12 - Sleeping In The Same Bed

3K 377 390
                                    

Heyecanlı bölümlerin başladığı yerlerdeyiz, fici başlarken hikayeyi nereye götüreceğimi tam planlamamıştım ama yazdıkça aklıma öyle şeyler geldi ki hayal ettiğim şeylerden ben bile heyecanlandım*3*

Ama bir önceki bölüme sıfır yorum geldi resmen, önceki bölümlerde 40 yorumdan aşağı inmezdi yorumlar...
Yorum ve oy gelmeyince yazdıklarımın güzel olmadığını; boş ve gereksiz olduğunu düşünüyorum ve yazma isteğim yok oluyor, o yüzden lütfen bol bol yorum yapın ve beni neşelendirin🥺

İyi okumalar...

~~~~~~~~~~~~~~~

"Bugün Stephan telaşlı bir şekilde yanıma geldi, doğum yaptırdığı hastalardan biri erkek bir bebek doğurmuş, bir Vita...

Bu zamana dek hareketli ve çoğunluğunu ölümümü istediğim zamanlarla dolu hayatımda hiç kimse olmamıştı. Bir delta olduğumu hep biliyordum ancak hiçbir zaman vitamı aramamış, eşleşmenin hayalini kurmamıştım. Bunun en büyük nedeni, kendimi katil bir kan emiciden fazlası olarak görmememdi. Hâlâ da öyle görüyordum ancak haberi aldığımda neye uğradığımı şaşırmış, Stephan'a hiçbir şey söylemeden hipnoza girmiş gibi evden çıkıp doğruca Stephan'ın çalıştığı hastaneye gitmiştim. Stephan bana adının Jeon Jungkook olduğunu söylemişti, hastaneye gittiğimde hemşireye söylediğim tek şey bu iki kelimeydi. Hemşire bana bir şeyler söylüyor, bir şeyler soruyordu ancak ben ona sadece aval aval bakıyor "Jeon Jungkook" deyip duruyordum. Hemşire kayıtlara bakıp doğan bebek kaydı gördüğünde gülümseyerek bana dönmüş ve doğan çocuğun benim olduğunu sanarak tebrik edip beni odaya yönlendirmişti. Suratım öyle bir şekil almıştı ki beni hem karısı ve bebeği için endişelenen, hem de bebeği doğduğu için aşırı mutlu ve heyecanlı, dumura uğramış bir baba sanmıştı. Bir şey demedim, diyecek gücü de kendimde bulamadım zaten. Böyle sanması daha iyiydi çünkü aski taktirde odayı bana göstermezdi.

Kapının önüne geldiğimizde beni odanın önünde bırakıp tekrar tebrik ederek yanımdan ayrılmıştı. Ona dönüp bakmadım veya herhangi bir şey söylemedim. Zaten baksam da önümü bile görecek durumda değildim.

Küçük, korkak adımlarla hastane odasının penceresine yaklaştım ve içeriye baktım. Bir kadın kucağında küçük bir bebek tutuyor, ağlayarak saçlarını okşuyordu. Elimi pencereye yaslayarak daha çok yaklaştım ve bebeğin küçük suratına baktım. Yeni doğduğu için beyaz teni kıpkırmızıydı. Yüzüne göre büyük olan gözleri yeni yeni açılmış etrafına bakıyordu. Sonra küçük, kısık gözlerini bana çevirdi ve gözlerime baktı. Büyülenmiş gibi kalakaldım. Ne ben bebekten gözlerimi alabiliyordum, ne de o bana bakmaktan vazgeçiyordu. Ufacık bir bebekten bu kadar etkilenmiş olmam beni daha da korkuturken geri adımlamak istedim, pencerenin önünden kaçıp koşarak evime dönmek istedim ancak yapamadım, bebekten gözlerimi bir türlü alamadım.

Bir süre sonra bebeğin annesi garipliği sezmiş olacak ki, bebeğinin bakışlarını takip edip kaşlarını çatarak bana baktı. Bana baktığını gördüğümde yakalanmamın korkusuyla geri geri adımladım ve hızla odanın önünden uzaklaşıp hastaneden çıktım.

Daha sonradan eve gittiğimde Stephan'dan bebek hakkında öğrenebildiği ne varsa öğrenmesini, bana yaşadığı adresi vermesini istedim. Bunu neden yapıyorum bilmiyorum, ama hayatım o bebeğe bağlıymışçasına, o bebeği kaybetmek istemiyorum."

İmza;

Thedore Kim.

Vampire Delta - Taekook |Omegaverse|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin