Uzunn bir bölümle geldimm artık bölümler biraz geç gelebilir çünkü gerçekten kelime sayısını elimden geldiğince yükseltmeye çalışıyorum iyi okumalar 🌸.—-
Sabah kalktığımda hissettiğim sinir nereye kaybolmuştu gerçekten bir fikrim yoktu. Yatağın önündeki boydan aynadan uyurken akmış ve kurumuş olan salyam ve dağınık saçlarıma izlerken muhteşem görünüyordum gerçekten.
"Harika bir bu boktan görüntü eksikti."
Gelen mesaja karşılık tepki bile vermek istemiyordum artık.
Min Yoongi sınırını çoktan aşmıştı ona olan nefretim dün gece sergilemiş olduğu davranıştan dolayı asla sönmeyecekti.
Hiçbir şey yapmayıp yatmaya devam ettiğimde birkaç bildirim sesi daha duymuştum ama ne varki ilgilenmiyordum benden istediği şeyleri yapmayacaktım artık oyun bitmişti.
En utanç vericiside Yohan'ın suratına nasıl bakabileceğimdi.
Arkamda duran yastığı hınçla çekip suratıma bastırarak sinirle tepinmeye başlamıştım.
Sorun bendeydi neden bana ilgisi olmayan biri için atmaya devam eden kalbimdeydi. Tanrı aşkına her şeyden önce onun bir sevgilisi vardı! O ulaşabilmek düşündüğümden çok daha uzaktı.
Sanırım artık ondan pes etmem gerekiyordu.
Sinirle nefesimi bırakıp ellerimi saçlarıma daldırdım ne kadar zor gelsede kolaya kaçamazdım asla benim olmayacak birisinin arkasından koşmaya çalışmak boşa çaba ve yorulmadan başka bir şey getirmezdi.
Telefonum birkaç kere daha titreyince söverek elime almıştım.
Cevap vermediğimden ötürü Yoongi'nin mesajlarını içeriyordu tabiiki.
Yoongi
-Soktuğumun mesajına cevap ver sinirlenmeye başlıyorum.
-Uyandığını biliyorum okundu bilgisi gösteriyor.
-Oraya gelirsem hiç iyi şeyler olmaz.
-Ben birden fazla uyarmayı sevmem.
Mesajlar burada sonlanıyordu. Artık tehditleri bir nohut tanesi kadar önemli değildi isterse gidip söyleyebilirdi Yohan'a artık. Nasıl olsa pes etmiştim.
Sinirle ellerimi klavyede gezdirip ona mesaj attım buraya gelmesinide beni görmesini de istemiyordum.
Jungkook
Artık beni tehdit edemezsin vazgeçiyorum.
Mesajı attıktan sonra ne yapacağını merakla beklemeye başlamıştım. Mesaj bir süre sonra okunmuştu ama bana geri dönmemişti.
"Hah.. Daegu ayısı işte! Ne bekliyorsam artık.."
Tam söylene söylene ayağa kalkacaktımki kapıdan gelen açılma sesi ile duraksamış bir hışım yanımda biten Yoongi'yle bakakalmıştım.
"Hey, senin bir şeyin yok değil mi?"
Hızlı hızlı konuşurken bir yandanda oturan bedenimi kaldırmış kollarımı açarak bir yara belirtisi görmeye çalışmıştı.
Şuan neden böyle bir şey düşündüğü ve neden böyle bir şey yaptığıyla ile alakalı hiçbir fikrim yoktu fakat yüzüne bakacak olursam alnında oluşan ter birikintisiyle bir süre koştuğunu anlamam uzun sürmemişti. Bende şokun etkisinden çıkıp endime gelmeye çalışarak kolumu hemen ondan çekmiştim.