılmaya başladı.

wassupppp???

bunu geçiş bölümü olarak düşünün

no caption needed, anksiyetem

 паника - spideypool Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin