Hissediyorum, bebeğim. Kokunu duyuyorum.
Not: Bu Kitapta küfür, argo, şiddet ve 10 yaş altı her yerde allah sizi yakacak gibisinden cümleler kuran kitle için zaralı sahneler bulunacaktır.
"Aman tanrım neden haber vermediniz çocuklar? Sizi gördüğüme öyle sevindim ki. Ne kadar büyümüşsünüz siz öyle. Yemek yemiyor musunuz? Bir deri bir kemik kalmışsınız!""Melody, onları içeri almayacak mısın?"
"Oh, elbette. Buyurun çocuklar. Ee yeniden eve dönmek nasıl bir duygu?"
Buraya gelmediğimiz süre boyunca Soos, Melody ile evlenmişti. Gizemli klubeye Soos bakıyordu. Stanford ve Stanley amcam ise keşiflerinden dönmüş ve oldukça yaşlanmışlardı. Stanley amcam tekerlekli sandalye de iken Stanford amcam sadece baston kullanıyordu. Gittiğim gibi ikisine de sarıldım, doya doya.
Stanford amcam bir terslik olduğunu anlamıştı. Hangi ebeveyn okul zamanında çocuklarını eski bir kasabaya yollardı ki?
"ne o, dönem ortasında hangi rüzgar attı sizi buraya?"
Demişti kısık ve pürüzlü çıkan sesiyle. Dipper ile kısa bir bakıştık daha sonra Dipper benim söylemediğimi görünce kendisi söylemeye karar verdi. Önce halıya uzun bir süre baktı, daha sonra boğazını temizleyerek konuya girdi. Tabi onlar davranışlarımızdan kötü bir şey olduğunu anlamıştılar.
"Stanley amca, Stanford amca. Buraya dönem ortasında gelmemizin bir sebebi var. Annem ve babam..."
Derin bir iç çekti ve cümleye titreyen sesiyle devam etti.
"onlar, vefat etti."
Stanford amcam kaşlarını çatmakla yetinirken. Stanley amcam ise gerçekten şaşırmış gibi görünüyordu.
"Ne?! Ama, ama nasıl oldu bu? Onlar beni gömmeden nereye gittiler! Genceciktiler"
Stanley amcam titrek çıkan sesiyle hafif yüksek tonda konuşuyordu. Stanford amcam daha sakin karşıladı.
"Nasıl oldu?"
Bu sefer söze ben girdim.
"İş yerinde, asansörde elektrik akımına uğramışlar."
"oh, olamaz"
"tamam çocuklar siz odanıza çıkıp biraz dinlenin. Daha sonra uzun uzun konuşuruz."
Dedi Soos, olayı toparlamak istercesine. Bavulumu aldım ve merdivenleri yavaş yavaş çıkmaya başladım. Odamızın kapısına geldiğimde kolu yavaşça çevirdim, gıcırdayan ve her an kırılacak hissi veren tahtalara çok yük vermemeye çalışarak içeri doğru yürüdüm. Bavulum yatağımın kenarına bıraktım ve etrafı izledim. Her tarafı örümcek ağı sarmıştı. Eşyalar tozlanmış, biz burada değilken odaya kimsenin girmediği apaçık belliydi. Dipper'a döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALONE «Mabill»
FanfictionUmudunu, heyecanını, yaşama olan sevincini kaybetmiş, Onları annesiyle babasının mezarına gömmüştü küçük kız. Yıllardır böyle yaşıyordu, ne kadar kabullenemesede artık şapşal bir kız çocuğu değildi... Yaz sonu evlerine, California'ya döndükten 3 yıl...