15.Bölüm

1.8K 125 263
                                    

        Barış ile ayrıldıktan sonra bütün gün çok yorulduğumu fark edip bir duş alıp uyumaya karar vermiştim. Yatağa uzandığımda içinde bulunduğum durumu düşünüp duruyordum. Berbat bir konumdaydım. Barış böyle bir haldeyken ona tutulmam bir yana, benim sevgilim varken böyle bir şey düşünmem berbattı. Ben bu değildim elbette, elimde olsa buna karşı da koyardım. Zaten yeterince koymaya çalışmıştım. Ama Barış bir mıknatıs gibi beni kendine çekiyordu ve ben ondan asla kaçamıyordum. Gün geçtikçe daha da bağlanıyordum ona. Aklımda bu düşünceler dönüp dururken yorgun bedenim de uykuya yenik düşmüştü.

...

        Sabah uyandığımda güzel bir kahvaltının ardından kursa gitmiştim. Oradan çıktıktan sonraysa Lale'yle onun evinde buluşacaktık. Kursta her şey yine oldukça sıradan geçmişti. Nihayet oradan çıkarken Lale'nin attığı konuma doğru gitmeye başlamıştım. Evine geldiğimde küçük ve sakin bir apartmanda yaşadığını gördüm. Lale kapıyı açtığında bana sıkıca sarılmıştı. "Hoşgeldin Nis." "Hoşbuldum Lale. Nasılsın?" "İyiyim sen?" "Ben de öyleyim." Beraber içeri girdiğimizde Lale içecek bir şeyler getirmek için gittiğinde ben de kurstan dolayı yanımda olan kağıt ve kalemlerimi çıkarıp bir şeyler karalamaya başlamıştım.

       Lale geldiğinde ise gülümseyerek bana limonata uzattıktan sonra yanıma oturmuştu. "Ee anlat bakalım, nasıl gidiyor?" "Hiç... Aynı işte. Sen anlat asıl Berkan'la durumlar ne?" Derin bir nefes aldığında bugün derin konulara gireceğimizi anlamış oldum. Dikkatimi Lale'ye versem de hâlâ bir yandan bir şeyler çizmeye devam ediyordum. "Yani Berkan'dan hoşlandığım ortadadır. Ama bilmiyorum Nisa. Farklı bir tarafı var ve bu beni korkutuyor. Bazı konularda bir anda sinirlenip kırıcı olabiliyor. Bilmiyorum Nisa, korkuyorum galiba." Onu başımla onayladım.

        "Ben seni anlıyorum. Yani Berkan aslında iyidir, çok severim onu ben. Ama son zamanlarda çok tuhaflar. Yani bu durumlar ikisini de kötü etkiledi sanırım. Barış'la ikisinden bahsediyorum." Lale'nin bana gülerek baktığını görünce anlamadığımı belli eden gözlerle baktım ona. "Nisa sana bir şey soracağım ama..." "Merak ettim şimdi. Korkmalı mıyım?" "Yok. Sadece... Nisa, nasıl desem..? Sen Barış'tan hoşlanıyor olabilir misin?" Lale'ye bakarken derin bir nefes aldım. Kendi içimde bunların farkına varmıştım ama başkasının bunu sorması kendimi daha da kötü hissettirmişti tabii.

        "Yok öyle bir şey... Hem biliyorsun Cemal'le biz se..." "Nisa yapma böyle, ben her şeyin farkındayım. Cemal'e Barış'a baktığın gibi bakmıyorsun. Nisa biliyorum olduğun durum sana berbat gözüküyor. Ama Nisa sandığın gibi içinden çıkılmayacak bir durum değil." "Lale... ben ne yapacağım?" Gözyaşlarımı tutamazken Lale de bana sarılmıştı. Her şey çok fazla karışıktı ve ben gerçekten ne yapacağımı bilemiyordum artık. Her şey o kadar karışık geliyordu ki her geçen gün. Bir yandan Cemal bir yandan Barış'a  karşı her gün daha da artan bir sevgi hatta aşk... Üstelik her şey bundan ibaret bile değil, Cemal olmasa bile Barış'ın bana karşı bir şeyler hissetmesi o kadar imkansız ki... Bir süre ağladığımda biraz daha rahatlamıştım. Şuan fark etmiştim ki birisine içimi dökebilmek bana da iyi gelecekti.

        "Nisa böyle bir şey varsa Cemal'i üzmeni ya da oyalamanı istemem. O da hak etmez böyle bir şeyi..." "Biliyorum. Lale dışarıdan çok kötü gözüküyorum değil mi?" Lale başını iki yana sallarken gülümsemeye çalıştım. Buruk bir gülümseme konmuştu yüzüme. "Ben seni tanıyorum ve eminim sen de böyle olsun istemezdin." "Kaçmayı denedim Lale, gerçekten ilk anladığım anda tüm bunlardan kaçmak istedim. Ama yapamadım. Barış'tan kaçmaya çalıştıkça sanki ona daha da kapılıyorum." Sıkıntıyla bir nefes verirken hâlâ aklımda sadece Barış'ın olması canımı sıkıyordu. "Kıyamam ben size..." Lale bana sıkıca sarılırken onun da beni anlamış olması ya da en azından büyük bir tepki göstermemesi kendimi bir az daha iyi hissetmeme neden olmuştu.

        "Peki emin misin gerçekten?" "Yani. Sanırım..." "O zaman şöyle sorayım. Cemal ve Barış'ı aynı anda tanısan şuan olduğun durumda olur muydun?" Önce düşündüm. "Lale, ben Cemal'i seviyorum evet ama sadece bir dost olarak sevmişim onu. Yani nasıl desem onunla o kadar iui anlaşıyorduk ki hayat arkadaşımın o olduğunu düşünmüştüm. Ama Barış'ı tanıyınca aşk denilen şeyin gerçekten var olduğunu fark ettim. Her şey öylesine berbat bir halde ki Lale. Cemal'le bir an önce konuşmam gerek sanırım. Hatta eminim, ona bu şekilde ihanet ediyor olmaktan mutlu değilim çünkü." Lale beni başıyla onaylarken bir süre sessizlik oluşmuştu. "Peki ya Barış?"

        "Ne olmuş Barış'a?" "Onunla da konuşacak mısın?" Barış ile bunu nasıl konuşabilirdim ki? Ne diyecektim? Sen başka bir kadın için acı çekerken kardeşim dediğin adamın sevgilisi sana aşık oldu mu? Ne düşünürdü benim hakkımda kim bilir ve Barış'ın benim hakkımdaki düşüncelerini çok önemsiyordum. Belki de gereğinden çok... "Lale onun ihtimali olduğunu sanmıyorum. Barış son zamanlarda hiç iyi değil, psikolojik olarak zor bir süreçten geçiyor. Onunla konuşmam sadece Barış'ın benden uzaklaşmasına neden olur. Şuan ise onu yalnız bırakmak istemem." Lale burukça gülümserken onunla konuşmak durumun karmaşasını daha da net görmemi sağlamıştı.

       "Siz ne olacaksınız böyle ya?" "Bilmiyorum ama bazen verdiğimiz kararlar ileride her şeyi berbat edebiliyor. Yani Berkan konusunda emin olmadan kararları vermeni istemem. Sonra gerçekten aşık olduğunda benim gibi karmaşanın ortasında buluverirsin kendini..." "O kadar uyumlu gözüküyorsunuz ki aslında... Keşke her şey sizin için daha kolay olsa." "Keşke..." Ben derin bir iç çekerken uzun bir süre sessiz kaldık. "Lale... O bana sarıldı biliyor musun?" "Kim? Barış?" Lale'yi başımla onaylarken yüzümdeki heyecan onu da güldürmüştü.

        "En son birlikte vakit geçirdikten sonra beni eve bırakmıştı. Hiç beklemediğim anda sarılıp veda etti bana..." Aklıma gelen şeylerle yutkundum. Barış bana veda ediyordu. Tabii ya nasıl anlamadım? Barış gerçekten vedalaşıyordu benimle... Belki de son kez birlikte güzel zaman geçirmek istemişti. Yoksa aniden yükselmesi her şeyi kenara bırakması mümkün değildi. Başımı iki yana sallarken Lale'nin dediklerini duymuyordum bile. Ayrılırken her şey için teşekkür etmişti çünkü beni bir daha görmeyecekti. "Lale benim gitmem gerek." "Nereye kızım noldu birden bire ya?" "Lale Barış'ı bulmam gerek benim. Sonra anlatırım." Evden acaleyle çıkarken Lale'yi duymuyordum bile.

Merhaba 🌼

Bölümü biraz hızlı yazdım nasıl olduğu hakkında bir fikrim yok umarım güzeldir ;)

Hepinizi seviyorum bazılarınız beni bu aralar fazla mutlu ediyor ki onlar kendilerini biliyorlar 😍 iyi ki varsınız 🖤

Destekleriniz için çok teşekkür ederim iyi ki varsınız hepinizi çok seviyorum 🥑🥥

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin