(Seokjin)
Son fizik testini bitirmemle sırtımı bıkkınca sandalyeme yaslandım. Sonunda bütün ödev ve çalışmalarımı bitirmiştim saate baktığımda saatin 22.48 olduğunu gördüm.
Bugün oldukça yoğun bir gün olmuştu benim için okuldan sonra japonca kursuna gitmiş 2 saatin sonunda kursum bitmişti. Eve ise ancak hava karardıktan sonra gelebilmiştim. Biraz dinlenip yemeğimi yedikten sonra derslerime çalışmaya başlamıştım ve ancak bitirebilmiştim.
Kendimi bembeyaz yatağıma attım. Yatağın soğukluğunu hissedince içim huzurla doldu ve sonra ışığı kapatıp uyudum.
***
Sabah telefonumdan gelen aramayla uyandım ve arayanın kim olduğuna bile bakmadan telefonu açtım. Arayanın kim olduğunu biliyordum zaten beni her okul sabahı arardı en yakın arkadaşım Jungkook. O benim şimdiye kadarki bütün hayatımda bana arkadaşlık eden bana destek çıkan çok değerli bir insandı.
Telefonu açtığım anda gelecek şeye hazırdım. Yani ben öyle sanıyordum...
Derince bir nefes alma sesi geldi kulağıma, ardından da bağırmaya başladı. "SEOKJİİİİİİİN UYAN LAN UYAN BUGÜN PAZARTESİ EĞER GEÇ KALIRSAK HOCA SENI DE BENİ DE SİKER." Değerli insan falan demiştim ya unutun onu jungkook orospunun tekiydi. "Lan göt herif ne diye her sabah bana bağırıyorsun piç." diye kızgın bir ses tonuyla konuştum. Bağıramazdım çünkü annem, babam ve küçük kardeşim hala uyuyordu annem eğer kardeşimi uyandırırsam ağzıma sıçardı.Ahizeden birkaç tıkırtı geldi ve ardından konuşmaya başladı jungkook "Hyungiee uyan hadı eğer geçen haftaki gibi okul servisini kaçırırsak öğretmenlerden kurtulamayız , yani en azından ben kurtulamam malum okul birincimiz Kim Seokjin'e öğretmenlerimiz kıyamıyor. Ama benim ağzıma bile sıçıyorlar." Derin bir nefes aldım okula gitmeyi gerçekten hiç istemiyordum bu sabah. Sebepsizce içimde tuhaf bir his vardı ama gitmek zorundaydım.
"Tamam Jungkook ben hazırlanmaya başlıyorum serviste görüşürüz" dedim ve telefonu kapattım.Yataktan kalkıp lavaboya gittim ve yüzümü yıkadım önce. Aynaya baktığımda gülümsemeye başladım. Yüzümün çok güzel olduğunu düşünüyordum. Sonra da ihtiyaçlarımı giderip odama yol aldım.
Sandalyemdeki formalarımı alıp giydim saçımı taradım, çoraplarımı giydim ve biraz parfüm sıktım. Odamdan sessizce çıktım.
Ses çıkarmamaya çalışarak mutfağa gittim saat gerçekten çok erkendi ve sabahın beş buçuğunda kahvaltı yapamadığım için kendime akşamdan hazırladığım sandviçleri çantama koydum.
***
"Hyung sence ben kiminle eşleşeceğim proje ödevinde?" Jungkook'un sorusuyla istemsizce kaşlarımı çattım. "Ne projesinden bahsediyordun Kook?" Sorusuna verdiğim cevapla Jungkook'un da şaşkınca kaşları çatılmıştı "Hyung hani cuma günü liste halinde hocaya 3 farklı dersten proje almak istediğimiz dersleri yazdık ya. Unuttun mu gerçekten? Hatta Bayan Park da gelip tüm sınıflara teker teker sınıf öğretmenlerinin 3 dersten birini seçip bize proje vereceğini uzun uzun anlatmıştı ya. Hatta iki kişi yapacaktık projeyi. Lan unuttun mu yoksa?"
Jungkook'un yardımıyla şu ikili proje zırvalığını hatırlamıştım sonunda. Her sene istisnasız hocalar öğrencilere iki kişilik projeler verirdi ve asla partnerimizi biz seçemezdik. Şimdiye kadar benimle ödev yapan öğrencilerle çok sıkıntı yaşamamıştım ama her sene çok tedirgin olurdum bu partner mevzusu yüzünden. Çünkü not alıyorduk ve ben sorumsuzluğa asla katlanamıyordum.
Aniden hatırlamış olmanın verdiği telaşla Jungkook'a döndüm "Hassiktir lan ben unutmuşum onu" Jungkook alayla sırıttı "Her sene proje stresinden yeri göğü oynatırdın sen. Ne bu dalgınlık? Aşık mı oldun lan yoksa?" Bu sözlerine karşılık kafasına hafifçe vurdum ve devam ettim"Aşk mı? Peh... Kıçımın aşkı oğlum ben daha cinsel yönelimimi bilmiyom sen neyin aşkından bahsediyorsun pezevenk?" Jungkook söylediğim şeye sırıttı ve sonra İngilizce hocasının yine hamile kaldığı ve yakında izne ayrılacağından, kimseyi takmayan fizikçimizin anlatışını asla anlamdığımızdan ve de müdürümüzün piçliğinden konuştuk.
Böyle boş konuşmalarımızla geçen okul
yolculuğumuz bitince servisten indik. Junkook bahçede gördüğü sınıf arkadaşıyla konuşurken onun omzunu hafifçe sıkıp -bu aramızda veda etmek gibi bir şeydi- hızlıca sınıfıma girdim.***
Sakince oturmuş dersimi dinliyordum sandığım gibi kötü bir olay olmamıştı gayet sıradan bir gündü hatta bayağı sıradandı.
Tam o anda Bayan Park kapıyı çalıp içeriye girmişti. Bayan Park bizim edebiyat öğretmenimizdi her zaman bakımlı bir kadındı. Siyah küt saçlı ve biraz kısa bir kadındı. İnciyi çok sevdiğini ona sadece bakarak rahatça anlayabilirdiniz çünkü bileğinde zarif inci bir bikeklik, inci küpeleri ve inci taşların dizili olduğu kolyesini sık sık takardı çok sevimli bir kadındı.
Gözünün önüne gelen siyah saçlarını hafifçe geriye savurmuş ve hızlıca konuşmaya başlamıştı "Dersinizi böldüğüm için üzgünüm Bay Shin ancak çocuklara hangi dersten proje aldıklarını ve partnerlerinin kim olduğunu söylemem gerekiyor." Bay Shin memnuniyetle gülümsemiş ve öğretmen masasının yanına giderek "Elbette Bayan Park buyrun." demişti.
Aşırı kötü hissediyordum kendimi.içimdeki tuhaf his tekrardan baş gösterirken belki beni rahatlatır diye çantamdan sakince suyumu çıkarmış ve içmeye başlamıştım. O sırada hoca çoktan isimleri okumaya başlamıştı. " Park Jihyo ve Kim Jisoo matematik. Park Chanyeol ve Byun Baekhyun Biyoloji. Kim Namjoon ve Kim Seokjin Fizik."
Duyduğum şeyin etkisiyle neye uğradığımı şaşırmıştım ve yudumladığım suyun da genzime kaçmasıyla ciğerim çıkyormuş gibi öksürmeye başlamıştım. Sıra arkadaşım sırtıma hafifçe vurup "İyi misin?" diye sorduğunda kendime gelip başımı hafifçe sallamıştım. Sonra ise Namjoon'un şok olmuş yüzüyle karşılaşmıştım bana bakıyordu, kocaman açtığı gözlerindeki şaşkın bakışlarıyla bana bakıyordu.
Dur NE HASSİKTİR NE HOCA ÇIKIYO LAN HAYIR BEN BUNUNLA PROJE YAPMAM HAYIR.
Son anda kendime gelip hocaya seslendim "Bayan Park acaba partnerleri değiştirebilir miyiz? Lütfen." Kadına yalvardım LAN bayağı bayağı yalvardım.
Bayan Park yüzündeki büyük gülümsemeyle bana bakmış ve "Seokjin, projedeki partnerini herhangi birinin partneriyle değiştiremezsin maalesef." demiş ve ardından da eklemişti "Bu arada az kalsın söylemeyi unutuyordum okul çıkışı herkes partneriyle beraber projesini aldığı dersin öğretmeninin yanına gitsin onlar size neyi nasıl yapacağınıza dair bilgi verecekler."
Nazik bir şekilde bizlere iyi dersler dedikten sonra da sınıftan çıkmıştı. Arkasında yıkılmış bir Seokjin bıraktığını bilmeden...
Kafamı sertçe sırama koymuş ve sessizce mızmızlanmaya başlamıştım. KOSKOCA SINIFTA BAŞKA ÖĞRENCİ Mİ YOKTU AMINA KOYAYIM. Beni neden sınıfım hatta okulumdaki en soğuk ve geçimsiz kişi olan Kim Namjoon'la proje partneri yapmışlardı.
Okuldaki pekçok kişiyle iyi anlaşan sosyal bir insandım ve kimseye ön yargıyla yaklaşmazdım. Tek bir kişi hariç KİM NAMJOON o çocukla konuşmaktan hep kaçınırdım. Sıklıkla okula geç gelir, okulun bitiş zili çalar çalmaz ortadan kaybolurdu. Okulda pek fazla kişiyle takılmazdı bir tek yan sınıftaki Kim Taehyung ve bir alt sınıfımızdaki Jung Hoseok ile çok yakın olduklarını biliyordum. Derslerin pekçoğunda uyumasına rağmen bir şekilde derslerden geçiyordu ve bu beni hayrete düşürüyordu açıkçası.
Ama biliyordum ki bu projeden onun sorumsuzluğu yüzünden düşük not alacaktım çünkü öğretmenler sunumu iki kişiden notu en düşük olan kişiye yaptırırlardı her zaman.
Bu proje ödevi başıma gelmiş en kötü şeydi ...
Küçük bir rica: yazım veya noktalama yanlışı gördüğünüzde lütfen bunu yormularda belirtin.Görüşmek üzeeeee
beğendiniz mi ⭐
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Worst Thing !Namjin!
Fanfiction-Hayır onu oraya yapıştırma. Hayır Namjoon yanlış resmi yapıştırıyorsun . Namjoon o kartonu kesme yanındakini kesmen lazım HAYIR HAYIR NAMJOON BIRAK BEN YAPACAĞIM HEPSİNİ. -Yardım ettiğin mi var amına koyayım. Bağırıyorsun sadece Seokjin. - Başıma g...