Bu bölüm kurguyu anlamanız için baya etkili olacaktır. Diğer bölümde herşey olmasa da kurgunun büyük bir çoğunluğunu çözeceksiniz. Keyifli okumalar...
Resim varr :-)
"Böyle anlaşmamıştık, bunu yapamam." Çağla sinirle bağırırken telefonla konuştuğunu fark ettim. Beni görmemiş olmalıydı. Bir süre karşı tarafı dinledikten sonra gözlerindeki çaresizlik ile dudağını aşağıya doğru sarkıttı "lanet olsun, tamam kabul" sesindeki hüzün ile telefonu hızlıca kapattı.
Elini kahverengi saçlarından geçirirken gözünden bir damla yaş döküldü. Koluna gözlerini silerken. Derin bir nefes aldı.
"Günaydın" dedim konuştuklarını duyduğumu belli etmeden. Benden birşeyler saklıyordu. Dün gece de onu duyduğumu bilmiyordu. Olan biteni öğrenene kadar duyduklarımı söylemeyecektim.
"Ahh günaydın" dedi. Tam gözlerimin içine bakıyordu. Orada endişe ve korku vardı ayrıca çaresizlik.
"Ozan nerede?" dedim. Sabah uyandığımda Ozan'ı görmemiştim. Akşam da erkenden yatmıştım.
"Sabah gitti." dedi. Sanki zorla konuşuyordu. Yüzüme her baktığında tekrardan gözlerini kaçırıyordu.
''Hımm sen iyi misin?'' deli gibi onu duyduğumu söylemek ve bağırmak istiyorum. Benden birşeyler sakladığı için ona kızgındım.
''evet iyiyim'' dedi sesi az öncekinden daha sevecan çıkmıştı. ''ya sen cezanı çekmeye hazır mısın?'' küçük bir kahkaha attıktan sonra dudağını emdi ve bana sinsi bakışlar fırlattı.
''off şu mesele'' dedim. Sesim bıkkın çıkıyordu. Hiçbirşey olmamış gibi duramazdım çenesi düşük bir kızdım. Gözlerim öfkeyle parlarken ''Kiminle konuşuyordun?'' dedim. Olanları bilmeye hakkım vardı. Artık anlatmalıydı. Ayrıca Çağla benim için Ozan'dan ayrıldığını söylüyordu.
Bu beni daha da düşündürüyordu. O gün o çocuk da beni korumaya çalışıyordu ve Çağla da. Cidden korunmaya mı ihtiyacım vardı? ''Ne?'' dedi sesi dümdüz çıkmıştı ve telaşlanmıştı. ''Dün gece de seni duydum Çağla. Ozan'a deli gibi aşıksın ve benim için ayrıldığını söyledin. Neden Çağla neden? anlamıyorum. Kendimi suçlu hissediyorum. O gün o çocukda aynısını söyledi. Beni neden korumaya çalışıyorsunuz?'' bağırıyordum. Bir anda nasıl bu hale geldiğimi anlayamadım.
''Bağırmayı kes Melis!'' bu sefer Çağla da bağırmıştı. Telefonunu eline alıp bir numara tuşladı bense onu ellerimi gögsümde birleştirmiş izliyordum. Bir kaç saniye sonra karşı taraf telefonu açmıştı. Çağla bağırmaya başladı. ''Ona herşeyi anlat, daha fazla dayanamıyorum. Anladınmı dayanamıyorum.'' gözlerinden dökülen yaşlar beni daha da üzmüştü. Lanet olsun ki herşey benim suçumdu.
Çağla karşı tarafı dinledikten sonra ''Geliyoruz'' dedi. Ben herşeyden habersiz onu izliyordum. Bana kısık bir bakış attıktan sonra yumuşak bir sesle ''Hazırlan Melis herşeyi öğreneceksin.'' dedi. Gözlerimi şaşkınlıkla açarken. Kafamı salladım. Yukarıya doğru hızlıca koştum.
Odamın kapısını hızlıca açtıktan sonra dolabımı açıp mavi bir jean ve koyu mavi bir bluzu üzerime geçirdim. Ayağıma bir babet giydim ve telefonumu jeanımın arka cebine yerleştirdikten sonra aynı hızla aşşağıya indim.
Saatlerce hazırlanamayan Çağla bu sefer benden bile hızlı hazırlanmıştı. Saçlarını bile taramamıştı. Özensizce kapıyı açıp çıktı. Benden onu takip ediyordum. Yoldan geçen bir taksiyi çevirip arka koltuğa yerleşti ben de yerleştikten sonra Çağla bir adres söyledi ve Taksi ilerlemeye başladı.
İkimizde konuşmuyor hatta birbirimize bile bakmıyor yolu izliyorduk. Sonunda bir sahile geldiğimizde durduk. Çağla taksiciye parayı verdikten sonra arabadan indi bende arkasından inerken adam bana kısık bir bakış attı.
Aldırmadan Çağlayı takip ettim. Havalar soğumaya başlamıştı. Rüzgar çok sert olmasa da hafif sert bir şekilde tenimizi yalıyordu. Arabların park edilmiş olduğu alana doğru ilerliyorduk. Çağla etrafı gözleri ile tarıyordu.
Telefon da konuştuğu kişiyi arıyor olmalıydı. Sonunda ileride duran mavi arabayı görünce gülümsedi. Arabanın önünde bir genç duruyordu. Yüzü tanıdıktı. Yanına doğru ilerlemeye başladık.
Yaklaştıkca daha da tanıdık gelen çocuk arabaya yaslanmış oldukca cool duruyordu. Ve beni süzüyordu. Tam yanında durduğumuzda bu çocuğun kim olduğunu hatırladım. Gözlerim kocaman açılırken. Kulaklarıma dolan gürültü ile yere düştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Adam
AdventureKaranlık ona yakışabilecek en aydınlık kavramdı belkide. Koyu kahverengi gözleri onun tek aydınlığıydı. Ay ışığı kadar güzel olan genç kız da en az onun kadar karanlıktı aslında. Derin, Melis için karanlığa gömülürken. Melis'i kurtarmaya and içmişti...