Yağmur damlaları kenarları ağaçlarla kaplı asfalt yolda ağır ağır ilerleyen arabanın camına çarpıp tıp tıp sesler çıkarırken başımı cama yaslamış öylece ilerleyen yol kenarında ki ağaçları izliyordum.
Yanımda ki tanımadığım bu insanlara sezdirmesem de kendimi kimsesizliğin kollarına bırakmış ve ağlamaktan yorgun düşmüş bu bedenimle başka bir alemde geziniyordum.
Arabada ki tanımadığım diğer insanlar sanırım bana sorular sorup beni konuşturmaya çalışıyorlardı ama ben onları duyamayacak kadar uzaklara dalmıştım. Şu an sanki büyük bur şokun etkisindeydim.
Sonra benim onların sayısız sorularına cevap vermediğimi görünce birbirleriyle konuşmaya başladılar.
Yol boyu gidene dek herhangi bir şey düşünmeden olduğum bu noktada birer birer cama düşen yağmur damlalarını saymaya devam ediyordum. Sanki benim için zaman uzun bir süreliğine durmuştu.
Bu yollar, bu ağaçlar, geride bıraktığımız deniz ve daha birçok şey bana geçmişimi hatırlatıyordu. Her Yağmur zamanı çıkıp, bu yol boyu içimi huzurla dolduran hafif yağan yağmurun altında saatler süren bir yürüyüşe çıkardım.
Bu kasaba da olmamın belki de en sevdiğim yönlerinden birisi de yağmurlu havası ve ağaçlar arasında süren uzun soluklu yürüyüşlerdi.
Küçüklüğümden bu yana beni içimin huzursuz olduğu dönemlerde en çok rahatlatan aktiviteydi belki de.
Şimdi kasabanın çıkışına geldiğimizde tüm bu hayatıma güzellik ve anlam katan şeyleri geride bırakmak kulağa korkunç geliyordu. Ama elimden gelen hiç bir şey yoktu.
Kasabadan biraz daha uzaklaştıktan sonra istemsizce bağırmaya başladım.
"Duruuuuunnn." Diye olduğum yerde huzursuzca bağırdım.
"Ne oldu Asya? Bir sorun mu var?" Bu konuşan hemen yanımda oturan saçını topuz yapmış üzerinde lacivert bir takım olan adının Hülya olduğunu duyduğum kadındı.
"Lütfen! Lütfen durun. Son kez bu kasabanın havasını solumak istiyorum."
Ön koltukta oturan otuzlu yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim genç adam yanımda ki kadına dönüp bunun mümkün olmadığını söyledi.
Ama yanımda ki kadın gözlerimin içinde ki çaresizliği hissetmiş olacak ki dönüp, "Ama bu kez kaçmak yok tamam mı?" Dedi.
Gözümden yaşlar süzülürken onu başımla onayladım. Kadın bir müddet tereddüt etse de daha fazla dayanamayıp birlikte arabadan aşağıya indik.
Her ne kadar bu insanlardan kaçıp uzaklaşmak istesem de kendimde bunu yapacak gücü bulamıyordum. En nihayetinde yanına sığınabileceğim birisi ya da kendi kendime yetinebilecek bir hayatım yoktu. Bunları düşünmek benim daha fazla çaresiz hissetmeme ve gözlerimden akan yaşların çoğalmasına neden oluyordu.
Bütün içimde biriktirdiğim bu duyguların ani bir boşalmasıyla tüm gücümle avazımın çıktığı kadar bağırmaya başladım.
"Yeter artıııkkk. Lütfen bu bir rüya olsun. Artık daha fazla gücüm kalmadı."
Sonra bir an da dizlerimin üzerine çöküp ellerimle yüzümü kapattıktan sonra bütün yaşadıklarımın yorgunluğuyla ağlamaya devam ettim.
Sonra bir elin gelip omzuma dokunmasıyla irkilip arkama döndüm. Döndüğümde karşımda az önce ki kadını, Hülya' yı gördüm.
"Biliyorum son zamanlarda yaşadıkların hiç kolay şeyler değil ama bak artık senin yeni bir hayatın, yeni bir evin olacak. Bundan sonra kendini yalnız hissetmeyeceksin. Güven bana."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Operasyon: Mühendis (Tamamlandı.)
General FictionNihat Öztürk adında ülkenin önemli bir mühendisi, yıllar önce bir uçak kazasında kaybolur ve herkes onun öldüğüne inanirken bir gün geçmişte tanıdığı ve ona yardım ettiği genç bir mühendis olan Asya şans eseri bir iş gezisinde onun yaşadığını öğreni...