"Gözlerin... Gözlerindeki o parlak siyahlık bana geceyi anımsatıyor. Etrafındaki beyazlar bir yıldız gibi yörüngenin etrafını sararken karanlıkta kaybolan ruhuma ışık oluyor."
Ruhunun ruhuma denk gelmesi bu hayatta karşılaştığım en güzel tesadüfler...
Tatlılar yenilirken sohbetin akışına kapılan Kamer amca ve Hamide Teyzeden istifade Aybars yanımdaki boşluğa oturarak elindeki tabağı uzattı. Çatalına batırdığı bir adet baklavayı dudaklarımın kıyısına getirerek ağzımı aralamamı bekledi. Gözlerindeki inatçı hali bu ısrarcı bekleyişini sürdürürken ufak bir gülümseme bahşederek dudaklarımı araladım. Ağzımın içinde çoğalan tatlının tadı dilimde mayhoş bir kıvam bırakırken usulca çatalı tabağına bırakan Aybars bana dönerek konuşmaya başladı.
"Çaktırmadan senin şu kaldığın odaya gitsek ya ne güzel olurdu? Hazır bunlar yine Osmanlıyı tekrar yad ederken bu fırsatı kaçırmasak mı? Hem dudaklarımdaki rujun tadı aklımda kaldı"
Aceleci tavırlarına istinaden takındığım rahat uslubüm Aybars'ın tahammül sınırlarını taşırırken gözlerimin kıyısında gezdirdiğim Hamide Teyze ve Kamer amcayı süzdüğümde sıcak nefesinin değdiği tenim karıncalanmaya başlamıştı. Dudaklarının arasından çıkan nefesi boğazımı kuruturken dilimle dudaklarımı ıslattım. Boğuluyormuş gibi nefes alamazken yönümü Aybars'a çevirerek hafif kendisini payladım.
