- II -

82 5 0
                                    

Anıl,gözlerimin içine bakıyordu.O kadar güzel gözleri vardı ki karşı konulmaz biçimde beni kendine çekiyordu.Onun gözlerine bakarak tatlı bir uykuya dalabilirdim ama şuan hiç sırası değildi. O güzel bakışlarıyla bana resmen yalvarıyordu : '' Lütfen kabul et,buna ihtiyacım var.Sana ihtiyacım var.'' Kabul etmek istiyordum.Hemde çok.Bu dünyada en çok istediğim şey şuan buydu. O benim,bende onun olmalıydım ama Aylin varken bu neredeyse imkansızdı.Eğer ikimizi öğrenirse dünyayı başıma yıkardı.Ben kendimi belki korurdum ama Anıl için endişeleniyordum. Belkide Selen haklıydı. Aylin yüzünden sevdiğim çocuktan vazgeçemezdim.Hayır bunu yapmayacaktım. Güçlü olacaktım. Artık Anıl ve Alina olmayacaktık, biz olacaktık. Anıl'ın yüzünde umutsuz bir ifade vardı.Birazdan ağlamaya başlayacak bir yavru köpek bakışıydı bu, karşı konulamazdı.Kendimi daha fazla tutamadım, söyeleyecektim. Hayır söylemezdim, hayır. Kalbime karşı koyacaktım bunu yapacaktım. Tam ağzımdan ''Hayır.'' sözcüğü çıkacakken içimde bir şey bunu dememe engel oldu ve ağzımdan şu sözcüklerin çıkmasına neden oldu:

'' Senden cidden hoşlanıyorum. ''

Bu sözcükleri dediğim an birden kafam karıştı.Bunu söyleyen kimdi? Ben olamazdım öyle değil mi? Hayır bu ben değildim. Daha yarım saat önce yalnızların arasına katılan ben şimdi bu sözcükleri söyleyen kişi olamazdım. Ama artık çok geçti. Söylemiştim bile. Anıl, yıllardır birbirini özleyen bir çiftin kavuştuğu zamanki gibi neşeli bir şekilde bana bakıyordu. Ve birden onun sıcacık bedeninin, kendi bedenimle birleştiğini hissettim. Onun bedeninin sıcaklığıyla birden mutlu olduğumu hissettim. Daha sıkı sarıldım. Aylin sanki hiç var olmamış gibi hissediyordum. . Hiçbir engel yoktu artık aramızda. Ama içimde garip bir his vardı. Bir taraf onu sevdiğimi söylese de içimde başka bir taraf -sahiden güçlü bir taraf- onun benim için doğru olmadığını söylüyordu. Ama şuan için o tarafın sesini bastırdım.

→→→→→→→→→→→→
Anıl Saylan

Bütün hayallerim gerçek olmuş gibi hissettim. O okulda ki soğukkanlı çocuk yoktu şuan . İçimdeki romantik Anıl ortaya çıkmıştı artık. Bırakmak istemiyordum onu. Sonsuza dek sarılı kalmak istiyordum ona çünkü ancak bu şekilde mutlu olabilirdim. Küçük kız kardeşim gittikten sonra hayatım başıma yıkılmıştı. 5 yaşında ölmüştü bitanem. Kanserdi küçüğüm... Genetikti, yapacak bir şey yoktu. Anneannemden geçmişti miniğime de . O gittikten sonra mutsuzdum artık.Annem babam, ablam yanımdaydı , bana çok iyi bakıyor beni seviyorlardı ama kardeşim gibisi yoktu ki. Onun gibi gülen onun gibi beni mutlu eden yoktu. Ben onun abisiydim, her gün beraber oyun oynar eğlenirdik. O gittikten sonra sadece 2 tane kızı sevebilmiştim. Biriyle 5. sınıfta tanışmıştım ertesi yıl okuldan gitti. Ondan sonra Alina çıktı karşıma o tatlılığıyla , o gülümsemesiyle ... Her Pazar akşamı beraber bilgisayarda oyun oynuyorduk. Ben,Ediz ve Alina... Her şey güzel giderken Aylin çıkmıştı karşıma. Bir zamanlar onu sevdiğimi sanmıştım, 6.sınıfta. Meğerse sevmemişim. Onun gibi bir manyağı ben nasıl sevebilirdim ki? Hemde Alina bu kadar yakınımdayken... Onu bırakamıyordum, 2-3 dakika geçtiğinden beri sarılı kalmıştık ve onu bırakmak istemiyordum. Selen bile sıkılmış olacak ki banka oturmuş telefonuyla oynuyordu. Birden hafif bir hıçkırık ve ağlama sesi duydum. Alina'ydı bu ağlayan. Yanaklarından yavaş yavaş akan bu gözyaşları güneş ışığıyla parladığında onun daha da şirin görünmesine sebep oluyordu. Ama gülümserken daha tatlıydı, ağlamamalıydı o, asla.

" Alina.. Neden ağlıyorsun tatlım. "

Evet tatlım demiştim. Neden dediğimi bilmiyorum. Beni ittirdi. Geriye çekildi:

" Ben... Bu-bu-nu yapamam. "

Dedikten sonra banktan çantasını aldı ve hızla koşmaya başladı. Selen'de hızla onun arkasından koşmaya başladı. Beni burada bırakmıştı. Yapayalnız.Bir başıma... Bunu neden yaptığını anlamamıştım. Denize doğru baktım. Genelde yumuşak bir insan değilimdir. Çok sert biriyimdir ama gözlerimden akan yaşı tutamadım. Bir anda kardeşimin ölümü geldi aklıma. O küçücük yaşta ellerimden kayıp gitmişti. Önce kardeşim, şimdi Alina. Acaba çektiğim acıları bilse gene de gider miydi? Ama ben neden gittiğini biliyorum. Hep o Aylin yüzünden, hep o cadı bu kızın aklını karıştırıyor. Ama ben o kıza gününü göstermezsem... Bir an Alina'nın arkasından koşmak istedim ama içimde bir ses burada durmanın ve onunla konuşmamanın en doğrusu olduğuny söyledi ve ben de o sesi dinledim.

→→→→→→→→→→→→→→→→
Alina Rüya Aksoy

Daha fazla dayanamamıştım. Ben bunu yapamazdım. Aylin varken bunu yapamazdım. Biliyorum korkaklık ediyordum. Ama bu benim elimde olan birşey değildi ki.Hem Anıl'ı sevdiğime o kadar emin değildim, evet hoşlanıyordum bu kesindi ama sevip, sevmediğime ben de emin değildim. Birden içimde Anıl'la olmanın doğru olmadığınu söyleyen sesin bastırdığını hissettim. Sesin neden orada olduğunu bilmiyordum ama bir nedenden dolayı vardı işte! Ve bana Anıl'dan uzak durmanın doğru olduğunu söylüyordu. Belki de bu sesin sebebi Aylin'in bana verdiği korkuydu, bilmiyorum ama ne olursa olsun şu zamana dek hep içimdeki sesi dinledim. Şimdi de dinlemeye devam edecektim.

Giderken Anıl'ın yüzündeki o mutsuz bakışı gördüğümde içim ne kadar sızladı bir bilseniz. Şuan evimin küçük merdivenlerinde oturmuş sessizce ağlıyor ve anlamsızca asfaltı izliyordum.Şuan ağlamamın en büyük nedeni de onu orada öylece bırakıp gitmemdi. Bu sırada koşarak Selen geldi. Nefes nefeseydi.

" Alina! Sen ne yaptığının farkında mısın? Sen giderken o çocuk ne durumdaydı biliyor musun? Seni sahiden seven birinin duygularıyla nasıl bu kadar kolay oynayabiliyorsun. Hiç mi acımıyorsun o çocuğa? "

" Se-se-se-len ba-bak bu benim elimde değil. "

Hıçkırmaktan doğru dürüst konuşamıyordum. Selen haklıydı. Bu yaptığım çok kötüydü. Anıl'ın duygularıyla oynuyordum. Şu sıralar hızlı duygu değişimleri yaşayan bir insandım. 2 hafta öncesine kadar Ediz'i sevmeme rağmen şimdi onun en yakın kankasından Anıl'dan hoşlanmaya başlamıştım ve o da beni seviyordu. Ah ne yapıyordum ben... Geri dönmeliydim. Selen'e:

" Sakın bir yere ayrılma. "

Dedikten sonra vücudumdaki tüm gücü bacaklarıma yükledim ve koşmaya başladım. 1 dakika içinde parka varmıştım. Anıl 'la buluştuğumuz yerdeki banka baktım. Kimse yoktu. Etrafa baktım. Evet, gitmişti. Şimdi yapayalnız kalan bendim işte. Anıl' ın oturduğu banka oturdum ve denizi izlemeye başladım. Ben bunu nasıl yapmıştım?

Sonsuz ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin