6.Babalık Hakkı

1.9K 149 85
                                    

    Eğer sevgisizlikten ötürü katılaşıyorsa kalpler, bu tanımlamada bir eksiklik vardı. Sevildiklerine çok defa şahit olduğum iki kalp vardı ve her ikisi de irin doluydu. Baktıkları yüzleri mutlaka katı kalplerinin kasvetine çekerlerdi ve insanı güldüğüne de yaşadığına da pişman ederlerdi. Kıymetlim, gözümün nuru diye severdi dedem. Babaannemi çok defa canımın canı diye çağırdığına şahit olmuştum. Dışarıya sert ifadesi ile sabit tuttuğu o çatık kaşlarının babaannemi bulduğunda bambaşka bir hal aldığını, sevda ile süslendiğini görürdüm. Fakat babaannem hiç sevilmemiş o yüzden böyle diye anlatılan insanlara benziyordu. Sırf memnun olsun diye sevmediğim hırkaları giyerdim. Bir kere olsun çatmasın kaşlarını diye elimden geleni yapardım ama çok zor bir şeydi gülümsemek onun için, beceremiyordu.

Ona en çok benzeyen kalp ise Narin'e aitti. Diyaloğa girmezlerdi, birbirlerinden uzak, mesafeli ilişkileri vardı ama farklı bedende aynı ruhu taşıyor gibiydiler.

Eve döndüğümüz an ne kadar eğlendiğini unutmuş gibi bir tavır almıştı Narin. Kapıda bizi bekleyen babaannemi görmesi ile anında değişmişti bakışları ve saçlarını savurarak yüzüme bakıp, "Ben olmasam utandıracaktın hepimizi" diye çemkirdi. Henüz yanımıza gelmemiş olan Melikşah'tan ötürü bu tuhaf saldırı karşısında bir başımaydım. Şaşkınlık içerisinde birkaç saniye öylece bakakalmıştım ve nihayet üzerine yürümeye başladığım an babaannem dikildi karşıma.

Bir anda sol yanağımın üzerine indirdiği tokatla dişlerimi sıkarak Narin'e baktım. Yüzünde mimik kıpırdamıyordu belki ama gözlerindeki neşeyi görebiliyordum. Yüzüme inen tokat ruhuna müthiş bir haber fısıldamış gibi dans ediyordu, göklere çıkmış kahkaha atarak çılgınlar gibi eğleniyordu biliyorum.

"İçeri gir Narin!"

Beklemedi. Anında içeri girmişti ve kapıyı kapatmadan önce yine gözlerinden kahkaha saçtığına inandığım bakışlar attı.

Hissetmiş olabilir miydi?

Bu gece ona meydan okumuştum. Turuncuyu dikmiştim karşısına ve duygusuz kalbine karşı bas bas bağırmıştım. Henüz yarımdı belki duvarım ama eflatunla süsleyecektim diğer yarısını, o zaman intikam ateşim sönecekti ve bu katı kalpli kadını yenmiş olacaktım. Öyle bir bakıyordu ki yüzüme, niyetimi anlamış gibiydi. Herhalde Narin yetiştirmişti olanları içeridekilere, ablam gelmişti koşarak ama babaannem onu da kovmuştu ve bütün hiddeti ile yüzüme bakarak "Senin ailene, yaşadıklarımıza saygın kalmamış" dedi.

"Babaanne ben s-"

"Sus. Ne açıklayacaksın ki? Amcan yukarıda ne halde unuttun mu? Biz dua ederken sen göbek mi attın yani, bunun nesini açıklayacaksın bana? Yazık"

Bir defa olsun katılmamıştım dans edenlerin arasına. Tek derdim gecenin örtüsünü görüp uzun uzun seyretmek olmuştu. Ona meydan okumak hep vardı içimde ama bu gece olacağını hayal etmemiştim. Bir anda olmuştu ne olmuşsa fakat olanlar arasında göbek attığım bir an yoktu.. Saygısızlık yapmamıştım.

"Bu zamana kadar anlayışla karşıladım yaptıklarını. Acısı var, eksik kaldı çocuklar dedim ama ailene karşı saygısız davranmana susacak değilim. Ya kendine gelir, nasıl bir ailenin kızı olduğunu hatırlarsın Alaca. Ya da ben hatırlatırım. Anladın mı?"

Eve doğru baktım o konuşurken. Sol yanağımın üzerinde hissettiğim sıcaklık kalbimin sıcaklığı ile yarışamıyordu bile. Elimde olsa her şeyi yıkar içimdeki yangına bir çare arardım. Sevimsiz kuralları ile beraber babaannemi de yıktıklarımın üzerine atardım. Bulunmasın değil, herkes görsün de bana dokunmasın diye öylece açıkta bırakırdım parçalanan yüzünü ama bunlar sadece zihnimde olacak şeylerdi. Gerçekte yalnızca başımı eğip tamam demekle yetinmiştim ve müsaade etmesi ile evime doğru koşmaya başladım.

ALACAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin