Merhaba sevgili okurlarım. yeni bölüm birazcık gecikti ama kusura bakmayın.
Sadece söylemek istediğim bir şey var o da beklediğiniz an çok yakında geliyor.
İYİ OKUMALAR HEPİNİZE...
“Bu bir soygundur. Kimse kıpırdamasın”
Arkamızdan gelen yabancı ses bizi korkutmaya yetmişti. Hemen sakin adımlarla yavaşça arkamıza döndük ve yüzleri maske ile kaplı olan iki tane adamı gördük. Onların varlığını görmek içimizin daha fazla ürpermesine neden olmuştu.
İki yabancı adamı görmek beni Miray’ın yanına sokulmama itmişti. Ve birden kendimi Miray’ın kolları arasında bulmuştum. Ona sarıldığımı fark eden Miray daha fazla korkmuş ve bana cesaret vermeye çalışmıştı.
“Tamam, tatlım geçecek. Sakin ol. Korkulacak hiçbir şey göremiyorum ben.”
“Korkulacak hiçbir şey göremiyor musun? O zaman tekrardan kar maskeli adamlara bakmalısın Miray.” Yüzümdeki korku gitgide büyüyordu.
“Hadi ama Asel. O yüzlerini gizleyecek kadar korkak 2 adamdan korktuğunu bana söyleme. Yoksa sana çok gülerim.” Miray’ın yüzündeki endişeyi hala hissedebiliyordum. Fakat beni yatıştırmaya çalışması beni sakinleştireceği yerine daha çok korkmaya itiyordu.
Kalbimi kulaklarımda hissedecek kadar korkuyordum. Miray benden ses duymayınca daha fazla endişelenmeye başlamış tekrardan konuşmaya çabalamıştı. Ama titreyen çenesinden benden daha fazla panik yaptığını anlayabiliyordum.
“Tatlım. Sen cidden korkuyorsun. Hadi gel seni bir pufa oturtalım.”
Miray kolumdan tutup beni bir pufun bulunduğu yere doğru sürüklerken kar maskeli bir adam önümüze çıktı.
“Hey siz. Ne yaptığınızı sanıyorsunuz. Herkes aynı yerde duracak. Birinin kaçtığını görürsem sıkarım kafanıza acımam. Korkun benden.”,
Yanına diğer kar maskeli adam gelip adamın karnına bir dirsek geçirince ilk yanımıza gelen adam dediğini düzeltmek zorunda kaldı.
“Yani bizden korkun.”
Bu yaptıkları şeye gülmemek elde değildi. Birde gülmenin üstüne korku da eklenince iyice değişik bir şey ortaya çıktı. Ben sinirden gülerken iki kar maskeli adamda dehşet içinde bana baktı. Yüzlerinde “Birazdan gülmeyi kesmezsen seni öldürürüm” ifadesi olunca hemen gülmemi kestim. Ve yine korku dolu gözlerimi kar maskeli adamların üzerine diktim.
Adamların tepkisi üzerine Miray da ben de olduğumuz yerde durmak zorunda kalmıştık. Adamlar bizim yanımızdan ayrılıp biri mağaza görevlisinin yanına diğeri de kasaya doğru ilerliyordu. Adamlar hareket ettikçe kalbimin çarpıntısı artıyordu. Panik atak hastası birine göre oldukça sakin kalmaya çalışıyordum. Ama yaşadıklarımı düşündükçe kalbimin çarpıntısı kulaklarımın içinde uğuldamaya devam ediyor ellerim ise sanki üstüne su dökmüşçesine terliyordu. Korkunun etkisiyle Miray’a daha fazla sarıldım. Miray birkaç saniye sessiz kaldıktan sonra kalp çarpıntımı fark etmiş olacak ki dehşet içinde yüzüme baktı. Kafamı kaldırmam ile buz mavisi gözleriyle karşılaşmam bir olmuştu. Onun dehşet içindeki bakışları beni daha çok korkuya itse de bunu dışarıya belli etmemeye çalışıyordum.
Kafamı yavaşça yanıma doğru çevirdim ve bir müşterinin elinde telefonu olduğunu gördüm. Sanırım polisi arıyordu. Fakat polislerin bu kar maskeli adamların hızına yetişebileceklerini sanmıyordum. Çünkü bu adamlar işlerini ustalık ve acele ile yerine getiriyorlardı.