Selam arkadaşlar , başlık sizi yanıltmasın sanmayın ki sadece dedem sıra dışı , bende öyle bir aile var ki her biri ayrı ayrı çılgınlığın kitabını yazmış durumda ama bugünkü hikayenin baş rolünde dedem Peyami var. Bizim evde her yeni gün farklı olaylara gebedir. Her sabah sıradan standart işlerle başlar -kahvaltı gibi- sonrasında olacakları kimse tahmin edemez . ben dahil... Bu günde annemin şirinlik ve tehditleriyle süslediği kahvaltı masasıyla başladık. 1 yumurta + 1 bardak süt savaşı her zamanki gibi kardeşimle benim yenilgimizle sonuçlandı . masa toplandıktan sonra rahatça azabildiğimiz birkaç saatimiz olur genellikle ,bu arada annem evin işleriyle meşgul olduğundan bizi ihmal eder , bu saatlere bayılırım , her türlü azgınlığa imkan tanıyan bu saatlerin tadını babam Remzi , arkadaşı Fil Necati ve dedem Peyami ile beraber çıkarırız. Bu gün dedem yoktu , bilgisayar oyunlarını pek sevmez , yokluğunu fırsat bilip oyun oynamaya karar verdik . Saf Süleyman'a babası yeni bir oyun almıştı , bir koşu gidip safı birkaç saniyede ikna edip oyunu aldım geldim TV bağlantısını yapıp oyunu kurmaya çalışırken günün ilk saçma cümlesi Necati ' den geldi : ''Canım Doğum Günü Pastası İstiyor .'' önce babam sinirlendi . ''Niye normal pasta değilde doğum ünü pastası acaba ? İki pasta arasında ne fark var Necati ? '' Onun üstünde çatapat varmış adam pasta mı istiyor yoksa gürültü mü belli değil . Üstelik niye özellikle doğum günü pastası istiyor ki ? Normal bir pasta alırsın üstüne çatapat koyarsın olur biter . Hatta derdin çatapatsa sadece onları alsan da olur . Ama Necati bu , her şeyi yiyecekle bağlantılı olmak zorunda. Bazen yanında uyuklamaya korkuyorum , aniden acıkır da bir parmağımı filan dayanamayıp yer diye... Babam ''Şanslısın yarın Şakir 'in doğum günü ...'' dedi Necati ' nin halini görmeniz lazımdı . Önce sirkteki filler gibi tek ayağı üstünde amuda kalktı , sonra hortumuyla annemin orkide saksısının suyunu içti . yan yürüyüp sirtaki bile yaptı. en son halının üstünde dört ayağı havada debeleniyordu . Bir fili evde ağırlamanın tehlikeli olduğuna karar verdim , her ne kadar babamın arkadaşı da olsa o sevinecek diye evin temelinden sallanmasına izin verecek değiliz herhalde...
Necati 'nin dikkati dağılır da yerde debelenmeyi bırakır diye acil şekilde oyunu kurdum babam da bu faydalı davranışımdan beni gözleriyle kutladı . Kaç yıllık arkadaşı tabii , kalbi kırılsın istemiyor . Oyun açıldı , ekranda basketbol forması giymiş iki tane zürafa belirdi , biz hangi hareketleri yaparsak onlarda aynısını yapacaklardı . Normalde basketbol oynamamız gerekiyordu , önce top atmaya başladık . Sonra nasıl oldu bilmiyorum , havada domatesler , karpuzlar , klozetler uçmaya başladı . Ekranda ki zürafalar da tabii ki bizim yaptıklarımızı tekrar ediyorlardı . ''Hava atışı yapıyorum haydi bütün eller havaya , artık girdik hepimiz de havaya ... '' '' Ben kaptım hadi alın elimden de göreyim , can veririm , top vermem .'' Babam Remzi bir ayak çalımıyla Necati ağabeyin arkasından dolaşıp eline dokununca top yere düşüp zıpladı , önce duvarda okkalı bir iz bırakıp oradan sehpadaki vazoyu düşürdü ama vazo sağlammış , düştü ama kırılmadı , halının üzerine yanlamasına uzanıverdi. ''Aldık işte şaştın mı Necati ? '' ''Şaşmadım top sende kalsın , hatta yanına al iki tane domates vereyim .''
'' Eee ! yettin ama al o zaman tut karpuzu , düşürme haa yerler kirlenmesin ...''
'' Sen de klozeti al o zaman ...''
İki koca adam kaptırmış kudururken benim sakin durmamı beklemiyordunuz herhalde . En son klozete geçmiştik ve ben onlardan fazlasını atmaya çalışıyordum ki dedem içeri girdi .
''Hoop dedik n'oluyo burada ya ? ''
Dedem bütün karizmasıyla olaya el koydu. Üçümüzün birden fazla sesler çıkararak tepinmesini oyuna bağladı ve televizyonun fişini çekiverdi . Tam tekrar açması için yalvarmaya başlamıştım ki bir daha gürledi .
''Çok sinirliyim , çooooooooookkk...''
Sesinin şiddetinden bir süre halının üstün de sürüklendik . Dirseklerim hafiften tahriş oldu,daha da kötüsü sabah 2 saat uğraşarak yatırdığım saçlarım yeniden havalandı .
''Dede kime sinirlendin ? '' diye sordum . Kendisine sinirlenmiş , Bir şey unutmuş sabahtan beri hatırlayamıyormuş . Söylediğine göre sokaktaki köpekler bile gülmüş haline ...
Anlamsız , aniden ortaya çıkıveren öfke nöbetlerini biz gençler iyi biliriz . Bir türlü geçmek bilmez , uzadıkça çevrendekiler için sıkıcı olmaya başlar ; ilgi dağılır , senle uğraşmaktan vazgeçip seni kenara bırakırlar .Somurtup beklersin de beklersin , kimse gelmez yanına .
Hiç sevmem bu durumu , bu yüzden dedemi anladım ve yardım etmeye karar verdim. Sonuçta yıllarca bir sürü saçma planımıza , eşek şakalarımıza ( Üstelik büyüklere yaparken bile ) hep o destek vermişti . Sıra bendeydi ve ona unuttuğu şeyi hatırlatmak benim görevimdi . Babam ve Necati ' de yardıma hazır görünüyorlardı. Bu kararımıza annem Kadriye 'nin dedeme yardım etmezsek doğum günü pastasını asla yapmayacağını söylemesi de bayağı etkili oldu tabii...
Öğleden öncemiz anneme yemeklerde yardım etmekle geçti , diğer zamanımız ise dedeme unuttuğunu hatırlatmak ile geçmek üzereydi dedem dün sabah neler yaptıysa aynısını tekrar yapıyorduk ilk önce pazardan rahmetli ninemin en sevdiği armudu arıyorduk sonra armudun iyisini ayılar yer diye düşündük Ayı Polat yanımızdan geçiyordu hemen dedik armudun en iyisinden bize de ayır dedik ama o yanlış anlamış olacak ki bizi kovalamaya başladı . sonra bir armut ağacına çarptık yerdeki armutlara baktık ama hiç biri değildi. ikinci durak teleferik ti ama çalışan dediğine göre teleferik bozukmuş sadece bir kişi bine bilirmiş ona da dedem bindi biz yürüdük dedem çoktan varmış , pikniğini bile yapmıştı aşağı indik çıktığımız gibi sonra dedem kuşlarını saldı ve onları bizden geri getirmemizi istemişti hepsini topladık sadece iki tane kalmıştı onu yakalamak için çöp kutusunun içine girmek zorunda kaldım yine den yakalayamadım bir anlık sinirle dedemin arkamda olduğunu görmemiştim ve dedim ki - bu gün benim doğum günüm ve ben çöp kutusundayım offf dedim dedem arkamdaymış meğer kuş dedeme gitmiş ve dedem hatırlamış bana hediye alacakmış en çok istediğimi hemde doğum günümü kutlayarak bana hediyemi verdi ve teleferiğe gitti bende onu takip ettim teleferik bozuk olduğu için yürümek zorunda kaldı ama ben hemen onu sırtıma aldım ve tepeye çıkardım son kuşta yanımıza geldi ve dedemden özür diledim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kral Şakir 1 , Tek Kişilik Dev Orkestra
ActionSelam arkadaşlar ben Şakir. Hepinizin bildiği şekilde nam-ı değer Kral Şakir. Dışarıdan bakıldığında normal bir aile gibi görünsek de bizim evde her gün ayrı bir olay yaşanır. Aslan babam Remzi , kardeşim Canan , yemek aşığı Fil Necati ile birlikte...