Ayaz Karaduman'ın Ağzından
Anılarım...
Bir albüme sıkışmış gibi. Küçük küçük resimlerde gördüklerim, kalbimi en derinden yaralıyor. Alıyor nefesimi, gövdem de büyüyen kor bir ateş misali beni sürgün ediyor hayattan. Nice yıllar boyu kırılmış kalbim, bedenime kan pompalamaktan yorulmadı. Arsız biraz sanki.
Beyaz siyahtan üstün müydü?
Simsiyah, bembeyaz. Ne gecenin karanlığı, ne güneşin aydınlığı ruhuma işlemiyor. Nafile! Ruhum yolunu kaybetti çıkmaz bir sokakta cirit atıyor. Siyah bile solmuş tenimde, benliğim gömülmüş karanlığa. Ruhum sattı kendini şeytana.
Ben çukurun dibinden karanlığa sızan saf ışığa tapacak adam değildim.
Tehlikeli bir oyun oynuyorum. Oyunun başrolünde zayıf bir figüran var. Gerekirse onun ruhunu alacağım, korkarım ki bu beni tatmin etmez. İntikam ateşim sönmeyecek, ben çok yandım. Sende yanacaksın küçük kız, hayatını alacağım elinden. Zira bana hala ödemediğin bir bedel var. Büyük bir günahın kurbanısın sen Islak kelebek.
Ölecek olsa dahi bu masum beden, beni yüzyıllar boyu hatırlayacağına emindim. Gençlik hayalimi mumyaladım, bu bir sorun değildi benim için. Kan benim tüm dünyam, ve emin olun bundan çok daha fazlası.
Kollarımı birbirine dolamış bir şekilde odanın ortasın da dikilmeye devam ettim. Ne ironi ama! Girdiğim yolun sonu olsa bile, yürümek zordu. Çelimsiz ince bedene yeniden bakışlarımı çevirdim.
Onu her gece uyurken izlerdim, tıpkı şu an olduğu gibi.
Gecenin karanlığında, arada çakan şimşeklere aldırmadan uyumaya devam etti. Kızın yüzüne düşen saçları onu rahatsız etmiş olacak ki yerinde biraz kıpırdandı. Odaya camdan sızan ay bile kadının bembeyaz parlak teninde soluk kalmıştı. Yıldızlar gecenin siyahı ile bütünleşmiş kıvırcık, uzun saçlarına meydan okudu. Yutkundum bu görüntü karşısında. Yıllar önce durduğunu sandığım buz kalbimin ilk defa titrediğini hissettim.
- Yalvarırım bana yardım et, kurtar beni anne...
Rüyasında gördüğü her ne ise eğer, yüzünün her tarafını yaşlar kaplamıştı. İşte şimdi daha iyi anladım!
Ben öyle bir iblistim ki, sevdiğim kadının en derinliklerine kadar acı çekmesine göz yumacak kadar günahkârdım.
- Ama çok canım yanıyor, beni de yanına al baba.
Hızlıca adımlıyarak küçük korkak bedene doğru yaklaştım. Ellerim kendinden bağımsız olarak saçarının arasında yumuşakça gezindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silinmeyen İzler
ChickLitIslak Kelebek... Düştüğü kör kuyunun dibinden tenini okşayan o soğuk rüzgâra rağmen, gök yüzüne umutları eşliğinde el uzattı. Ona uzanan elin bir Azrail'e ait olduğunu nasıl bilebilirdi ki? Tuttuğu elin kanı masumluğuna akıp tüm ruhunu kuşattı. Bakt...