13.Bölüm

1.8K 132 492
                                    

Nisa'nın Ağzından ||

       Eve gittiğimde kendimi yatağa bıraktım yavaşça. Ne kadar uyumak istesem de bir türlü başaramıyordum bunu. En sonunda pes edip yataktan uzaklaştım. Yine yağmur yağıyordu. Bir süre pencerenin önüne oturup yağmuru izledim. Bugün olanları düşündüm. Barış'ı bu kadar üzen neydi bilmiyorum ama bir an önce toparlanmasını istiyordum. Onu öyle görmek canımı sıkmıştı. Böylesine üzülmeyi hak etmiyordu kesinlikle. Yine de Berkan ve Cemal'in onunla konuşup moralini düzelteceklerini umuyordum. Uyuyamayacağımı anladığımda ise kalkıp sıcak bir duş almaya karar verdim.

1 Hafta Sonra Nisa'nın Ağzından ||

        O günden sonra Barış'ı hiç görmemiştim. Onu arayıp canını sıkmak istemiyordum ama onu deli gibi merak da ediyordum. Bugün Cemal'in menajerle anlaşmasını kutlayacaktık. Belki oraya gelirdi değil mi? Umarım gelirdi... O gece Berkan ile kavga etmişler ve ondan sonra Barış ile doğru düzgün görüşememişti hiçbiri. Bu onu daha da merak etmeme sebep oluyordu. Zaten bu akşam da onu görmeyecek olursam mutlaka evine uğrayıp onu kontrol edecektim. En son onu gördüğümde iyi değildi çünkü. Buluşacağımız yere gidebilmek için hazırlanmaya başladım. Sade bir elbise giydikten sonra saçlarımı da örüp evden çıkmıştım. Taksiye binerken Cemal'in ismini verdiği mekana doğru yola çıkmıştım.

        Mekana geldiğimde bizimkileri görünce yanlarına gittim. Cemal henüz gelmemişti. "Merhaba." "Merhaba fındığım, hoşgeldin." Yanlarına otururken gözlerim kapıdaydı. "Birilerinin gözü yollarda kalmış." Lale'nin sesiyle Berkan da gülmüştü. "Ee sevgilisini bekliyor Lale'cim." Hafifçe gülümsedim. Cemal'i değil, Barış'ı bekliyordum. Onu iyi görmeye ihtiyacım vardı. Çünkü Cemal'in aksine onun iyi olduğundan emin değildim. Bir süre sonra Cemal göründüğünde ayağa kalktım ve sıkıca sarıldım ona. "Hoşgeldin aşkım." "Hoşbuldum kuzucum." Yanağıma kondurduğu bir öpücüğün ardından tekrar eski yerime geçmiştim. Cemal de benim yanıma yerleşmişti.

        "Barış gelecek mi acaba?" Kafamda dönüp duran soruyu Lale sorduğunda beni de büyük bir dertten kurtarmıştı sanki. "Valla sanmıyorum onun toparladığını." "Neden bu kadar üzgün ki? Hangi gerçek yakıyor bu kadar canını?" "Öyle çok önemli bir şey değil ya. Üzerinden yıllar geçmiş bir şey... Bizim Barış atlatmakta zorlanıyor sadece. Neyse babakolar bugün Cemal'in günü ya. Moral bozmak yok..!" Berkan benim sorumu geçiştirmeye çalışsa da basit bir olay olmadığı apaçık ortadaydı. Yine de bir şey demedim. Gözlerim istemsizce kapıya kaydığında Barış'ı hiç görmediğim kadar farklı bir hâlde görmüştüm.

        Cemal yerinden sıçradığında ise artık herkes onu görmüştü. "Çocuk adamım da gelmiş..!" "Geldim tabii, kardeşimi yalnız bırakır mıyım hiç..." Cemal ve Barış sarılırken gülümsedim. Barış'ı böyle iyi görmek içimi rahatlatmıştı. Onlar ayrılırken Barış karşımdaki yerini almıştı. "Ben gelmezsin diye düşünüyordum babako, şaşırttın beni." "Sen haklıydın Beko. Geçmişte takılıp kalmanın bir anlamı yok." "İşte bu be oğlum..! O zaman Barış hayata döndü diyebilir miyiz?" "Deriz tabii kardeşim. O zaman gecenin ilk içkileri benden." Müzik eşliğinde derin bir sohbete dalmıştık. Ama bu kez üzücü konulardan ziyade komik ve saçma hikayelerden falan bahsediyorduk.

        Herkes gülüyordu, buna Barış da dahildi. Hatta bugün en çok o gülüyordu.  Bir an için onunla göz göze geldiğimde ise gözlerinin derinlerinde sakladığı hüznü, öfkeyi, hayal kırıklığını fark ettiğimde yutkundum. O gece söyledikleri geldi aklıma... "Gerçekten iyi olmayalı o kadar zaman oldu ki... Her gün güçlü gibi durmaktan, iyi olmadığım halde iyiymiş gibi davranmaktan yoruldum" Derin bir nefes aldım. Barış iyi falan değildi, sadece öyleymiş gibi davranıyordu. Bunu yapmaya onu iten ise kardeşim dediği insanlardı. Özünde Berkan onun iyiliği için yapıyordu bunu. Ama Barış'a ne kadar zarar verdiğinin farkında bile değildi, olsaydı daha farklı davranırdı belki de...

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin